Taksicinin oğlu Mustafa: Katil CEO!
Birkaç ay evvel notlar alarak okuduğum ve etrafımdaki birçok şahsa de tavsiye ettiği kitabı, tekrar elime aldım ve altını çizdiğim satırları gözden geçirdim. 28’inci sayfada şöyle bir transfer vardı:
“20 yılı aşkın deneyime sahip saygın bir profesör olan sunumcu, sözlerini şu ürkütücü fikirle bitirdi: Bugün muhtemelen tek bir insanın bile
‘bir milyar insanı öldürmek kapasitesi
bulunuyor.’ Kâfi ki motivasyonu olsun.”
Yukarıdaki satırlar
Mustafa Süleyman’ın
Yaklaşan Dalga
isimli kitabı
ndan. Amerika ve Avrupa’da oldukça ses getiren kitap, ülkemizde de bir mühlet evvel çok satanlar ortasına girmişti. Oldukça hacimli ve
mevcut yapay zeka kitaplarının ötesinde
bir gelecek öngörüsü sunuyor. Muharriri Mustafa Süleyman isminden anlaşılacağı üzere Müslüman ve Suriyeli.
Hani, Harvard mezunu yazılımcı İbtihal Ebu Saad’ın geçtiğimiz günlerde Microsoft’un 50. yıldönümü partisinde ayağa kalkıp,
“50 bin insan öldü ve Microsoft bu soykırımı körüklüyor Mustafa. Sen Suriyelisin. Bunu biliyoruz Mustafa. Sen savaş fırsatçısısın! Yazıklar olsun sana! Yapay zekayı soykırım için kullanmayı bırakın Mustafa! Ellerinizde kan var”
dediği Mustafa, işte bu kitabın yazarı
. Lakin husus müellifliği değil. Suriyeli taksi sürücüsünün oğlu Mustafa Süleyman uzun vakittir
Microsoft AI’ın CEO’su
.
Elleri kanlı mı hakikaten?
Kendisi de Microsoft yazılımcısı olan ve tüm dünyanın dikkatini çeken protestosunun akabinde istifasını veren
Ebu Saad’a nazaran kanlı.
Kanıtı de
3,5 yıl boyunca yaptığı işler
. Saad diyor ki;
“Yazdığım kodlar pakları öldürürken sessiz kalamazdım.”
Microsoft’un
katil İsrail’e verdiği yapay zekâ takviyesi,
Ebu Saad’ın öfkeli itirazı ile ayyuka çıksa da İsrail ordusunun Microsoft’un bulut teknolojisi ve yapay zeka sistemlerine olan
bağımlılığı biliniyor,
yazılıp çiziliyordu.
Evet evet. İsrail, Gazzelileri yapay zeka tahlilleri ile yok ediyor. Delilleri da var. Associated Press, İsrail ordusunun,
“kitlesel gözetleme”
yoluyla Gazze’den toplanan telefon görüşmeleri, yazılı ve sesli iletileri metne dönüştürmek ve derlemek için
Microsoft Azure kullandığını
daha geçenlerde yazdı. Kolay bir halde anlatmak gerekirse; Gazze’de birbirlerine yol tanımı veren insanların konuşmaları dahil
herkesin her türlü verisi
kayıt altına alınıyor ve Microsoft Azure bu devasa metin yığınlarının içinden terim aramaları yaparak sonuçları “kişilerle eşleştirip”,
konumlarını
da
İsrail ordusuna bildiriyor.
Deliller ise çok bariz ortada. İsrail ordusu tarafından Microsoft sunucularında depolanan data ölçüsü Mart-Temmuz 2024’te geçmiş kullanımların 2 katına çıkarak 13,6 petabaytı aşmış.
OpenAI’ın eski kıdemli yetkililerinden Heidy Khlaaf
bu depolama tahlili için
“Ticari yapay zeka modellerinin direkt savaşta kullanıldığına dair aldığımız birinci teyit”
diyor.
Sadece Microsoft değil. İsrail, dijital ekosistemin devasa şirketlerini rekabete sokmuş durumda. Google’ın bulut departmanı
İsrail ordusuna hizmette
Amazon’la yarış halinde
. Washington Post’un ele geçirdiği dokümanlardan birinde yer alan bilgilere nazaran, bir Google çalışanı; İsrail ordusunun isteklerinin acil biçimde karşılanması konusunda şirketinin uyarıldığını, aksi takdirde İsrail’in Amazon’un bulut hizmetini kullanacağını belirtiyor.
Aslında şundan emin olmalıyız:
Katillerimizi ceplerimizde taşıyoruz.
Gelelim Suriyeli Mustafa Süleyman’a. Zira
insan öğüten yapay değirmenin
başında o var. Kaleme aldığı kitapta da yapay zeka teknolojisine sahip devletlerin nasıl denetim dışı güçlere dönüştüğünü ve insanlığı bekleyen felaketleri ayrıntılıca yazmış. İçeriden uygun niyetli bir uyarıcı üzere görünse de
Mustafa Süleyman aslında bir felaket tellalı.
Güç dayatmacısı. Kitabını okuyan beşerler yapay zeka teknolojisine biat etmekten öbür bir yolun olmadığını düşünüyorlar. Tıpkı Siyonizmin günümüzdeki teorisyeni Noah Harari üzere. Soykırımın birinci aylarında, Japon televizyon kanalına verdiği röportajda, İsrail’in Gazze’de
nükleer silah kullanmak zorunda kalabileceğini
söyleme cüretini gösteren Harari, Suriyeli Mustafa’nın da akıl hocası ve pazarlayıcısı tıpkı vakitte. O denli ki
Yaklaşan Dalga
kitabı, Harari’nin
“Büyüleyici, mükemmel yazılmış, çok değerli bir kitap”
kelamlarıyla satışa sunuldu. Harari ile Mustafa Süleyman 2023 yılında The Economist’e ortak bir söyleşi de verdiler. YouTube üzerinden tekrar izledim. Harari, Mustafa’nın gelecek öngörüsünü şöyle bir dehşet tabanına oturtuyor:
“İnsanların hâkim olduğu tarihin sonu. Tarih diğer bir gücün denetiminde devam edecek.”
O diğer “güç” kim pekala? Bir insan değil elbette. Zati Harari de “insanların egemenliğinin sonu” diyor.
Mustafa Süleyman’ın rolü
de tam burada başlıyor. Dikkatle inceledim; kitabında ve verdiği söyleşilerde geliştiricisi olduğu yapay zeka teknolojilerinin vahşiliğinden bahsedip, Çin’in bu alanda önlenemez bir güce dönüşmesinin
dünyayı felakete sürükleyeceği
ikazlarını sıralıyor. Okurları ve kendisini takip edenler haliyle, ne kadar insaflı ve objektif biri olduğunu düşünüyor. Harari’nin “güç” dediği ise İsrail’e sınırsız hizmet veren
şirketlerin yapay zeka teknolojisi araçları.
Başında ise Mustafa Süleyman var. Yani Mustafa hem geliştiriyor hem eleştiriyor hem de
“Cambaza bak!”
diyor. İsrail’e tek bir tenkit getirmediği üzere yapay zeka yatırımları ve satın almalarına değinmiyor bile.
İbtihal Ebu Saad büyük hamasetle ve bir Müslüman bayan asaletiyle;
“ellerinde kan var Mustafa”
diye haykırarak Mustafa Süleyman’ı deşifre etti.
İnsanlığın önüne koydu.
Mustafa’nın; ruhunu, inancını, halkını ve coğrafyasını İsrail’e peşkeş çektiğini ilan etti. Gazze halkı ve Müslümanlar için
İsrail’in soykırımı kadar ağır ve sarsıcı bir tablo
var artık ortada. Suriyeli taksicinin oğlu Mustafa,
Gazze halkının ve tahminen de tüm insanlığın katili
olarak kayıtlara geçti.
