Üsküdar’ın o yorgun yokuşlarından birini adap yöntem tırmanırken “ârif nedir?” diye sordum dostuma. Zira Üsküdar’ın yorgun yokuşlarından birinin sonundaki meskenlerden birinde oturduğumuz bir öbür dost “Fas’ın birtakım bölgelerinde arif zatlara zâkir de dendiği olurmuş” demişti. “Ârif diye tatmış olana denir. Âlim ateşin yaktığını bilir, ârif şahsen yanar. Âlim söylediğinin gerisinde, ârif söylediğinin ilerisindedir. Zira derler ki âlim konuşmazsa, ârif konuşursa yanar” dedi dostum. Bir okyanus kadar büyük

Diyetisyenim “diyetin yirminci günü üzere karbonhidrat krizi atak yapar. Son çırpınışları olduğu için şiddetli bir mahrumluk hissedebilirsin. O durumda ne yapman gerektiğini söyleyeyim sana” dediğinde “gerekmez” dedim, “Zahit Kotku Hazretlerinin müridine yaptırdığını yapacağım.” Buraya gelirim tekrar. “Hikmet Mümin’in yitiğidir, onu nerede bulsa alır” hadis-i şerifini yanlışsız anlamak ismine bir mevzuyu netleştirmek isterim evvel. “Yitik” biliyorsunuz ki size ilişkin olan, sahibi olduğunuz bir şeyi kaybetmeniz