Anadolu Ajansının (AA) Küresel Bağlantı Ortağı olarak yer aldığı, Belek Turizm Bölgesi’ndeki NEST Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Antalya Diplomasi Forumu’na (ADF) katılan Işık, AA muhabirine yazılı açıklama yaptı.

Uluslararası kırılmanın yaşandığı bir periyottan geçildiğini, global normların zayıfladığını ve çok taraflı kuruluşlara kuşkuyla yaklaşıldığını belirten Işık, “Çatışma, iklim değişikliği, besin güvensizliği ve eşitsizlik artık hudut tanımıyor. Bunlar artık ortak sorumluluk gerektiren global sorunlar” sözlerine yer verdi.

Nur, Antalya Diplomasi Forumu’nun, parçalanmış bir dünyada diplomasiyi yine tasavvur etmek için vakitli ve ilham verici bir platform olarak öne çıktığının altını çizerek, ADF’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, sırf bir diyalog ortamı sunmakla kalmayıp, birebir vakitte kapsayıcı, insani ve geleceğe dönük çok taraflılığa yönelik yenilenmiş bir taahhüt ortaya koyduğunu vurguladı.

“Aynı vakitte, ortak kıymetlere, karşılıklı inanca, dirençli ve barışçıl toplumlar inşa etme kararlılığına dayanan Somali-Türkiye bağlarının gücünü de gözler önüne seriyor. İki cumhurbaşkanımız ortasındaki şahsî yakınlık ve stratejik ahenk, sadece iki ülkeyi değil, çok daha geniş bir alanı kapsayan bir paydaşlığın temelini atmış bulunuyor. Bu paydaşlık, onur, dayanışma ve kalkınma temelleri üzerine kurulu bir işbirliği modeli sunuyor.”

Bu yılki ADF’nin teması olan “Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek” sloganının Somali’nin seyahatiyle örtüştüğünü ve ülkesinin onlarca yıllık çatışma ve zorlukların akabinde sürdürülebilir barışın diyalog yoluyla inşa edilebileceğini öğrendiğini aktaran Parıltı, “Somali, diplomasinin gücünü uygun biliyor. Zira Türkiye üzere ortaklarımız sayesinde duyulmanın, desteklenmenin ve güçlendirilmenin ne manaya geldiğini şahsen deneyimledik” değerlendirmesinde bulundu.

Nur, ADF’nin dünya önderlerinin yanı sıra gençler, akademisyenler, sivil toplum ve iş insanlarını bir ortaya getirdiğine işaret ederek, Somali’nin “daha adil bir dünya düzenini” şekillendirmek için gelişen global diyaloğa katkı sağlamaya kararlı olduğunu paylaştı.

“Türkiye-Somali ilgisi, Afrika kıtasındaki en kalıcı ve örnek iştiraklerden biri olarak öne çıkıyor.” tabirini kullanan Işık, bu paydaşlığın tarihi yakınlığa dayandığını, inançla pekiştiğini ve barış, refah ile bölgesel liderlik için ortak bir vizyonla şekillendiğini belirtti.

Nur, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2011 yılında Somali’nin başşehri Mogadişu’ya gerçekleştirdiği çığır açan ziyaretten bu yana alakaların insani yardımların ötesine geçerek devlet inşası, güvenlik, ekonomik direnç ve altyapısal dönüşümü kapsayan kapsamlı bir iştirake evrildiğini, bu paydaşlığın özünde ise bağımlılık değil, karşılıklı hürmet ve ortak egemenliğe olan inancın yer aldığını aktararak, iki ülke ortasında 8 Şubat 2024’te imzalanan Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Muahedesi’nin, deniz güvenliği, terörle çaba ve ulusal savunma kapasite inşası alanlarında ortak çalışmayı kapsadığını vurguladı.

İki ülkenin, Somali’nin geniş doğal kaynak potansiyelini ortaya çıkarmak ismine açık deniz petrol arama muahedesi ile kara alanlarında hidrokarbon arama muahedesi imzalamasının ülkesinin güç bağımsızlığı yolunda değerli dönüm noktasını temsil ettiğini kaydeden Işık, Türkiye’nin bu süreçte emniyetli bir ortak ve stratejik yatırımcı olarak üstlendiği role dikkati çekti.

Nur, bu mutabakatların sırf ekonomik mukavele değil, birebir vakitte iki milletin kardeşlik bağıyla birbirine bağlı halde geleceği dönüştürebileceğini yansıtan niyet evrakları olduğuna değinerek “Türkiye ve Somali olarak yalnızca müttefik değiliz. Biz, inanç, azim ve ortak güçle şekillenen bir geleceğin ortak yazarlarıyız” tabirlerini kullandı.

Türkiye’nin Somali’deki liman altyapısına, denizcilik mesleksel eğitimine ve kurumsal gelişimine katkılarını “daha geniş bir vizyonun sütunları” olarak gördüğünü aktaran Parıltı, bu vizyonun, Somali’yi Doğu Afrika ve daha geniş Hint Okyanusu bölgesi için lojistik ve ticaret kapısına dönüştürmek olduğunu belirtti.

Nur, Türkler ile Somalililer ortasında denizcilik bağlarının Osmanlı İmparatorluğu periyodundan beri var olduğuna ve bunun ortak geçmişi yansıttığına işaret ederek, “Somali’nin global ticaret yollarının birleşim noktasındaki jeostratejik pozisyonu, limanlarımızı sadece ulusal varlıklar değil, birebir vakitte milletlerarası hayati kontaklar haline getiriyor. Türkiye’nin bu geçiş noktalarının modernizasyonuna daima dayanağı, ekonomimiz, bölgesel rolümüz ve halkımız için mümkün olanı yine hayal etmemizi sağlamıştır” sözlerine yer verdi.