Türkiye’nin S-400 hamlesinin söylentisi bile yetti: ABD’li vekiller apar topar mektup yazdı

Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemlerini Suriye’ye konuşlandıracağı argümanları, Washington’da yeni bir Türkiye zıddı kampanyanın fitilini ateşledi.
Vekiller yazdıkları mektupta, bu türlü bir tekrar konuşlandırmanın tehlikeli bir tırmanışa işaret edeceği ve İsrail’in güvenliği, ABD yaptırımlarının uygulanmasının güvenilirliği ve ABD caydırıcılık duruşu için kapsamlı sonuçlar doğuracağı konusunda ihtarlarda bulundu.

Mektubu kaleme alan Vekiller, CAATSA yaptırımları kapsamında Ankara’nın maruz kaldığı riskleri ele almak için S-400’ü Türkiye’den çıkarma fikrinin hem yasal hem de stratejik olarak yanlışlı olduğunu da savunuyorlar. Yani Vekiller, yaptırımların Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemini satın almasıyla tetiklendiğini yani sistemin konuşlandığı pozisyonuyla alakası olmadığını belirtmekte.
Ek olarak vekiller, bu konuşlandırmanın daha geniş bir bağlamda ele alınmasını isterken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı suçluyorlar. Vekiller, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı F-16’ları Yunan ve GKRY hava alanını ihlal etmek için konuşlandırmaktan Hamas başkanlarına konut sahipliği yapmaya ve İsrail ile diplomatik ve ticari bağları koparmakla suçluyor. Türkiye’nin bölgesel istikrarsızlığa katkıda bulunduğunu sav eden vekiller, bu problemin tek bir hava savunma sistemi yahut ikili bir uyuşmazlığın çok ötesine geçtiğini savunuyorlar.
Bahse bahis mektubun bilhassa Yunan basını tarafından incelenmesi değerli bir ayrıntı olarak öne çıkıyor. Mektubu yazan Gus Bilirakis ve Brad Schneider, geçtiğimiz Mart ayında da Türkiye’yi suçlayan farklı bir yazı kaleme almış ve Türkiye’nin GKRY ve Yunanistan’a karşı düşmanca yaklaştığını savunmuştu. Akabinde Vekiller, Turkey Diplomatic Realignment Act. (Türkiye Diplomatik Yine Düzenleme Yasası) ismi verilen bir maddeyi meclise sunmuştu.
Yasa ile Vekiller, Türkiye’nin ABD Dışişleri Bakanlığı’ndaki pozisyonunun Avrupa ve Avrasya İşleri Bürosu’ndan Yeni Doğu İşleri Bürosu’na geçirilmesini resmen talep etmişti. Bu dueum Türkiye’yi İran, Suriye ve Libya ile birebir diplomatik bölgeye yerleştirmeyi hedefliyordu.