Ukrayna-Rusya savaşının birinci aylarında Dolmabahçe Sarayı’nda dünya diplomasi tarihine geçecek bir toplantı yaşandı. Savaşın en şiddetli günlerinde iki devletin dışişleri bakanları ve misyon temsilcileri Dolmabahçe Sarayı’nda bir ortaya geldi. Savaşın bitirilmesine dair müzakereler yapıldı. O günlerde Avrupa devletleri Rusya’ya karşı büyük bir atak ve ambargo başlatmış, ruhsal savaş ileri boyutlara varmıştı. Problem o kadar ileri bir boyut kazandı ki Dostoyevski’nin yapıtları dahi yasak kapsamına

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başlattığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tam takviye verdiği, bir devlet siyaseti olarak yürütülen “Silahların bırakılması, PKK’nın tasfiyesi, Terörsüz Türkiye” planı muhakkak bir basamağa geldi. Kamuoyu “Terörsüz Türkiye” amacına büyük dayanak veriyor. Lakin “Çözüm Süreci” hayal kırıklığının tesiri yüksek. Bu yüzden olsa gerek, dayanağın “sessizliği” dikkat cazibeli. PKK ve değişik isimler altında varlığını devam ettiren ögelerinin, süreci sabote etme, boşa çıkarma konusunda

İngiltere’nin mesken sahipliğinde başşehir Londra’da Ukrayna’ya sağlanacak güvenlik garantileri ve bu ülkede kalıcı barışın sağlanması üzere mevzuları ele almak üzere mahallî saatle 14.00’te başlayan tepe sona erdi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan zirve sonrası yaptığı açıklamada “Amerika’daki son ortaya konulan siyasetin Avrupalı başkanlarda, bilhassa Ukrayna evrakında, genel olarak da Avrupa güvenliği konusunda birtakım soru işaretleri oluşturduğu artık malum. Bu açıktan tartışılıyor” dedi.

Trump ile yardımcısı JD Vance’in Zelenski’yi azarlayıp Beyaz Saray’dan kovması yalnızca Ukrayna’yı değil güvenliğini ABD’ye emanet eden tüm Avrupa’yı şoke etti. Washington’ın kendilerini terk ettiğini gören Avrupalı önderler yeni yol arayışında.

İmralı’dan çıkan metin, ister satır ortaları okunsun ister yapı-bozum merceğiyle bakılsın yahut ögelerine ayrılıp tetkike tabi tutulsun, terör örgütünün silah bırakma ve tasfiyesine yönelik tarihteki en yüksek aşamadır… Fakat merhaledir, final değildir. Muvaffakiyet ve takdir vesilesi olması gereken, Ankara’nın mevzuyu kavrayışı, bölgesel ve global gelişmeleri düzgün teşhis etmesi, nihayet buna nazaran hareket planını hayata geçirmesidir… Menzile ulaşılması halinde, Türkiye iç siyasetine, başta hudut komşularımız,

Avrupalı kimi başkanlar, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump ile tartışan Ukrayna Devlet Başkanı Volodomir Zelenskiy’ye desteğini bildirdi. AB Dış Bağlar ve Güvenlik Siyaseti Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas toplumsal medya hesabından yaptığı açıklamada “Ukrayna Avrupa’dır. Ukrayna’nın yanındayız. Saldırgana karşı uğraşa devam edebilmesi için Ukrayna’ya takviyemizi artıracağız. Bugün, özgür dünyanın yeni bir başkana muhtaçlığı olduğu açıkça ortaya çıktı. Bu meydan okumayı üstlenmek bize, Avrupalılara düşüyor” dedi. Bir önceki Avrupa Birliği (AB) Dış İlgiler ve Güvenlik Siyaseti Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise açıklamasında “Trump ve (ABD Lider Yardımcısı JD) Vance utanç verici bir şov sergilediler. Bu davranışlarından utanç duyuyorum. ABD daha düzgününü hak ediyor” tabirlerini kullandı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bölgesel gelişmeler kapsamında diplomasi trafiğine devam ediyor.

İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan bütün sistem yıkılıyor. Kurulan bütün üst yapılar dağıtılıyor. Şu an şimdi dokunulmamış yapıların hiçbiri ayakta kalamayacak. Bu o denli yıkıcı bir fırtına ki , güç haritalarını, siyasi ezberleri, bölgesel ve global bağ biçimlerin i temelden sarsacak, değiştirecek. Yalnızca Avrupa merkezli kurumlar değil; ulus-üstü bütün yapılar bu gidişle ortadan kaldırılacak. “Uluslararası Toplum” kavramının ve gücünün manası tarihe karışacak. Milletlerarası kontratların manası

Trump ile ilgili değişik bir durum var. İsrail ve bölgedeki yandaşları dışında Biden ile iş tutmuş kim varsa yok sayıyor. Bilhassa de Ukrayna-Rusya savaşı etrafındakileri… Savunma harcaması taahhüdü veren tek Avrupalı başkan olan Polonya liderini görüşmeye almadan evvel epey bir bekletmiş. Sonra da 10 dk görüşüp göndermiş. Avrupa siyasetindeki profillerin değişmesine dönük Elon Musk eliyle yapılan baskıyı da buna yoruyorum. Şayet Amerika, Avrupa’da istediği istikamette bir değişimi başarırsa kıssanın

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa merkez siyasetinin vaktin ruhunu yanlışsız okuyamadığını ve liberal demokrasinin krize girdiğini söyledi. Kabine toplantısı sonrasında konuşan Erdoğan, “Suriye ve Ukrayna’da yaşananlar Avrupa’nın Türkiye’ye olan gereksinimini teyit ediyor. AB’yi iktisattan savunmaya, siyasetten milletlerarası prestije, içine düştüğü çıkmazdan yalnızca Türkiye, Türkiye’nin tam üyeliği kurtarabilir” dedi.