Gözlerimizin önünde oldu. Ateşler içinde insanlarımız cayır cayır yandılar. Seyrettik. Kucağında tuttuğu bebeğiyle “Bebek var! Kurtarın!” diye bağıran anneyi-babayı kurtaramadık. Onlarca canımız o alevler için yitip gitti. Kimi cayır cayır yanarak, kimi zehirli dumanları soluyarak yitip gitti gözlerimizin önünde. Otelde hiçbir önlem yok. Otel bölgesinde itfaiye yok. Otelin yeri itfaiyenin müdahale edemeyecek bir pozisyonda. Ardı uçurum. İtfaiye gelinceye kadar ateş yapacağını yapıyor aslında. Gelen

Köylerde yaşayanlar bilirler; Tarlada mısır çapalama esnasında ihtiyarların gençleri uyarma hedefiyle söylediği meşhur kelamdır, “Doldur boğazını doldursun boğazını”. Çapayı boşa sallama, sıkı tut, işini baştan savma yapma demektir bu. Mısır için ülkü ekim derinliği 3-7 cm ortasıdır. Derinlik az olduğundan mısır büyümeye başlayınca kökü sağlam tutmak için kökün etrafına bol toprak koymak gerekir. Kenarlardaki toprağı kökün etrafına doldurma işine çapalama denir. Senede iki defa yapılır. Mısırda ilk