Suriye ordusu PKK/YPG mevzilerini vurdu, teröristler pusuya düştü!
Suriye Ordusu, PKK/YPG teröristlerini pusuya düşürerek ağır kayıplar verdirdi. Rakka’nın kuzeyi ve Halep’in doğusunda süren çatışmalarda, PKK/YPG’ye ilişkin mevziler topçu atışlarıyla maksat alındı.
Suriye’nin kuzeyinde Suriye Ordusu ve PKK/YPG/SDG ögeleri ortasında tansiyon tırmanıyor.
Yerel kaynaklara nazaran, Suriye Ordusu, PKK/YPG teröristlerini pusuya düşürerek ağır kayıplar verdirdi. Rakka’nın kuzeyi ve Halep’in doğusunda süren çatışmalarda, PKK/YPG’ye ilişkin mevziler topçu atışlarıyla amaç alındı.
Öte yandan PKK/YPG militanları, Rakka’nın kuzeyindeki M4 memleketler arası karayolunda sivil bir aracı maksat aldı. Ayrıyeten, kimliği bilinmeyen şahıslar dün gece Haseke’nin güneyindeki Şeddadi’de PKK/YPG’ye ilişkin bir silah deposuna saldırdı.
MSB’den Tişrin Barajı ile ilgili yapılan açıklamada, “TSK, PKK/YPG/SDG üzere terör örgütlerinin bu çeşit stratejik altyapıları kullanarak bölgedeki istikrarı bozma eforlarını engellemeye kararlıdır” demişti.
MSB kaynakları, Suriye’de son durum ve terör örgütü PKK/YPG’nin Tişrin Barajı etrafında günahsız sivilleri kalkan olarak kullanmasına yönelik soruya ait, “Türk Silahlı Kuvvetleri, terörizme karşı global işbirliği ve milletlerarası dayanışmanın ehemmiyetine inanmakta, bu bağlamda, milletlerarası toplumdan, PKK/YPG/SDG üzere terör örgütlerinin terörist tertipler olarak tanınmasını ve terörle çaba konusunda daha aktif bir işbirliği yapılmasını beklemektedir” değerlen-dirmesinde bulundu.
TSK’nın, terörist kümelerin desteklen-memesi ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne hürmet gösterilmesi gerektiğini her fırsatta lisana getirdiğini vurgulayan kaynaklar, şunları aktardı: Suriye’de su kaynakları, güç üretimi ve bölgesel güvenlik açısından stratejik değere sahip bir nokta olan Fırat Irmağı üzerindeki Tişrin Barajı, terör örgütü PKK/YPG/SDG tarafından son savunma çizgisi olarak kıymetlendirilmektedir. TSK, Suriye’nin Tişrin Barajı bölgesinde PKK/YPG/SDG terör örgütü tarafından gerçekleştirilen, suçsuz sivilleri canlı kalkan olarak kullanma teşebbüsünü şiddetle kınamakta ve bu çeşit hareketlerin akla ve mantığa, memleketler arası hukuka, insan haklarına ve insanlığa muhalif olduğunun altını çizmektedir.
PKK/YPG/SDG’nin Tişrin Barajı bölgesinde sivilleri canlı kalkan olarak kullanması hatta ortalarında sivil giysili terörist kümeleri da bölgeye sevk etmesi yalnızca terörist kümelerin gerçekleştirebileceği bir hareket olup, insan hakları ihlali manasına gelmektedir.
Kaynaklar, bu cins aksiyonların, terör örgütlerinin kendi çıkarları uğruna saf insanların hayatlarını hiçe sayan acımasız prosedürler olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
Kandil zihniyetinin yönlendirdiği bu faaliyet, Kürt kardeşlerimizin lehine olmaktan çok onlara yeni ezaları beraberinde getirmektedir. Terör örgütlerinin sivilleri kendi çıkarları uğruna canlı kalkan olarak kullanması, yalnızca insanlık dışı bir yaklaşım değil, birebir vakitte terör örgütlerinin çaresizliğini ve ahlaki çöküşünü de gösteren bir harekettir. Bölgedeki gelişmeler, hem Suriye’nin iç güvenliği hem de Türkiye’nin hudut güvenliği açısından
büyük değer taşımaktadır.
TSK, PKK/YPG/SDG üzere terör örgütlerinin bu tıp stratejik altyapıları kullanarak bölgedeki istikrarı bozma uğraşlarını engellemeye kararlıdır. TSK, ülkemizin ve hudutlarımızın güvenliğini sağlamak ve ülkemizin hak ve menfaatlerini korumak amacıyla, Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve halkının barışçıl tahlil arayışlarına hürmet göstererek, terörist kümelerin silah bırakmaması durumunda, hudut ötesi operasyonlarını sürdürme azim ve kararlılığındadır. Bu kararlılık, milletlerarası hukuk ve Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın yasal müdafaa hakkı unsuru çerçevesinde, terör örgütlerinin faaliyetlerine son vermek emeliyle bölgede barışı tehdit eden tüm terör ögeleri ortadan kaldırılıncaya dek sürdürülecektir.
Milli İstihbarat Teşkilatı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hudut ötesi operasyonlarıyla etkisiz hale getirilen PKK’lı teröristler İstek Altun ve Ali Haydar Kaytan’ın vefatı yıllarca
örgüt üyelerinden gizlendi. Güvenlik kaynakları, terör örgütünün kurucu takımlarından İstek Altun’un 2019 yılında, Ali Haydar Kaytan’ın ise 2021 yılında MİT ve TSK’nın operasyonuyla öldürüldüğünü açıkladı.
Bu iki teröristin vefatı, PKK idaresi tarafından “örgütte dağılma olmaması ve iç çatışma çıkmaması” için örgüt üyelerinden gizlendi. Yeniden güvenlik kaynaklarının paylaştığı bilgiye nazaran; Kaytan, örgüt yöneticisi az sayıda kişinin bildiği bir yere gömüldü. Cesedi gömen
PKK’lı teröristler de infaz edildi.
PKK/DEM ve PKK/DBP’nin Diyarbakır ve Tunceli’de teröristleri anma programıyla giriştikleri provokasyon yalnızca vilayet idareleri değil, Bakanlıklar ve tüm güvenlik ve istihbarat üniteleri tarafından yakından takip edildi ve gayeleri ve sonuçları tartışıldı.
PKK ve siyasi uzantısının temel hedefi, anmaya müsaade verilmeyeceği için ortaya çıkacak polis müdahalesi imajı üzerinden algı operasyonu yapmaktı. Hatta kapalı yer toplantıları bile izlendi ancak reaksiyon gösterilmedi. Fakat kapalı yer toplantılarına beklediği ilgiyi bulamayan terör örgütü yandaşları provokasyonu Diyarbakır ve Tunceli’de açık alana taşımak ve bölgede yaşayanlar ile güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmekte kararlıydı. Silah bırakmada ve kendini feshetmede isteksiz olan ve bunu her fırsatta lisana getiren, hatta kendince kurallar öne süren PKK terör örgütü ve siyasi uzantıları içinde süreci sabote etmek isteyenler olduğu da biliniyordu. Bu nedenle tüm üniteler son derece hassas davranmaya çalışıyordu.
Çünkü o birkaç damla gözyaşı, vatanın ayrılamaz bütünlüğü için canını vermeye hazır Türk milletinin yüreğinde o denli bir akıntıya dönüşür ki önüne kattığı tüm terör yandaşlarını siler süpürür. Devletin, “Terörsüz Türkiye” için sergilediği yaklaşımı, sabrı, olgunluğu ve düzgün niyeti zorlamanın kimseye yararı olmayacağını, problem vatan olduğunda Türk milletinin fedakârlığının, Türk devletinin imkân ve kabiliyetlerinin hududu olmadığını en yeterli düşmanları bilir.
