Bölge
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’in son devirde propagandasını yaptığı muhtemel bir Türkiye-İsrail çatışmasına ait açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin Suriye’de İsrail dahil hiçbir ülkeyle çatışma niyetinde olmadığını söyleyen Fidan, “Ama Suriye’nin tekrar Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit edecek bir iç karışıklığa, bir operasyona, bir provokasyona maruz kalmasını da izleyemeyiz. Ona da yalnızca bakmakla yetinmeyiz.” sözlerini kullandı.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin güneyinde “tampon bölgeyi” genişletme mazeretiyle Mısır hududundaki Refah kentini işgal etmeyi planladığı belirtildi.
İsrail Türkiye için varoluşsal bir tehdit haline gelmiştir. Yalnızca Türkiye için değil, yalnızca Filistin ve Lübnan için değil, coğrafyamızın bütün ülkeleri için birinci tehdit haline gelmiştir. Bu ülkelerin tamamının güvenlik ve tehdit değerlendirmelerinin birinci sırasında İsrail vardır. Bu artık bölgenin mutlak gerçeği dir. İsrail; Türkiye içinde ve etrafında terör örgütlerini ve iç ve dış tehdit ögelerini açıktan ve pervasızca destekliyor. İçeriden saldırıda kullanılabilecek siyasi parti ve
Gazze’den gelen imgeler 2. Dünya Savaşı’nda atom bombası atılan Hiroşima’yı andırıyor. Eski İsrail askerleri ise bu soykırımı ve yıkımı nasıl gerçekleştirdiklerini anlattı. Bir asker, “Orada bulunduğumuz müddette tek işimiz binaları yıkmak, tarlaları kurutmak ve gördüğümüz insanları öldürmekti. Bu, günlük rutinimiz olmuştu” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Irak medyasına bölgesel ve global olaylarla ilgili çok kapsamlı bir demeç verdi. İsrail’in Suriye’ye yönelik siyasetinin zıt tepeceğini vurgulayan Fidan, Tel Aviv idaresinin bölgeyi işgal siyasetinin kendi güvenliğini tehdit ettiğini de belirtti. Bölgedeki Türkmenlerin varlığına ait de konuşan Bakan Fidan, Türkiye’nin sınırı olan bütün ülkelerde Türk azınlığının olduğunu söyledi. Bu azınlıkların hiçbir vakit bulundukları ülkeler için tehdit olmadığını vurgulayan Bakan Fidan, “Küçük oyunlarla oradaki nispeten sayısı daha az olan bir topluluğa galebe çalmaya çalışarak atacağınız adımlar sizi zafere götürmez; tam bilakis Türkiye’nin hışmını daha çok çekersiniz. Onun yerine var olan Türkmen nüfusunu Türkiye’yle bağları daha güçlendirmede kullanabilirsiniz.” dedi.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne yönelik akınlarını tekrar başlatmasıyla birlikte kuzeyden güneye geniş çaplı kara taarruzları düzenlerken askerlerini de çeşitli bölgelere konuşlandırmaya devam ediyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 2 Nisan’da Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentine başlattıkları kapsamlı kara hücumları sırasında “Gazze’yi parçalamak ve işgali derinleştirmek için hücumlarını sürdürecekleri” bildirisini vermişti. Bu süreçte, zorla “tahliye” buyrukları ve sivil yerleşimlere yönelik akınlar da artıyor.
Suriye’de 8 Aralık’ta Esed rejiminin yıkılıp yerine bütün ülkeyi kucaklayan bir idare gelmesi ve yeni idarenin Türkiye ile stratejik münasebetleri İsrail’i panikletmiş durumda. İsrail, ülkeyi istikrarsızlaştırmak ve Türkiye’nin desteklemek ismine askeri üsler kurmasını geciktirmek için daima ataklar düzenliyor.
Çin, egemenlik ihtilafı içinde bulunduğu Tayvan ile ana karasını ayıran Tayvan Boğazı’nda askeri tatbikata başladığını duyurdu. Çin ordusunun dün başlattığı, Ada etrafını kuşatan askeri tatbikat ve kıyı güvenlik devriyesi de devam ediyor. Tayvan Savunma Bakanlığı, Ada çevresinde Çin’e ilişkin 76 askeri hava aracı, 19 geminin görüldüğünü bildirdi.
Bayram sükûneti ile günlük siyasi mülahazalardan uzak bir yazı kaleme almak istedim. Bayram günlerinde nostalji üzerine bir şeyler karalamak keyifli olabilir. Zihnimi yokladım; bizdeki sistem geriye çalışmıyor. Zihinsel üretimin daha çok geleceğe dair fikir ve niyetlerle hercümerç olduğunu fark ettim. Özbekistanlıların gündemde tuttuğu bir tartışma var. İslam’ın birinci Rönesans’ı Hicrî birinci asırda Bağdat ve Buhara’da, Maveraünnehir’de gerçekleşen inkişaf; ikincisi ise Endülüs inkişafıdır. Selçuklu
Terör devleti İsrail’in Lübnan’ın başşehir Beyrut’taki bir binanın işaretlendiği harita paylaşarak Lübnan’a hücum sinyali vermesinin akabinde soykırım uçakları, Lübnan’la 27 Kasım’da yürürlüğe giren ateşkesin akabinde aylar sonra birinci sefer Beyrut’u bombaladı.