Avrupa genelinde artan grip olayları en çok 15 yaş altı çocukları ve 60 yaş üstü yetişkinleri etkiliyor. Fransa ve İspanya’daki hastaneler, İnfluenza B’nin baskın olduğu müracaatların arttığını bildirirken, birtakım ülkelerde ise salgın ilan edilerek önlemler alınıyor. Türkiye’de de üst teneffüs yolu enfeksiyonu nedeniyle hastanelere başvuranların sayılarında artış yaşanırken, grip salgını ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, bu salgının şaşırtan olmadığını söyledi.

Özlü, “Aslında kuzey yarımküre ülkelerinde her sene yaşanan mevsimsel döngü üzerindeyiz pik yaptığı vakitleri yaşıyoruz. Teneffüs yoluyla bulaşan viral enfeksiyonlar genelde Ekim ayından itibaren yükselmeye başlıyor. Aralık ve Ocak üzere pik yapıyor. Daha sonra yavaş yavaş azalarak Nisan, Mayıs üzere kayboluyor. Şu anda o piki yaşıyoruz. Türkiye’de de çok fazla hadise var. Avrupa ve Amerika’da da tekrar hadise sayılarında artışlar var. Bu alışmadığımız, şaşırtan bir olay değil. Genel prestijiyle pek çok virüsün tıpkı ayna salgın yaptığını görebiliyoruz. En çok İnfluenza A görüyoruz. Fakat onun dışında Parainfluenza, norovirüs, RSV, korona, Covid-19’a neden olan sars-cov 2 üzere virüsler var. Bu çeşit virüsler vakit zaman muhakkak oranlarda karşımıza çıkıyor. Genel olarak hafif üst sonulum yolu enfeksiyonu üzere soğuk algınlığı, nezle üzere görüyoruz. Fakat bazen hastalar göğse indi diyor. Hırıltı ve göğüs darlığı ile geliyorlar. Baktığımızda bronşit üzere tablolar görebiliyoruz. Fakat bunlardan daha berbatı zatürre. Son vakitlerde zatürre ile gelen epey hadisemiz oldu. Bu manada yatış verdiğimiz hastalar var. Bilhassa bebeklerde, 65 yaş ütünde ve kronik hastalığı olanlarda bağışıklık sistemi baskılanmış olanlarda ağır seyredebiliyor. Şu anda gördüğüm kadarıyla acilde, çocuk ve yetişkin polikliniklerinde ağırlaşma var. Bu her yıl yaşadığımız döngüsel durumu yansıtıyor. Dikkatli olmamız gerekiyor” diye konuştu.

Hastaların topluma maske takarak çıkması gerektiğinin altını çizen Özlü, “Bu tıp salgınlar hasta bireyden sağlam bireye bulaştığı için bu salgınların suratını kesmek, yavaşlatmak ve topluma maliyetini azaltmak için en değerli şey hasta bireylerin topluma karışmasını engellemek. Kreşe, anaokuluna, ilkokula giden çocuklar hastalandığında meskende tutmamız gerekiyor fakat bunu her vakit sağlayamıyoruz. Topluma bu enfeksiyonların yayılması okullardan topluma oluyor. Şu anda okullar tatil devrinde olduğu için bu avantaj. Daha evvel okullarda başladıktan sonra yetişkinlere bunun ulaşması yaklaşık 15 gün içerisinde oluyor. Şu anda okullardan topluma yayılan enfeksiyonu izliyoruz. Önümüzdeki periyot için bir ölçü sürat keseceğini düşünüyorum. Fakat bizim tavsiyemiz hasta olan bireylerin mümkün olduğu kadar bir hafta konutta istirahat etmesi. İlla topluma çıkması gerekiyorsa o vakit maske takmasını tavsiye ediyorum. Hasta kişinin maske takması gerekiyor, sağlam şahısların değil. Ayrıyeten öksürüğümüzü, hapşırığımızı maskelememiz gerekiyor. Sağlam bireylerin mümkün olduğu kadar hasta şahıslardan uzaklığını muhafazası lazım. Kalabalık, kapalı, dar, havalandırılmayan yerlerde çok bulunmamak lazım. Oradaki birinden hastalık olup olmadığını bilemeyebiliriz. El hijyeni de kıymetli. Dokunduğumuz yüzeylerde, kapı kollarında, toplu taşımalarda yahut restoranlarda daha evvel oraya virüsü bulaştırmış bireyler olabilir. Biz de onlara dokunduğumuz vakit elimizden de ağzımıza, burnumuzu, gözümüze bulaştırmış oluyoruz. O yüzden yüzey paklığı kıymetli. Herkesin dikkat etmesi gerekiyor. Fakat bilhassa risk kümesindeki 65 yaş üstü, kronik hastalığı, bağışıklık sistemi baskılanmış olan bireylerin değer göstermesi lazım. En büyük tavsiyem çocuğunuz hastaysa lütfen onu okula mümkünse göndermeyin. Zira bir kişi hasta olarak sınıfa giriyor o sayı 15 kişi oluyor. Oradan da anne, baba ve topluma yayılıyor” halinde konuştu.

Mevsim prestijiyle olağandışı bir durum görmediğini kaydeden Özlü, “Dünyadan gelen bilgiler ve Türkiye’de Sıhhat Bakanlığı’nın yayınladığı dataları izliyorum. Daha evvelce bilmediğimiz yeni bir varyant, virüs kelam konusu değil. Evvelden beri bildiğimiz, takip ettiğimiz virüsleri görüyoruz. Mevsim prestijiyle da olağandışı bir durum görmüyorum. Evvelce beri bu mevsimde bu olaylarda artış bekleniyor. Lakin tabi ki dikkatli olmak her vakit için geçerli. Genelde beşerler hasta olmamak için ne yapabilirim, bağışıklığımı nasıl güçlendirebilirim üzere sorular soruyorlar. Aslında çok özel bir uğraşa gerek yok. Paklık, hijyen ve bulaşma ile ilgili önlemleri söylemiştik. Savunma sisteminizi güçlendirmek istiyorsanız evvel kâfi müddet ve kaliteli bir uyku uyumanız lazım. Uyku çok değerli. Çok geç vakitlere kadar uykusuz kalmak gerçek değil. Gece 10 ve 11’den sonra uyumak lazım. Sabaha kadar karanlık, ışık ve gürültü olmayan bir odada en az 7 saat uyku uyumamız gerekiyor. Bedenimizin buna muhtaçlığı var. Onun dışında istikrarlı ve sağlıklı beslenmek gerekiyor. Ek besinler, ek vitaminler şayet bir eksikliğiniz yoksa size ekstra bir yarar sağlamayacaktır. Bilhassa doğal eserler, mevsim zerzevatları, meyveleri, protein içeren besinler, bol sıvı alınması çok kıymetli. Hareket etmekte çok değerli. Gerilimden uzak kalmak, pak hava solumak bunlar savunma, bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak için kâfi önlemler. Bunun dışında ekstra bir efora çok gereksinim olduğunu düşünmüyorum. Bunların yararlı olduğuna dair kâfi deliller yok” tabirlerini kullandı.