AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP lideri Özgür Özel’in korsan boykot davetlerine reaksiyon göstererek, “CHP Genel Lideri Sayın Özgür Özel’in geldiği nokta bir siyasi muhalefet değil, Türkiye’yi topyekun tehdit etmektir. Bütün siyasi söylemi siyasi fanatizm, tehdit, ulusal firmaları amaç almak, vatandaşlarımızı “fişlemek” ve toplumsal bölücülükten ibarettir.” dedi. Özel’in yürüttüğü faaliyetlerin Türkiye’nin kazanımlarına ziyan verme hedefi taşıdığını ve kendisine ziyan vereceğini belirten Çelik, “Vatandaşlarımız bu düzmece siyaseti ve saldırgan siyasetçileri boykot edecektir.” sözlerini kullandı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP lideri Özgür Özel’in partisinin siyasi çizgisini ‘demokrat’ olarak nitelendirmesine yönelik tenkitte bulundu. “Yalan siyasetinin bile hudutlarını zorlayan bir açıklama olmuş.” diyen Çelik, çok partili hayata geçildiğinden beri CHP’yi en yeterli tanımlayan sözün ‘Yassıada zihniyeti’ olduğunu söyledi. Özel’in yabancı basına Türkiye’yi şikayet etmesine değinen Çelik, “Yabancı devletlerin CHP’ye neden sahip çıkmadığından şikayet eden ilk CHP Genel Başkanı Sn Özgür Özel oldu. Böylelikle Yassıada zihniyetine bir de “dış vesayet davetiyesi” eklemiş oldu.” tabirlerini kullandı.

İmamson Efendi, CHP’deki “Ön Seçim” için imza attı ve “Tek Aday” oldu. Parti idaresi, Cumhurbaşkanı Adaylığı için “Ön Seçim” kararı aldığında coşmuş, “Bu bir demokratik devrimdir” demişti! *** Emanetçisi Özgür Pek Hususi Bey, iktidara “Bize ön seçimi yaptırmamaya çalışıyorlar” diye bozuk çaldı. Dahası “Bu milletin seçeceği bir sonraki Cumhurbaşkanına siyasi darbe yapıyorlar” dedi. *** Bu lafıyla, yalnızca 23 Mart’taki göstermelik ön seçimi “yapmakla” kalmadı, bir sonraki Cumhurbaşkanı’nı da “seçmiş”

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e tepki gösterdi. Çelik, “Özgür Özel’in, siyasi hayatında bulunduğu her yere demokratik irade ile gelmiş Cumhurbaşkanımızla darbeci Kenan Evren’i yan yana anması, demokrasinin alfabesinden bile haberdar olmadığını göstermektedir.” sözlerini kullandı.

Trump’ın Gazze ile ilgili hezeyan beyanlarının akabinde dün de “ Gazze’de rehinelerin bırakılmaması halinde Gazze’yi cehenneme çevireceği ” istikametindeki tehditlerde kullandığı lisan Gazzelilere karşı saldırganlıkta ve alanda şahsen ABD sorumluluğunu da resmen tescil etmiş oluyor. Gazzelileri tehcir ve teskin etmek üzere başından döktüğü niyetler ABD’nin bu saatten sonra yalnızca Gazze’ye değil, bütün İslam Dünyasına direkt ve acil tehdit oluşturacağını gösteriyor. Bunun güzel tarafı, esasen evvelce

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İYİ Parti Genel Lideri Müsavat Dervişoğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı maksat alan kelamlarına reaksiyon gösterdi. “Sözler son derece yakışıksız ve çirkindir” diyen Çelik, “Cumhurbaşkanımız siyasi hayatı boyunca geldiği her misyona milletimizin onayı ile gelmiştir. Cumhurbaşkanımızın ulusal iradeye bağlılığını sorgulamak akıl dışı bir yaklaşımdır” diye konuştu.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı gaye almaya çalışan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e tepki gösterdi. Çelik, ‘Bugüne kadar Filistin’deki direnişin meşruiyetini sorgulamaktan öteki bir değerlendirmesi olmayan Özgür Özel’in Cumhurbaşkanımızın samimiyetini sorgulamaya kalkması siyasi dalaletten öteki bir şey değildir.’ dedi.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), disiplin ve emir-komuta zincirine bağlılığıyla tanınan esaslı bir kurumdur. Fakat 202 yılında gerçekleşen yemin merasimi sırasında yaşanan olay, yalnızca bir disiplin sorunu olarak değil, Türkiye’nin siyasi istikrarını gaye …

“Zulüm 1453’te başladı.” “Her şey çok hoş olacak.” “Kurtuluş yok tek başına; ya daima bir arada ya hiçbirimiz.” Bu sloganların tamamı birebir akıldan , tıpkı kaynaktan çıktı. Hepsi tıpkı siyasi maksada , tıpkı Türkiye projesine yönelik. Hepsi Türkiye’den intikam alma , Türkiye ile hesaplaşma, Türkiye’yi küçültme hesabı üzerine kurgulu. “YENİDEN KONSTANTİNAPOL” İÇİN BİR İÇ İSYAN DENEMESİ! Kimileri İstanbul’un fethinin intikamı için sokaklara yazıldı. Yüzlerce yıldır devam eden, İstanbul’u tekrar Konstantinapol

Ayşe Barım belgesi, geçtiğimiz hafta yazdığım “ tanımlanmamış iç tehdit ”, “ Türkiye’de yeni cins saklı örgütlenmeler ” örneklerinden yalnızca bir adedidir. Türkiye’ye; dış müdahaleler, terör örgütleri, etnik ve mezhep tansiyonları üzerinden yani “ yıkıcı iç tehditler ” üzerinden diz çöktürmeye çalışanların, içeriden vurmaya dönük farklı bir örgütlenme modelleri ile de tanışma vakti gelmiştir. Kamuoyu; dizi, sinema, sanat dünyası üzerinden nasıl bir kurgu yapılabildiğine, bunun nasıl bilinmeyen siyasi