İmamoğlu
Son günlerde ülke gündeminde en çok tartışılan mevzu Ekrem İmamoğlu’nun bir otelde toplantı yaparken önlemler alması; güvenlik kameralarının bantlanması ya da jammer kullanmasıyla ilgili tartışmalar oldu. Bilindiği üzere kamu yöneticileri bir istikametiyle toplumun en yasal temsilcileridir. Bir belediye başkanı meşruiyetini anayasadan dolayısıyla hukuktan ve tıpkı vakitte da kendisine oy veren insanların dayanağıyla elde eder. Legal temsilciler yalnızca kendi davranışlarını legal tabanda yapmazlar birebir vakitte
Yeni Şafak’ın dün Türkiye’ye duyurduğu “gizli toplantı”nın yeni kayıtları ortaya çıktı. Le Meridien Otel’de çekilen kayıtlar 8 Ekim ve 12 Ekim 2024 tarihlerine ilişkin. İmamoğlu’nun müdafaası 8 Ekim saat 12.16’da toplantının yapılacağı salonu gören kamerayı bir masanın üzerine çıkarak kapatıyor. Öteki muhafaza ise 4 gün sonra 12 Ekim’de toplantının çabucak akabinde saat 11.36’da iki valizle otelden ayrılıyor.
Felaketin siyaseti olmaz . Sarsıntının artçıları devam ederken, beşerler can havlindeyken politik çıkışlar yapmak, sorumlu aramanın sıkıntısına düşmek ne insanidir ne de İslami. Kahramanmaraş sarsıntılarında iliklerimize işlemişti bu linç kültürü. Enkazların üzerinde miting yapmaya kalkışanlar oldu. Can pazarlarının tabanında hükümet yıkıp, kendilerini hükümet ilan etmeye çalışanları izledik. Devlet işini yapmasın, devleti yöneten siyasetçiler bundan ziyan görsün diye türlü numaralar çekildi. Üzerinden şimdi
Yolsuzluktan tutuklanan İBB Başkanı İmamoğlu’nun, soruşturmada “örgüt yöneticisi”, “para kasaları” olarak geçen Tuncay Yılmaz, Ertan Yıldız, Adem Soytekin, Fatih Keleş ve Hüseyin Köksal ile kapalı görüşmesi ortaya çıktı. İmamoğlu, görüşmeye muhafazalar otelin 2 güvenlik kamerasını bantla kapattıktan 50 dakika sonra geldi.
İstanbul Beylikdüzü’ndeki “Balıkçı Kenan” isimli restoranla bilinen Kenan Balcı, yıllarca Ekrem İmamoğlu’nun tehdit ve baskılarına maruz kaldığını belirterek şikayetçi oldu. İBB’deki yolsuzluk soruşturması kapsamında şikayetçi olan Balcı, işyerinde …
İstanbul’da yüzyılın soygunu diyeceğimiz bir yolsuzluk soruşturması yürüyor. Liderliğini eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı bir şebekenin yarım trilyonu aşkın bir yolsuzluğa imza attığı belirtiliyor. Belediyeler çok kritik yerlerdir. Yolsuzluğa bulaşma riski yüksek idare yerleridir. Onun için belediyeler hakkında şu tabir meşhurdur: “Belediyeler bir para basamaz, bir de adam asamaz. Onun dışında her şey yaparlar.” Bu yüzden lokal yöneticilerle ilgili soruşturmalar hiç eksik olmaz. Belediyelerle
CHP, yolsuzluk soruşturmasında tutuklanan eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için Cumhurbaşkanlığı adaylığı kampanyasını haziran ayında resmen başlatacak. Lakin Genel Merkez, kampanyanın, erken seçim mümkünlüğünün zayıfladığı bir ortamda nasıl …
İş insanı Metin Gül, İmamoğlu’nun yolsuzluktan tutuklandığı soruşturmada, “örgüt yöneticisi” olan Fatih Keleş ile “kasa” Adem Soytekin’e verdiği rüşvetleri savcılığa anlattı. Gül, Beylikdüzü’ndeki Avenue, Kubist, BeyCity ve Kale Kent projelerinde iki isme bugünün parasıyla yaklaşık 200 milyon lira verdi. Uyuşmazlık çıkınca ise Soytekin daha evvel yanında kalfa olarak çalıştığı Gül’ü, “Ben eski bildiğiniz o Adem değilim” diyerek tehdit etti.
İstanbul’daki son gelişmelerle ilgili en yanlışsız tahliller iktidar cephesinden geliyor. Bu da çok doğal. Zira muhalefet cephesi, “yolsuzluktan taraf olmayı” seçti. Haliyle ortaya saçılan bilgi ve dokümanları de görmezden geliyorlar. Hakikaten de aklı başında bir özeleştiri hatta ucundan da olsa bir tenkit görmedik. Şu son 15 günü gözden geçirecek olursak, bir balonun sünmesini izledik. Sonuç olarak; muhalefet cephesinde Özgür Özel’in CHP’ye yeninden genel lider seçilmesi dışında bir gelişme yaşanmadı.
İmamoğlu’nun kasalarından Beyaz İnşaat’ın sahibi Seyfi Beyaz tutuklandı. Beyaz, sözünde İmamoğlu’nun bir öbür kasası olduğu argüman edilen Adem Soytekin’in bütün gayrı resmi iş ve münasebetlerini ortaya döktü.