Bu ortalar Diyanet İşleri Başkanlığı’nın cuma hutbeleri nitekim gündemin tam ortasından ve dişe dokunur cümlelerle, tekliflerle devam ediyor yoluna. Münasebetiyle evvel bir tebrik Diyanet’e. Hoca hutbede “Baba, otoritesiyle ve disipliniyle çocuğun gereksinim duyduğu bir figürdür” deyince hüzünle gülümsediğim doğrudur. Artık baba mı var ki otoritesi ve disiplini olsun? Artık anne mi var ki şefkati ve merhameti olsun? Aslında bu konuda manşeti birkaç yıl evvel Ersin Çelik atmıştı: “Artık çocuklarımızın
T.C. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde; T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Boğaziçi Üniversitesi ve Başakşehir Belediyesi iş birliğiyle hayata geçirilen Aile Üniversitesi Programı, Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs’te düzenlenen resmi açılış merasimiyle kamuoyuna tanıtıldı.
Sıhhat Bakanlığı’nın öncülüğünde hayata geçirilen uzunluk, kilo ve beden kitle indeksi uygulaması, Ankara’da uygulanmaya başlandı.15 Temmuz Kızılay Ulusal İrade Meydanı’nda kurulan bilgilendirme stantlarında, vatandaşların beden kitle indeksi kıymetleri ölçüldü. Yapılan ölçümlerin akabinde beden kitle indeksi pahaları fazla çıkan vatandaşlar, sıhhat işçisi tarafından sağlıklı hayat merkezlerine ve aile sıhhat merkezlerine yönlendirildi.
İstanbul’da Refika ve Beytullah Yuva çiftinin çocukları 14 yaşındaki Abdulsamet, 12 yaşındaki Havva Parıltı ve 11 yaşındaki Mislinan, yaklaşık 10 yıl evvel yakın aralıklarla yakalandıkları lenfomayla olan uğraşlarını, anneleri ve dışarıdan uyumlu donörün bulunmasıyla kazandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anneyle Güçlü Aile, Aileyle Güçlü Türkiye Programı’na katıldı. ‘Kadına şiddete tolerans yok’ diyen Erdoğan, “Yüreğimizi dağlayan cinayetlerin failleri gereken cezayı alacak” açıklamasında bulundu. ‘Müjdeleri her an alabilirsiniz’ sözlerini kullanan Erdoğan, “Bizi ayrıştırmaya çalışanlara karşı saflarımızı sıklaştıracağız” dedi.
Dilediğiniz üzere kızabilirsiniz bana tekrar bugün. Zira algıların yönettiği bir alanda tehlikeli cümleler kurmak istiyorum. Dahası kendimi buna mecbur hissediyorum. Şuradan başlayayım. “Aile içi şiddet” kavramının bir algısı, bir de olgusu var memlekette. Durum bu türlü olmasa anketlerde “Türkiye’de aile içi şiddet var mıdır?” sorusuna yüzde 86 ile “evet” karşılığı verilmez. Üstelik anonim olarak “siz ya da birinci dereceden bir tanıdığınız aile içi şiddete maruz kaldı mı?” sorusuna verilen karşılığa “evet”
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Lideri Ebubekir Şahin, “Medya artık sırf bilgi aktaran ve bu bilgilerin yaygınlaşmasını sağlayan bir araç değil; kültürel kodları şekillendiren, ferdî algıları yönlendiren ve toplumsal dönüşümü etkileyen çok güçlü bir mekanizmadır” dedi.
Kesinlikle duymuşsunuzdur, “ Şu hayatta bir dayın olacak ” kelamını. Sırtını dayayacağın dağ üzere bir adam… Amca da olabilir doğal. Teyze ve hala da. Çabucak akıllara “torpil” ve güç devşirme gelmesin. Anne-baba yarısı birileri olmalı etrafında insanın. Akrabalar zati büyük ve doğal bir “güç” değil midir? Bize birinci koşanlarımızdır… Şöyle bir bakalım: Güzel günde, makûs günde, bayramda, seyranda, düğünde, cenazede kimler vardır etrafımızda? “Allah mesut, bahtiyar etsin” diyen de “Başınız sağ olsun, yeri
Türkiye’nin önde gelen dijital yayın platformlarından Türk Telekom e-dergi iş birliğiyle hazırlanan 23 Nisan Özel Dergisi, bu yıl “aile” temasıyla yayımlandı. Cumhurbaşkanlığı tarafından 2025 yılı için ilan edilen “Aile Yılı” kapsamında teması belirlenen dergi, Dijital Dergicilik Okulu öğrencilerinin emeğiyle hazırlandı ve minik okurlarına manalı bir armağan olarak sunuldu.
Katil İsrail’in Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerine düzenlediği ataklarda ortalarında iki ailenin tüm fertlerinin yer aldığı 40 Filistinli ömrünü yitirdi.