İnsanın varlığı hakkındaki kendi soru(n)larının ve yanıtlarının (anlam arayışlarının) üstünde kapanması olarak telaş, Aziz Augustinus ’un İtirafları’nda teoloji asıllı felsefi lakin ismi şimdi tam konulmamış bir sorun olarak öne çıkar: “…İşkence çekiyordum, kendimi her zamankinden daha zalimce suçluyor, zincirlerimin içinde büsbütün kopup parçalanana kadar bir o yana bir bu yana dönüp duruyordum, aslında artık ufak bir halka kalmıştı beni tutan, fakat sonuçta tekrar de tutuyordu ya. Sense, ya Rab, yalın
13. yüzyıl başlarında Cengiz Han komutasındaki Moğol ordusu İslam topraklarına saldırmaya başladı. Müslümanlar devletçiklere bölünmüş, hükümdarlar birbirleriyle kıyasıya taht kavgalarına düşmüşlerdi. Moğol saldırısını ciddiye almıyor, ittifaka yanaşmıyorlardı. Moğol istilası kısa müddet içinde Türkistan, İran, Orta Doğu, Anadolu ve Kafkasya’ya ulaştı. Selahaddin Eyyubi vefat etmiş, oğulları kendi ortalarında taht hengamesine girişmiş, Filistin’de bulunan Haçlı orduları Mısır ve Suriye’yi tehdit etmeye
Pahalı dostlar, Bu ülkenin Kürtleri de, tıpkı Türkleri üzere, yekpâre değildir. Farklı inançlara, mezheplere ve hayat biçimlerine sahiptirler. Kürtlerin siyasi tercihleri de, talepleri de farklı farklıdır. Herkesin farklılığına şiddet/terör devreye girmediği sürece hürmet gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz. Şiddet/terör temel alınmadığı sürece bırakalım herkes kendi isteklerini ve taleplerini özgürce lisana getirsin. İnanıyoruz ki makul çoğunluğun iradesi sonuçta galip gelecektir. Kürtler ortasında