Dindarların ele alındığı dizi ve sinemaların çoklukla seküler bakış açısıyla yapılması bir probleme işaret etmiyor mu? Dindar kesim, özeleştiri de barındıran üretimleri neden kendi eliyle hayata geçiremiyor? Meğer çok eleştirilen üretimleri en çok dindarlar izliyor…
Bu yıl yazı hayatımın 57. yılı. Bir hikâyeci olarak günümüz toplumuna hitap ederken “ nasıl yazılmalı” sorununu göz gerisi etmedim. Başta lisan olmak üzere açık kelamlı, anlaşılır ve samimi ifadeyi benimsedim. Birebir formda “ ne yazmalı ” konusunda kendi derdim kadar halkın kederini göz önünde bulundurdum. Her toplumcu müellifin meşrebi uyarınca bu tutumda olacağına inanıyorum. Başlangıçtan beri üzerinde durduğum bahis “toplumsal değişme”dir. Elbette ki ben bir bilim adamı, sosyolog, tarihçi vb. değilim
Araştırma şirketi Areda Survey, Türkiye’deki “Dindarlık” oranlarını araştırdı. Araştırmanın sonuçlarına nazaran 18-34 yaş ortasında kendini çok dindar olarak tanımlayanların oranı yüzde 43 çıktı.