Art planda güçlü bir uyum yürütülen Suriye’nin milletlerarası topluma entegresi, ambargoların kaldırılması ve resmen tanınması noktasında Türkiye mentörlüğünü çalıştırıyor. Suriye’de istikrarın sağlanması için Türkiye’nin de yeni idare üzere elini çabuk tutması gerek. Zira Suriye’nin istikrarı, Türkiye’nin istikrarı manasına geliyor.

Suriye’nin kuzeyinde geniş bir toprak kesimini hakimiyetinde bulunduran PKK uzantısı YPG/PYD, çıbanbaşı olarak duruyor. PKK elebaşı Öcalan’ın daveti ne kadar tesirli olacak önümüzdeki günlerde göreceğiz. Birinci açıklamalardan bir yumuşama olduğu anlaşılıyor.

Yeni Şafak, Humus’ta 2011’de Esed rejimine karşı sokağa dökülenlerle konuştu. Birinci gösteriyi 18 Mayıs’ta cuma namazından sonra Saat Kulesi Meydanında yaptıklarını anlatan Atıf Hamade, “Dera’da başlayan ihtilal Humus’taki şovlarla tüm Suriye’ye yayıldı” dedi.

8 Aralık ihtilalinin akabinde, yurt dışına kaçan Suriyeliler ülkelerine dönüyor. Ürdün’den gelenlerin sayısı 70 bini buldu. Ürdün sonundaki Nasib Kapısı Müdürü Binbaşı Ahmet Attar, “Suriyelileri ülkelerine girişte ihtilal marşları ile karşılayacağız. Hoparlör sistemi düzenliyoruz. Dönenleri bayram havasında karşılamak istiyoruz” dedi.

“Sıra sana geldi ey doktor(Esed)” yazısıyla ihtilal kıvılcımını ateşleyen çocuklar, yaptıkları hareketle gurur duyuyor. O yazıyı yazan çocuklardan Yusuf Adnan Saydan, duvara yazıyla resmettikleri özgürlüğün kendilerini 14 yıl sonra bulduğunu belirtti.

Bu yazıyı sevgili Aydın Ünal ağabeye borçlanarak alıyorum kaleme. Evvel onu bir söylemem gerekir. Müteşekkirim. Malum, Suriye ihtilalinde hem matematik bilmeyen hem de herkesten şişman olan Kamalistler, cehaletleri iyot üzere açığa çıkınca her vakit yaptıklarını yapıp Suriye’ye “Kamalizm” önermeye başladılar. Halep’ten sonra Hama mı var Humus mu, haritaya bakmadan asla söyleyemeyecek cehalet seviyeleriyle Kamalistler’den zati fazla bir şey beklemiyorduk fakat özellikle Ekrem İmamoğlu’na verdikleri “seni

Suriye’de 54 yıl halkına en büyük zulmü reva gören bir rejimin devrilmesini ne devrimciler ne de bu ihtilale sevinenlerin hiçbiri rastgele bir dinin, mezhebin yahut milletin ziyan hanesine kaydetmediler. O yüzden büyük sıkıntıların sonunda ulaştıkları ihtilali rastgele bir kavmi, rastgele bir etnik kümesi şimdiye kadar çektikleri ağır sıkıntılar hasebiyle intikam amacına koymadılar. Dahası intikamsız bir zafer bizim en büyük hedefimizdi dedi devrimin lideri Ahmet el-Şara ve arkadaşları ve hakikaten de