Dem
DEM Parti İmralı heyeti, siyasi parti görüşmelerine devam ediyor. Heyet, bugün AK Parti ile bir ortaya gelecek. Bu hafta Gelecek, Saadet, Deva ve Yine Refah partilerinin genel liderleriyle da görüşmeler gerçekleştirecek. CHP ile görüşmenin tarihi ise şimdi kesinleşmedi.
Bir kayyum hususudur gidiyor… Maşallah ‘fikri’ olmayan yok… Politiği, hukukçusu, gazetecisi, futbol yorumcusu… Herkes ‘ortaya karışık’ konuşup duruyor… Biz niçin duralım ki?! Mümkün olduğu kadar yalın sorularla, şu beş boyutu incelemeye çalışalım… 1. “Bile bile lades boyutu…”: Hem DEM hem de CHP , haklarında soruşturmaların yürüdüğü, bilhassa de PKK/KCK üyeliği üzere ‘ağır’ suçlamalarla karşı karşıya olan adayları belediye başkanlıkları için devreye soktuklarında, başlarına bu kayyum işinin geleceğini
Filistin’de, Gazze’de ve genel olarak bölgemizde bugünlerde yaşadıklarımız, yüz yıl evvel Türkiye’yi de kapsayan, hatta başta Türkiye’den başlayan paylaşım ve tanzimden bağımsız değil. Yenilmiş bir imparatorluğun bir daha ayağa kalkmaması, tekrar eski rollerine soyunmaması için yapılmıştı ne yapıldıysa. Üç kıtaya yayılmış bir imparatorluk 4 yıl başa baş devam eden bir gayretin akabinde 40 gün üzere kısa bir mühlet içerisinde mütarekeye zorlandı. Emperyalistler düşen Osmanlı üzerine aç kurtlar üzere
PKK’nın statü talebi kabul edilemez. O halde ne yapmalı? Her şeyi açık açık konuşalım. Neyin olup olmayacağını bilelim. PKK dünkü PKK değil. PKK kendi başına karar verecek bir PKK da değil. PKK’ya silah bıraktırmazlar. PKK da karşılığında hiçbir şey almadan silah bırakmaz. İsterse Öcalan davette bulunsun, bu gerçek değişmez. DEM, PKK’yı karşısına alıp yol yürümez. Kandil’e yüzünü çevirip koşulsuz-şartsız silah bırakma davetinde bulunmaz. Bulunamaz. Zira DEM’in Kandil’den bağımsız bir iradesi yok.
CHP eski Genel Sekreteri Mehmet Sevigen, terör iltisaklı isimlerin yönettiği belediyelere atanan kayyumlar sonrasında CHP ile DEM Parti’nin yaptığı ‘ortak mitinglere’ reaksiyon gösterdi. “CHP’nin otobüsünün üzerinde PKK’ya ‘terör örgütü’ diyemeyen DEM genel liderlerinin olması içimi acıttı.” diyen Sevigen, “Biz bunu yoksulların, şehitlerin ailelerinin takviyesiyle bu arabayı aldık. Bir belediyeyi alacağız diye Türkiye’yi kaosa sürüklemenin de bir manası yok.” tabirlerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), daima olarak bu ülkenin kurucu partisi olmakla övünen, 75 yıldır arızi bir periyot hariç iktidardan uzak kalan ve ülke sorunlarına yabancılaşmış bir partidir. CHP, daima ülke gündeminde var olan tartışmaların bir kesimi olmuştur; haklarını vermek lazım, kurallar ne olursa olsun, bazen kendi uğraşlarıyla, birçok vakit iktidara yakın kanalların gündem yapmasıyla medyada var olmanın aslan hissesini kendi hesaplarına yazdırmayı başarıyorlar. Cumhurbaşkanlığı seçiminden
Hatırlayın… MHP’nin bilge lideri Sn. Devlet Bahçeli’nin o tarihi davetinden sonra Kandil-DEM cephesi süreci sabote etmek ve Öcalan’ı da peşinen kararsız kılmak için şunu dediler: “Devlet-Hükümet sıkıştığı için bu adımı atıyor.” Yani devlet bize mecbur ve mahkum demeye getirdiler. O yüzden uzatılan eli tutmak yerine şımarık, tehditkar ve pazarlıkçı bir ses tonuyla el yükseltmeye kalkıştılar. Kandil onaylı DEM bildirisi tam da bu türlü bir şeydi. Başlaması istenen sürece sabotajdı. TUSAŞ’taki taarruzun