İki asır süren şiddetli bir çabadan sonra, Osmanlı’yı içeriden teslim alarak çökerten, böylece bizi tarihten uzaklaştıranlar İngilizler! Ülkeyi elimizden alıp küçük bir azgın azınlığa, devşirme şebekelere teslim edenler tekrar İngilizler! İNGİLİZLERİN DARBELERİ TANZİMAT’LA BAŞLADI! İngilizlerin bizimle gayreti ve bize müdahalesi Tanzimat’la başladı. Mustafa Reşit Paşa denen Londra mason locası üyesi “satılık adam”a Gülhane Hatt-ı Hümayunu’nu imzalatıp okuttu İngilizler. Tanzimat, bir İngiliz
27 Mayıs darbesine kadar bilinen 11 cunta vardı. 6 askeri darbe teşebbüsü oldu. Bu teşebbüslerden hiçbiri CHP ve ‘Milli Şef’ten bağımsız değildi. Yeni Şafak, 27 Mayıs’ın 65. yıl dönümünde, CHP’nin darbelere öncülük ettiğini gösteren yeni evraklar yayınlıyor.
15 Temmuz’un akabinde FETÖ ile kıymetli bir gayret verildi. Fakat örgüt yöneticiliğinden ve üyeliğinden karar giyip tahliye olanlar ya da yargılaması devam edenler yeniden işbaşında. Bu FETÖ’cüler bürokratik uzantılarıyla temel hizmetlerde, işleri sümen altı ediyor ya da yavaşlatıp vatandaşı bezdiriyor.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, Türkiye tarihine “postmodern darbe” olarak geçen ve sonuçları uzun yıllar tartışılan 28 Şubat 1997’deki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının 28. yılı hasebiyle toplumsal medya hesaplarından paylaşımda bulundu.
Birileri Türkiye’nin karıştırılması için düğmeye basmış gibiler! The Economist dergisi’nin son sayısında yayımlanan yorum-analiz yazısı, medeniyet vizyonuna sahip bir Türkiye’yeye nasıl nefretle ve kaygıyla baktıklarını gösteren bir aşırı-yorum! The Economist dergisi son sayısında (15-21 Şubat nüshası) Erdoğan’ı amaç tahtasına oturtarak Türkiye’yi tehdit etti! Mecmuada, global sistemin sözcüsü ve gözcüsü üzere iş yapan ülkedeki bütün kültürel kurumlara, bürokrasiye, devlet kurumlarına hâkim olan
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e tepki gösterdi. Çelik, “Özgür Özel’in, siyasi hayatında bulunduğu her yere demokratik irade ile gelmiş Cumhurbaşkanımızla darbeci Kenan Evren’i yan yana anması, demokrasinin alfabesinden bile haberdar olmadığını göstermektedir.” sözlerini kullandı.
Zehra Sena Gültekin, Bolu’daki faciada eşi ve çocukları da dâhil olmak üzere ailesinin 13 ferdiyle birlikte hayatını kaybetti. Çok düzgün eğitim almıştı. THY’de çalışıyordu. Bir ailenin 14 ferdinin hayatını kaybetmesi, Uygur bir çocuğu evlat edinmiş olmaları öykülerini esasen trajik hale getiriyordu; babasının milletvekili olması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cenazeye katılarak bu aile dostunun acısını gözyaşlarıyla paylaşması da Zehra Sena’yı medyada bir ölçü öne çıkardı. Toplumsal medyada merhume Zehra