Ülkeler

Son günlerde sıklıkla ele aldığım bir mevzu var: Türkiye’nin problemleri büyüdü ve globalleşti. CHP’nin bütün siyasetlerini üzerine inşa ettiği iç tansiyonlar laik-antilaik, Kürt-Türk, Alevi-Sünni, çağdaşlık yanlıları ve karşıları, Osmanlı düşmanlığı üzere tezler esaslı bir sarsıntıya uğradı. Tarih boyunca kurulan imparatorlukların yarısından fazlasını inşa eden bir milleti, kendi iç sorunlarıyla meşgul etmek ve iç çatışmalardan beslenmesini sağlamak, sömürge imparatorluklarının temel gayelerinden

Başşehrini değiştiren ülkeler, kimi vakit siyasi hesaplarla, kimi vakit ise stratejik gerekliliklerle bu kararları aldı. İran, artan nüfus ve etraf problemlerine tahlil arayışıyla başşehrini Mekran bölgesine taşımayı gündemine alırken, geçmişte Brezilya’dan Endonezya’ya birçok ülke emsal adımlar attı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan’ın başşehri Bakü’de katıldığı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Mukavelesi 29. Taraflar Konferansı Dünya Önderleri İklim Tepesi dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan, ”Suriye-Türkiye ortasındaki terör yapılanmalarını yok etmemiz lazım. Suriye’de adil ve kalıcı barışın tabanı vardır. Bunu sağlamak için atılacak adımlar da aşikardır. Biz Suriye tarafına olağanlaşma konusunda elimizi uzattık. Bu olağanlaşmanın Suriye topraklarında barışa ve huzura kapı aralayacağını düşünüyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden biz değiliz” açıklamasında bulundu. Rio’da gerçekleşecek G20 Doruğu ile ilgili de konuşan Erdoğan, ”Zirveyi global iktisat ve güç güvenliği mevzularında değerli bir platform olarak görüyoruz. Türkiye, global iktisat için istikrarı artırıcı tedbirler ve iş birliklerine ağırlaşmış bir ülke. Güç güvenliği de Türkiye için kritik bir husus. Globalleşen dünyada gelişmekte olan ülkelerin ekonomik zorluklar