Kurban Bayramı günleri farklı ibadet günleridir
Arife Günü sabah namazından sonraki tekbir ibadeti dördüncü günün ikindi namazı sonrasına kadar devam ediyor.
Cenazeyi taşırken tekbir yok, lakin bunu yapıyorlar, söylediğim günlerde tekbir var; bunu ya unutuyor yahut yapmıyorlar.
Bu tekbirler, Hanefî mezhebine nazaran vâcib, Şâfiî ve Ahmed’e nazaran sünnettir. Bakara Sûresi’nin “Sayılı günlerde Allâh’ı zikrediniz…” meâlindeki 203. âyet-i kerîmesi, teşrîk tekbîrine işaret olarak kabul dilmiştir…
Yirmi üç vakitte, her farz namazın arkasından “Allâhü ekber, Allâhü ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd.” diye tekbîr getirilir.
Farzı kılıp sol tarafa selam verildikten sonra orta vermeden, yerinden kalkmadan, mescidden çıkmadan ve dünya kelâmı konuşmadan tekbîr getirmek lâzımdır. Teşrîk tekbîrini; münferid (namazını yalnız kılan), imam, cemaat, mukîm, müsâfir, kadın-erkek herkes okur.
Kurban ibadeti:
Kurban kesmenin kararı, mezheplere nazaran farklılık gösterir. Sünnî mezheplerin birçoklarına nazaran sünnet iken, Hanefi mezhebinde vacibdir. Kurban kesmenin, Allah katında en sempatik ibadetlerden biri olduğu ve kesilir kesilmez kabul edildiği bildirilmiştir.
Bayramın vacib (veya sünnet) kurbanının etinden kesen ve ailesi de yiyebilirse de kendilerinden daha muhtaç olan insanlara dağıtılması ek bir ibadet olur.
Kurban kesim vakti, bayram namazı kılınan yerlerde bayram namazı kılındıktan sonra, bayram namazı kılınmayan yerlerde ise sabah namazı vakti girdikten sonra başlar. Kurbanlıkların, kesinlikle Kurban Bayramı günleri içerisinde kesilmesi gerekecek. Bu mühlet içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir.
Bayram namazı:
Hanefi mezhebine nazaran, cuma namazı farz olan şahıslara bayram namazı kılmak vaciptir. Şafii ve Mâlik’e nazaran sünnet, Ahmed b. Hanbel’e nazaran farz-ı kifâyedir. Bayram namazı hutbe okunmasa da geçerlidir, lakin sünnet terk edilmiş olur.
Ziyaretler, sıla-i rahim:
Bayram günlerinde yakınlarla bayramlaşmaya, görüşmeye, ziyaretleşmeye en uygun yerden kaçıp dağlarda yahut kıyılarda bayram yapmak bayramın ruhuna (maksadına) aykırı düşer.
Bayram günleri ve geceleri Allah Teâlâ’nın kullarına nasıl rahmetler ve lütuflar yağdırdığına dair sahih rivayetler vardır.
Bütün bunları bir ortada düşündüğümüz vakit bayram’ın, dünyada cereyan eden sevindirici yahut üzücü olaylarla teması olmadığı, her şeye karşın yapılması gereken bir ibadet olduğu anlaşılmaktadır.
Evet, dünyanın şurasında burasında mazlumların ahı sağır kulakları bile tırmalamaktadır, fakat bir yandan onlara elden gelen yardım yapılacak, öbür yandan bayram ibadeti de ihmal edilmeyecektir.
