Numan Kurtulmuş’tan yeni dönem mesajı: Anayasa için en ideali 400’ün üzerinde oy
İkinci kez Meclis Başkanı seçilen Numan Kurtulmuş, yeni periyoda ait birinci bildirilerini Yeni Şafak’a verdi. Kazakistan’ın başşehri Astana’da düzenlenen Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi’ne katılan Kurtulmuş, yurda dönüş öncesinde konuştu.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Terörsüz Türkiye amacının Meclis çatısı altında yürütülmesi için MHP Lideri Bahçeli tarafından önerilen Ulusal Birlik ve Dayanışma Komitesi’nin toplumsal psikolojiyle gözetecek bir yapıda olacağının altını çizdi. Kurtulmuş, “Türk, Kürt, hangi kimliğe sahip olursa olsun insanlarımız; evet, güzel bir şey yapılıyor, bu Türkiye’nin hayrına olan bir süreçtir, diyerek takviye vereceği bir süreç olmalı” dedi. Terörsüz Türkiye sürecinin planladığı üzere gittiğini tabir eden Kurtulmuş, “Önce İmralı’nın açıklama yapması, gerisinden örgütün birleşenlerinin bu açıklamaya uyduklarını söz etmeleri değerliydi. Bundan sonra da siyasetin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi kelam konusu. Bu çerçevede tabi ki Meclis’te bir kurul kurulması en doğal yoldur” dedi.
“Komisyon, Melis’in yaz ortası vermesinden evvel kurulur mu?” sorusuna ise Kurtulmuş, “Bu tıp şeylerde vakit vermek, işi kolaylaştırmak yerine zorlaştırabilir. Önemli olan hem toplumun bu işe hazır hale gelmesi hem Meclis’teki siyasi partilerin bu bahisteki tartışmalara hazır bir vaziyette olduğunun ortaya konulmasıdır” cevabını verdi. Sıkıntını siyasi ve tüzel taraflarının olduğunu kaydeden Kurtulmuş, “Yüz düşünüp bir konuşarak, kılı kırk yararak ve hakikaten bütün toplum bölümlerinin işin içerisinde olabileceği, herkesin gönül rahatlığı içerisinde takviye vereceği bir süreci ortaya koymak lazım. Kürtlerin onuru, Türklerin gururunun korunduğu bir süreci inşallah en hoş biçimiyle takip etmemiz gerekiyor” dedi.
Yeni anayasa çalışmalarına tartı vereceğini açıklayan Kurtulmuş, TBMM çatısı altındaki partilerle görüşmek için tekrar önderler çeşidine da çıkacağını söz etti. Kurtulmuş, “Sadece partiler değil, dediğim üzere STK’lar ve bu husustaki fikri olan bütün kesitler fikirlerini ortaya koysunlar ve müzakere edilmeye başlansın” dedi. Yeni anayasayla ilgili CHP’nin her tartışma açıldığında kapıları kapatma tavrı alması da Kurtulmuş’a soruldu. Meclis Başkanı Kurtulmuş, “Şimdi ben bu farazi şey içerisinde konuşmak istemem. Fakat yani sonuçta tabir ettim, hiçbir partinin bu süreçte ya ben konuşmuyorum, görüşmüyorum deme lüksü yoktur, fikrini söyler” dedi.
Üzerinde mutabakat sağlanacak bir anayasa dilek ettiğini söz eden Kurtulmuş, TBMM’de 400’ü aşkın bir oyla geçecek bir teklifin milletin anayasası olacağını kaydetti. Türkiye’de anayasa yapılacaksa da bunun konuşulacağı yerin TBMM olduğunu tabir eden Kurtulmuş, anayasa üretim süreçlerinde toplumun her kısmı teklifini sunacağını fakat anayasanın, millet ismine yapılan bir mutabakat metni olduğunu söyledi.
“Anayasa yapmak vakti mıdır, vakti midir? Tam zamanıdır” diyen Kurtulmuş. TBMM’nin 28’inci Yasama Devrinin üzerine büyük yükümlülük düştüğünü de aktardı. 12 Eylül rejimin kalıntılarından olan 82 Anayasası’nın 19 sefer değiştirildiğini ve yeni anayasaya gerek kalmadığı tarafındaki tenkitlere karşı çıkan Kurtulmuş, “Anayasa’nın ruhu hala bu metinlerin içerisinde mündemiçtir. Sivil, demokrat, iştirakçi, toplumun bütün bölümlerini kapsayan, kuşatan yeni bir anayasaya muhtaçlık vardır” dedi.
Meclis içtüzüğünde asıllı bir çalışma yapılmasını da öneren Kurtulmuş, İngiliz parlamentosundaki emsal halde “komisyon asıllı çalışmaların gerçekleştiği” bir modelle işaret etti. Kurtulmuş, “Tekliflerin komitelerde açık bir biçimde tartışıldığı ancak Meclis Genel Konseyi’nde da hızla milletvekillerinin, olgunlaştırılmış olan kanun teklifi metni üzerinde, görüşmelerin yapıldıktan sonra oylamaya geçildiği bir tertibin kurulması lazım” dedi. Kurtulmuş, Meclis’te yasa yapma kalitesinin yükseltildiği, demokratik tartışma tabanlarının olgunlaştırıldığı ve çalışma saatlerinin uzaması engelleyecek bir İçtüzük’e gereksinim duyulduğunu söyledi.
Meclis’te bir içtüzük değişikliğine gerek olmaksızın mevcut içtüzükle çözülecek meselelerinde da bulunduğuna işaret eden Kurtulmuş, her meclis başkanvekilinin birebir tavır içerisinde olması bir an evvel ortak mutabakat metni oluşturtulacağını da kaydetti. Kurtulmuş, “Birisi 1 dakikalık kelam hakkını 20 şahsa kullandırırken, bir oburu 60-70 şahsa kullandırmamalıdır. Ya da Meclis Genel Kurulu yalnızca küme başkanvekillerinin karşılıklı kelam düellosu yaptıkları bir yer olmamalıdır” dedi.
Meclis Genel Konseyi’ni iki hafta kesintisiz olarak yöneten Kurtulmuş, “Benim için de çok güzel bir deneyim oldu. Öncelikli şunu söyleyeyim. Güç tartışmaların olduğu ortamlarda bile milletvekili arkadaşlarımız olağanüstü olgunlukla bu süreci götürdüler. Hatta bezen o denli uzlaşılar sağlandı bu iki haftalık müddet içerisinde, artık sayısı tam veremiyor olabilirim 12-13 unsur partiler anlaştığı için üzerindeki tartışmalar geri çekildi ve 40-45 dakikada 13 unsur geçti. Artık yeri geldiği vakit demek ki beşerler oturup müzakere de edebiliyorlar” diye konuştu.
Kurtulmuş TÜRKPA’nın 14’üncü Genel Konseyi’nde alınan kararlar için 300 milyonluk Türk dünyasının, çok kutuplu, çok merkezli olarak gelişmekte olan yenidünyan sistemin kıymetli aktörlerinden birisi haline getireceğini söz etti. Genel Kurul’un mottosu olan “Türk Devri” tabirini önemsediğini vurgulayan Kurtulmuş, “Türk dünyasının hakikaten kendisine sahip çıkması ve daha ileriye atılım içerisinde olmasının devridir” dedi.
Kurtulmuş, TURKPA’ya KKTC’nin birinci kere gözlemci sıfatıyla katılmasını çok değerli olduğunu söyledi. Kurtulmuş, kimi Türk devletlerinin Güney Kıbrıs’a atıfta bulunan Birleşmiş Milletler kararlarının kabul ettiği Semerkand Deklarasyonu’ndan Türkiye’nin olağanüstü önemli formda bundan rahatsızlık duyduğunu muhataplarıyla görüşmelerde söz ettiğini söyledi. Bu toplantıda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclis Başkanı Ziya Öztürkler’in bulunması Türkiye için de çok değerli olduğunu tabir etti. Öztürkler’in gözlemci olarak bütün toplantılarda bulunduğunu, kelam hakkı verildiğini ve Genel Kurul’da da konuşma yaptığının altını çizdi.
