Beni yeniden şaşırtmadılar… Tekrar kafayı kuma gömdüler… Bu nedenle gövdelerinin art tarafı olduğu açıklığıyla görüldü. Dün sabah erken saatlerde, 07.00 üzere TV’nin karşısına geçtim… Kanalların kahir çoğunluğu Filistin – Gazze davasına dünya çapında sahip çıkmak, terör devleti katil İsrail’i bir defa daha lanetlemek üzere düzenlenen 1 Ocak yürüyüş ve miting ini canlı olarak veriyorlardı… Kestirim edeceğiniz üzere yalnızca Saraçhane takviyeli kanallar hariç… Onlar evvel olayı yok saydılar. Her zamanki üzere Türkiye’nin

Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’na eşlik etmek üzere Bakü’de Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı İcra Yöneticisi Achim Steiner ile bir ortaya geldi. Görüşmede, Türkiye’nin Sıfır Atık Projesi ve sarsıntılardaki atık idaresi çalışmaları hakkında bilgi paylaştı. Ayrıyeten, Filistinli mühendis İnas El-Gul gibi sürdürülebilir üretim yapan şahısların desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

Yahudi terör devleti İsrail’in Gazze’de işlediği soykırım ve katliamlar, bütün dünyada Musevilere karşı kin be nefret tohumlarını ekmeye yaradı tıpkı vakitte. Musevilerin, yüzyıl içinde bütün dünya üzerinde kurdukları, başta Batı ülkeleri olmak üzere bütün dünyayı esir aldıkları, köleleri yaptıkları global hegemonyaları Gazze soykırımından sonra büyük darbe aldı. İslâm aleyhinde oluşturulan karalama kampanyası, İslâm’ı terörizmle, kanla, barbarlıkla özdeşleştirme algı çalışması bir anda yerle bir

ABD seçimleri sona erdi. Dünyamız, uzun müddet bu gelişmenin siyasi tesirlerini yaşayacak. İnsanlığı kaosa sürükleyen, insan genetiğiyle oynayan, sapkınlıkları yasal gösterirken olağan olanı gayrimeşru ilan eden, her türlü kıymetten uzaklaşmış ve ruhunu şeytana satmış zihniyet değerli bir darbe aldı. Siyonist küreselci zihniyet ve Yahudi üstünlükçülüğüne dayalı bu dehşetli yapı, vakit zaman komplo teorisi üzere görünse de, ABD halkı bu çeteye karşı kendi çıkarlarını önceleyen bir adım attı. Lakin seçim

2024 Dünya Superbike şampiyonu ulusal motosikletçi Toprak Razgatlıoğlu, Antalya’nın Alanya ilçesinde coşkuyla karşılandı.

Yazının başlığı savlı. Gerçek bu. Lakin işaret ettiği şey de hakikat. En azından “Amerika’da neler oluyor?” sorusuna verilen bir karşılık var burada. Gazze’den sonra Amerika’da da, dünyada da artık hiçbir şey eskisi üzere olmayacak… GAZZE TESİRİ Amerikan seçimlerinin Trump’ın zaferiyle sonuçlanması tesadüf değil. Trump’ın zaferi, İsrail’in işlediği insanlık dışı cinayetleri ve soykırımı destekleyen Biden idaresinin Amerikan halkı tarafından cezalandırmasının bir sonucu. Gazze tesiri bu. Gazze’de işlenen

Trump ABD’nin yeni başkanı oldu. Trump’ın başkan olduğu 2016-2020 periyodunda uyguladığı siyasetler, ABD’de yeni devirde birçok alanda olduğu üzere iktisat alanında da uygulayacağı siyasetler konusunda da yeni ipuçları vermektedir. Pekala, iktisatta neler değişebilir? İktisatta beklentiler nelerdir? TRUMP VE YENİ İKTİSAT MODELİ Trump ile bir arada ABD’de mevcut ekonomik sistemden farkı olarak yeni bir iktisat modelinin uygulanacağı açıktır. Bu periyot de, ABD iktisadının öncelendiği ve müdafaacı siyasetlerin

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Brezilya’da düzenlenen 10’uncu G20 Parlamento Liderleri Doruğu’nda (P20) konuştu. Kurtulmuş, “Bugün artık İsrail’in BM üyeliğinin askıya alınmasını tartışmanın vakti gelmiştir.” açıklamasında bulundu. Kurtulmuş, adalet, hakkaniyet ve barış temelinde bir dünyanın kurulabilmesi için “ortak iyi”nin etrafında buluşmanın, bilhassa dünya parlamentolarının ortak sorumluluğu olduğunu da kelamlarına ekledi.

Trump’ın lider seçilmesi durumunda, ABD ve genel olarak Batı’nın odağını Çin’e çevireceğine ait projeksiyon ya da Harris’in seçilmesi durumunda Ukrayna’nın gerisinde durmaya devam edeceği, ton farklılıkları olsa da her iki önderin İsrail’i savunmaya devam edeceği kestirmeleri, tek merkezli dünya ‘tiryakiliğinin’ toptancılığına yaslanıyor… Trump’ın Ukrayna savaşını sahiden ve apansız kesip atmasının, örneğin Avrupa, İngiltere, Karadeniz ve kontaklı jeopolitiğin üzerindeki tesirlerinin Batı’nın

Haberi duyduğumda nedense aklıma Frank Capra ’nın başrolünü oynadığı bir politik sinema klasiği “ Mr. Smith Goes to Washington ” sinemasının başlığı geldi aklıma. Amerika’daki siyasi yozlaşmanın en çarpıcı öykülerinden birini beyaz perdeye aktarmış olan sinemada bir taşra siyasetçisi olan Mr. Smith içtenlikle gerçekleştirmek istediği ülkülerinin yolunda değerli bir siyasi performans stantlar. Safça, yeterli niyetle girdiği yolda sonuçta senatoya seçilir ve Washington’a sarfiyat. Dünyayı değiştirmek ve güzelleştirmek