‘Türk Dünyası Yüzyılı’ için ortak vizyon: Artık kendi senaryomuzu yazıyoruz

Gelinen bu noktada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı ve topluma sunduğu “Türkiye Yüzyılı” gayesinin, “Türk Dünyası Yüzyılı” seyahati ile yeni bir kavşak noktasına geldiğini belirten Kuvvetli, “Bu bağlamda bizleri bir ortaya getiren kadim tarihi bağlarımız, Orta Asya’dan Balkanlar’a, Kafkaslar’dan Anadolu’ya kadar ortak hafızamızı yine yenileme, hatırlama ve bizleri bir ortaya getiren, birleştiren ögelere sıkı sıkıya sarılma sorumluluğunu hepimizin omuzlarına yüklemiştir. Hasebiyle bugün burada çok kıymetli bir faaliyeti gerçekleştiriyoruz.” dedi.

“Türk devletleri, son yıllarda sahiden bir vakitler hayal olarak bile kıymetlendirilmesi güç olan teşkilatlanma modelini hayata geçirmiştir.” diyen Güçlü, kelamlarına şöyle devam etti:

“Bu, bir diplomasi başarısıdır zira isminin bile ne olacağı pek çok sorguya muhtaç, literatürde bile sorgulandığı bir devirden 2021 yılında İstanbul tepemizde devlet liderlerimizin ortak iradesiyle Türk ‘Devletleri Teşkilatı’ ismiyle bir teşkilata dönüşmüştür. Bu, sıradan bir tertip değildir. Bu, geçmişten bugüne uzanan tarihi bağları yansıtmakla birlikte kurumsallaşma sürecine girmiş milletlerarası statüde, dünyada artık kabul gören pek çok tertibin sahiplenebildiği, buralara gözlemci üye olabilen bir teşkilata dönüşmüştür. Şu an prestijiyle 34’e yaklaşan bir başlıkta işbirliğimiz, bu başlıklarda sürmektedir. Bu, elbette bugüne kadar bu teşkilatın oluşmasında katkı sunan başkanlar başta olmak üzere devlet liderlerimizin vizyonuyla gerçekleşmiştir.”

Enerji, ticaret, savunma endüstrisi, teknoloji, inovasyon, kültürel diplomasi, akademik işbirlikleri ve ulaştırma projelerinin, Türk dünyasının ortak çıkarlarını destekleyecek alanlar olarak bu yeni yüzyılda ön plana çıktığını söz eden Kuvvetli, gayelerinin bu işbirliklerinin milletlerarası sistemde güçlenen yapı haline gelmesini sağlamak olduğunu, devletler ortasındaki münasebetlerin tesisi kadar akademisyenlerin, iş dünyasının, gençlerin ve STK’lerin ortaya koyacağı çalışmaların da değerli olduğunu vurguladı.

“Türk dünyası, coğrafik bir hudut değil bir gönül atlasıdır.” diyen Güçlü, bu atlasın en kıymetli renklerinden birinin STK’ler olduğunu, ortaya konulan mutabakatların kısa ve orta vadedeki maksatların hayata geçirilebilmesi için en değerli desteklerinin toplumların birbirini çok daha düzgün tanıması olduğunu söyledi.

Zorlu, bugün başlatacakları istişare toplantıları için maksatlarının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayesinde tüm Türk dünyasının sivil toplum kuruluşlarını Türkiye’de bir ortaya getirmek olacağını söyledi.

Ortak tarih, lisan ve kültür ögelerinin korunması ve yaygınlaştırılması açısından STK’lerin yürüttüğü faaliyetlerin stratejik ehemmiyete sahip olduğuna işaret eden Şiddetli, “Eğitim, kültürel değişim programları, akademik işbirlikleri, toplumsal projeler aracılığıyla toplumlarımız ortasındaki etkileşimi artırmak, bizim için bir zorunluluktur yani Türk dünyasının bütünleşmesinin sadece siyasal ve ekonomik değil birebir vakitte toplumsal kültürel temellere dayanması elbet çok değerlidir. STK’lerin kurumsal kapasitelerinin geliştirilmesi, birbirleriyle daha koordineli çalışmaları ve bölgesel seviyede ortak platformlar oluşturmaları, bütünleşme sürecinin sürdürülebilirliği açısından son derece değerlidir.” diye konuştu.

Önce Türk dünyasına, sonra da bütün dünyaya duyuracak sivil toplum işbirliği ağını oluşturmaları gerektiğinin altını çizen Kuvvetli, “Türk dünyası, artık birilerinin yazdığı senaryoya nazaran değil kendi senaryosuna hakim bir topluluk olarak hareket etmek zorundadır ve şu anda bu türlü hareket etmektedir. Bu amaç doğrultusunda ekonomik entegrasyon, ortak yatırımlar, güç koridorları ve teknolojik işbirlikleri büyük bir ivme kazanmıştır. Son periyotta ülkemizin savunma endüstrisinde attığı ataklar, ulusal ve yerli savunma endüstrisi oluşturma teşebbüsleri emin olun, Türk dünyasında da büyük bir heyecan ve yankıyla karşılık bulmaktadır.” biçiminde konuştu.

“Bugün Türk devletleri, 2 trilyon doların üzerinde üretim hacmine ulaşmış durumda. Bu haliyle Türk dünyası, dünyanın en kıymetli 10 ekonomik gücünden biri haline gelmektedir. O halde pergelin ucunu Türk dünyasına koyduğumuzu farz edelim, o denli bir yarıçapta bugün dünyanın en değerli ekonomik güçleriyle etkileşim halinde olan bir coğrafyadan bahsediyoruz. Batımızda yıllık 20 trilyon dolar üzerinde üretime sahip Avrupa Birliği, doğumuzda 20 trilyon dolarlık Çin, güneyde 4 trilyon dolarlık Hindistan, 2 trilyon dolarlık Orta Doğu, kuzeyde 2 trilyon dolarlık Rusya bulunuyor yani 50 trilyon dolarlık üretim, Türk dünyasının etrafında şekilleniyor. Bu, dünyanın toplam üretiminin yüzde 40’ının Türk dünyası coğrafyasının etrafında ve etkileşim kurulduğu alanda olduğu gerçeğini bizlere hatırlatıyor. Bahsettiğimiz coğrafyanın yani Avrupa, Orta Asya, Çin, Hindistan ve Orta Doğu bölgelerinin toplam ticaret hacmi, 28 trilyon doları bulmaktadır. Bu hacim dünya ticaretinin yüzde 60’ına yaklaşmaktadır. Bizim Orta Koridor olarak tabir ettiğimiz ve Türk Devletler Teşkilatının son devirde hayat verdiği bu koridor, 600 milyar dolarlık ticaret kapasitesine sahip olup, Zengezur Koridoru’ndan başlayan, Hazar’ı kuşatan ve Çin’in batı hudutlarından Avrupa’ya uzanan o büyük Türk dünyasının vazgeçilmez bir ehemmiyete sahip olduğunu gözler önüne sermektedir.”

Kürşad Şiddetli, deneyim ve kapasitelerini Türk dünyasıyla paylaşarak her manada güçlerine güç katmak mecburiyetinde olduklarını ve bugüne kadar attıkları adımların güçlü bölgesel liderlik anlayışlarını ve Türk dünyasının ortak geleceğini şekillendirme iradelerini yansıttığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği ve Türkiye’nin stratejik pozisyonunun Türk dünyasının ortak geleceğinin inşasında kritik değere sahip olduğunu vurgulayan Kuvvetli, “Bu sebeple bize büyük vazifeler düşmektedir. Bugün inanın bu toplantıyı tertip ederken hiçbir ayrım gözetmeksizin vatan ve millet kimliğinde buluşan herkesi burada buluşturmaya çalıştık. Bundan sonra da bu türlü devam edeceğiz zira Türk dünyası, siyaset üstü bir problemdir, biz bu türlü görüyoruz ve Cumhurbaşkanı’mızın vizyonuyla emin olun ‘Türk Dünyası Yüzyılı’na daima birlikte adım adım ilerleyeceğiz. Unutmayalım ki birlikte güçlüyüz, büyüyüz ve birlikte muzaffer olacağız.” ifadelerini kullandı.

AK Parti İstanbul Vilayet Lideri Abdullah Özdemir de sivil toplum kuruluşlarının hem ülkelerin hem de toplumların gelişimi ismine çok kıymetli vazifeler üstlendiğini, kuşaklar ortası bağlantının ve kültür transferinin sağlanmasında, birçok değerli sorunun konuşulmasında değerli yer edindiklerini söyledi.

Konuşmaların akabinde program, panellerle devam ediyor.