Türk
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Yargıçları Kura Töreni”nde konuştu. Erdoğan ” ‘Ben istediğimi yapar, istediğimi tehdit ederim, kimse bana dokunmaz’ hoyratlığı hakikatin sert duvarına çarpacaktır. Türkiye’de kimse kendisini hukukun üstünde göremez. Türk yargısına kimse ayar veremez.” dedi.
Bloomberg’e nazaran, “isimlerinin açıklanmaması şartıyla konuşan, Türk yetkililer ve danışmanlara nazaran Türkiye, Suriye’nin geleceğinde daha büyük bir rol üstlenme gayelerinin, hem ABD hem de İsrail tarafından ‘iki koşulla’ sessizce onaylandığına inanıyor: ‘ Suriye’deki Kürt güçlerini amaç almaması ve İsrail’in Gazze ile Batı Şeria’daki uygulamalarına yönelik tenkitlerini yumuşatması…’ Bu görüş, çeşitli danışmanlar ve siyasetçiler tarafından da lisana getiriliyormuş. Natürel bu şahıslar ABD ve İsrail’in
Vazifeden uzaklaştırılan Mardin Büyükşehir Belediyesi Başkanı DEM Partili Ahmet Türk’ün torunu Hüseyin Reber Türk (29), Mersin’de uğradığı silahlı taarruzda hayatını kaybetti.
ABD Dışişleri Bakanı M. Rubio, göreve geldikten sonra yirmiye yakın mevkidaşı ile görüştü. Görüşmeler Çin’i çevreleyen ülkelerle başlıyor. İsrail’le devam ediyor. Körfez’den iki ülke aranıyor: BAE ve S.Arabistan. Arama listesinde Avrupa’dan yalnızca Polonya var, bir de Türkiye. 20 Ocak’tan sonra bölgemizden de birçok dışişleri bakanı, Rubio ile görüşmek için randevulaştı. Fakat bu görüşmeler şimdi gerçekleşmedi. Rubio’nun Dışişleri Bakanı Fidan’la görüşmesi bu yüzden dikkat çekti. Rubio’dan telefon
Hayatımda çok az seyahat için bu heyecanı duymuşumdur. Eminim, perşembe sabahı “Akdeniz” isimli Türk Hava Yolları (THY) uçağı İstanbul’dan havalanırken, Kıbrıs ve Lübnan üzerinden süzülerek nihayet -tam 13 yıl sonra- Şam’a inerken, bu hissiyatı paylaşanlar hiç de az değildi. Uçağımızdaki Suriyeli yolcuların içten coşkusu, daima bir ağızdan söyledikleri ezgiler, döktükleri gözyaşları, aprona iner inmez yaptıkları şükür secdeleri bunu gösteriyordu zati. Lisana kolay, ortalarında kimileri memleketlerini
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kartalkaya’daki yangın olayını hiçbir kuşku bulutu kalmayacak halde aydınlatmak için yargının ağır bir uğraş içinde olduğunu belirtti. AK Parti Eskişehir 8. Olağan Vilayet Kongresi’nde konuşan Erdoğan, “Milletimize bu büyük acıyı yaşatanların hukuka hesap vermesi için gereken ne varsa odunsuz bir biçimde yerine getirilmektedir” dedi.
Ümit Özdağ’ın Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla gözaltına alındığını duyduğumda, doğrusu benim de kulaklarıma inanasım gelmedi. Yıllardır yaptığı provokasyonlarla, tahriklerle, irtikap ettiği nefret kabahatleriyle birkaç kere ülkeyi neredeyse iç savaşın eşiğine getirmiş olan biri, bütün bunlardan ötürü çok daha evvelce ve çok daha acil hesap vermesi gerekirken onu hâkim önüne çıkartacak olan yalnızca Cumhurbaşkanına hakareti mi olmalıydı? Cumhurbaşkanına hakareti olsa olsa yaptığı her şeyin üstüne
Suriye’de yeni idareyle birlikte başşehir Şam’daki büyükelçiliğini 14 Aralık’ta açan Türkiye, Halep Başkonsolosluğu’nu da 12 yıl ortanın akabinde açtı. Başkonsolosluk, Türk bayrağı göndere çekilerek yine faaliyete geçti. Açılış, Halepliler tarafından büyük coşkuyla karşılandı.
Suriye kuzeyinde YPG/PKK için yalnızca iki seçenek olduğunu tekraren yazmıştık. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere Türk yetkililer ve Suriyeli yetkililer de bu iki seçeneğin altını çizdiler: YPG/PKK ya silah bırakacak ve Şam’ın yönetimi altına girecek, ya da Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye güçleri bölgeye operasyon başlatacak. Üçüncü bir yol yok mu? Elbette var: YPG/PKK devletinin kurulması, federasyon, özerklik, eyalet, kanton yapılanması, sorunun çözümsüzlüğe terkedilmesi ve daha birçok seçeneği
İYİ Parti Konya Milletvekili Ünal Karaman partisinden istifa etti. Karaman istifasının sebebini “daha fazla hizmet etme iradesinin gerekliliği” olarak açıkladı.