Türkiye

TÜSİAD benim için her vakit “statükonun devamını temin etmek için fonksiyonel bir aparat” olagelmiştir. Statükonun devamını ve politik kaosun sürmesini temin ederek kendi nakdî iktidarlarının keyfini çıkarmanın merkezidir nazarımda. Bir gram fazlası değil. TÜSİAD Başkanı Orhan bilmem kimin Cannes’da Türkiye aleyhine bildiri okuyan Merve Dizdar’ı anımsatan konuşma performansı çok kıymetsiz elbette. Bundan bahsedecek değilim. Asıl olarak bu performans yoluyla TÜSİAD diye bir yerin varlığını hatırlamanın

28 Şubat’ın yıl dönümüne yaklaşılırken, TÜSİAD’ın siyasete müdahale etmeye çalıştığı tarafındaki açıklamaları büyük reaksiyon çekti. İş dünyasından, TÜSİAD’ın siyaseti şekillendirme eforlarına karşı arka arda reaksiyonlar geldi. Siyasetin siyasetçilere bırakılması gerektiğini belirten iş adamları “İş dünyası ülkenin global rekabet gücünü artırmaya odaklanmalı” iletisini verdi.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) Başkanı Murat Özyeğin, “Donald Trump’ın 20 Ocak tarihinde ABD Başkanlığı koltuğuna yine oturmasıyla başlayan yeni süreçte, Türkiye ile ABD ortasındaki ticaret ve yatırımları daha da artıracak görüşmelerin canlanmasını bekliyoruz.” dedi.

Türkiye, global yatırım ortamındaki zorluklara karşın geçen yıl 11,3 milyar dolarlık memleketler arası direkt yatırım çekerek cazibesini korudu. 2023’e nazaran %5,6 artış gösteren yatırımlarda, %23,6’lık hisseyle Hollanda birinci sırada yer aldı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Gazze huzura ermeden, Filistinliler huzura kavuşmadan, bölgedeki öbür ülkelerin de istikrara kavuşması mümkün değildir” dedi. Asya cinsine Endonezya ile devam eden Erdoğan, Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto ile ortak basın toplantısında, 1967 hudutları temelinde, başşehri Doğu Kudüs olan, hâkim ve toprak bütünlüğünü haiz bir Filistin Devleti’nin kurulmasının daha fazla geciktirilemeyeceğini söyledi.

Son günlerde sıklıkla ele aldığım bir mevzu var: Türkiye’nin problemleri büyüdü ve globalleşti. CHP’nin bütün siyasetlerini üzerine inşa ettiği iç tansiyonlar laik-antilaik, Kürt-Türk, Alevi-Sünni, çağdaşlık yanlıları ve karşıları, Osmanlı düşmanlığı üzere tezler esaslı bir sarsıntıya uğradı. Tarih boyunca kurulan imparatorlukların yarısından fazlasını inşa eden bir milleti, kendi iç sorunlarıyla meşgul etmek ve iç çatışmalardan beslenmesini sağlamak, sömürge imparatorluklarının temel gayelerinden

Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde ‘Meclis Simülasyonu’ programı başladı. Açılış konuşmasını TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş yaptı. Türkiye’nin sivil demokrasisini itibarsızlaştırmaya kimsenin hakkı olmadığını söyleyen Kurtulmuş, “Milli iradeye sahip çıkmak, birebir biçimde Meclisin mehabetine sahip çıkmak, Meclisin saygınlığına sahip çıkmakla kaimdir. Bizim devlet ideolojimizde, bizim medeniyet anlayışımızda kendine Müslümanlık yoktur.” dedi. Programa İstanbul Valisi Davut Gül, öğretmenler ve etraf liselerden öğrenciler de katıldı. Kartal AİHL Okul Müdürü Özkan Öztürk’ün hediye takdiminde bulunduğu Kurtulmuş, öğrencilerle hatıra fotoğrafı çekildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Malezya İş Forumu’nda değerli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ile ortak basın toplantısı düzenledi. Konuşmaya Enver İbrahim başlayarak, “Dünya Müslüman aleminin lideri, adalet savunucusu, insan hakları savunucusu bir lideri ağırlıyoruz, şanslıyız. Erdoğan, dünyadaki tüm mazlumların haklarını savunuyor” dedi. Erdoğan, “Malezya ile 11 muahede imzaladık. Endüstriden turizme çeşitli alanlarda münasebetlerimizi geliştireceğiz. Somut iş birliğimiz daha da artacak” açıklamasında bulundu. Gazze konusuna da değinen Erdoğan, “Gazze’ye 100 gemiyi aşkın tıpkı yardımı ulaştırdık. Gazze’ye yardımlar devam edecek. İsrail, Filistin’deki işgaline son vermeli, ziyanı tazmin etmeli” tabirlerini kullandı.

Geçen yıl 22 Mart’ta Moskova’da Crocus City Hall isimli konser salonuna 4 terörist saldırdı; 143 sivil hayatını kaybetti, 360 kişi yaralandı. Canlı yakalanan 4 terörist, Müslüman isimlerine sahipti. Saldırıyı IŞİD’in bir kolu üstlendi. Rusya Ukrayna’yı suçladı. Bu kanlı olayın perde ardını tahminen de hiç öğreneme-yeceğiz lakin kimi kestirimlerde bulunmak güç değil: 4 aptal Müslüman, biraz parayla, daha çok dini retorikle kandırıldılar. Bu aksiyonla “cihat” yaptıklarına, “cenneti garantilediklerine” inandırıldılar.