“ Türklerin 21. Yüzyılı ” ya da “ Türklerin ikinci defa dönüşü” tabirleri geleceğin tarihçileri ortasında çokça kullanılacak. Bugüne bakıp, ayrıntılara takılıp, zihnini körleştirenler , bu büyük tarih ve coğrafya sıçramasını algılamanın yanına bile yaklaşamaz. Bunu dar manada milliyetçilik, klasik manada Osmanlıcılık üzere algılarsak, Büyük Güçler yapılanmasının yeni hâlini kavramaktan uzaklaşırız. Öyleyse milletlerin geniş tarih aralığında üstlendikleri rollere, siyasi genetiğine, tarih yapıcılığına,