Musa mı, asa mı, Firavun mu?

Belki kölelerinden biri olarak… Tahminen de o bayram günü meraklı gözlerle olanı biteni izlemeye gelmiş, alanı doldurmuş halktan biri olarak… O ana şahitlik etmeyi çok isterdim.

“Ben Senin Allah’ından büyüğüm” diyen Firavun’un yüzünü görmek için mi? Hayır. Sihirbazların bütün hünerlerinin çöpe gittiğine şahitlik etmek için mi? Elbette hayır. Hz. Musa’nın “yazık size! Allah hakkında palavra uydurmayın! Sonra O, bir azap ile kökünüzü keser! İftira eden kesinlikle perişan olur” diye haykırdığını kulaklarımla duymak için mi? Hayır.

Allah’ın her şeye yeten gücünü ve her şeyi kapsayan kudretini iki kolumu iki yana açarak karşılamak ve “Sana güveniyorum, Senden diğerine güvenilmeyeceğini biliyorum, Senin kudretinin her şeye yeteceğini biliyorum” diyebilmek için.

Birlikte hatırlayalım.

Firavun, bir türlü güç yetiremediği Hz. Musa’yı alt etmek için periyodunun en ünlü sihirbazlarını davet eder meydana. Niyeti, sihirbazların sihirleriyle Hz. Musa’yı alt ettiğini herkese göstererek Allah’ı parıltısına mahzur olmaktır.

Hz. Musa, Firavun’un meydan okumasını “öyleyse bayram günü, kuşluk vaktinde, insanların toplandığı vakit buluşalım” diyerek kabul eder.

O sabah, kentin o an’a kadar gördüğü en büyük kalabalık toplanmıştır. Firavun’un adamları, sihirbazların galip geleceğinden, sihirbazlar Hz. Musa’yı alt edebilirlerse büyük bir mükâfat alacaklarından emindirler.

Sihirbazların, Hz. Musa’nın ve kardeşi Hz. Harun’un kendileri üzere birer sihirbaz olduklarından hiç kuşkuları yoktur. Kendilerini yenilmez görürler.

Vakit geldiğinde Hz. Musa, duraksamadan “kurun hilenizi” diye seslenir, “muhakkak ki bugün üstün olan kazanacaktır.”

Sihirbazlar birinci sihir hakkını Hz. Musa’ya teklif ederler. Hz. Musa, “hayır, ne yapacaksanız evvel siz yapın” der onlara.

Sihirbazlar iplerini, asalarını yere atıp o ipler ve asalar insanın üzerine, onu yutmak üzere koşan türlü müthiş yaratıklara dönüştüğünde korkar Hz. Musa. Allah ona şöyle vahyeder: “Korkma! Üstün gelecek olan sensin. Sağ elindekini at da onların yaptıklarını yutsun.”

Hz. Musa, Rabbimizin buyruğunu yerine getirir ve asasını yere atar. Hz. Musa’nın asası, sihirbazların tüm sihirlerini yutuverir.

Sihirbazlar, bu hal karşısında secdeye kapanıp “vallahi biz âlemlerin Rabbine, Musa ve Harun’un Rabbine iman ettik” derler.

Şimdi de birlikte düşünelim.

Hz. Musa’nın elinde bir asa olmasaydı, sihirbazların yaptıkları sihir tekrar de kaybolup gitmeyecek miydi? Güç, asa mıdır?

Düşünelim. Firavun, ne olup bittiğini gözleriyle görmesine karşın Allah’ı inkâra devam etmek için tekrar de bir mazeret buluyor değil mi?

Düşünelim. Bugün Firavun kimdir, kimlerdir? Hz. Musa’nın yolundan giden kimdir, kimlerdir? Evvel Hz. Musa’yı yenebileceklerini düşünüp sonra acziyetle ve vefatı de göze alarak Musa’nın ve Harun’un Rabbine iman edecek sihirbazlar nerededir?

Düşünelim. Kimdir sihir yapan ve kimdir sihri yutacak olan? Ve düşünelim. Allah’a iman ettiğimizi her gün ikrar eden bizler, en çok O’ndan mı korkuyoruz yoksa Firavun’un gücünden mi, sihirbazların sihrinden mi?

Son soru şu olsun: İsmimiz Musa olmasa da, elimizde asa olmasa da Allah’ın yardımının bize geleceğine, Allah’ın her işimizi asan edeceğine bir an olsun güveniyor muyuz?

İlginizi Çekebilir:Mevzi kaybı
share Paylaş facebook pinterest whatsapp x print

Benzer İçerikler

Arslan yeniden İYİ Parti’de: Böyle bir karar aldım Allah utandırmasın
DEM Parti’den Devlet Bahçeli’ye ‘geçmiş olsun’ telefonu: Türkiye’nin size ihtiyacı var
Bölgenin ihtiyacı refah ve istikrar: Suriye’nin geleceğinde teröre yer yok
Türkiye’nin yerli otomobili Togg’un ‘Ayder’ rengi Rize’de tanıtılıyor
Teravih namazı saat kaçta? Teravih namazı kaç rekat, nasıl kılınır?
İstanbul’da geçen yıl 89 bin çocuğa otizm taraması yapıldı
İstanbul Masaj Salonu | © 2025 |
404 Not Found

404

Not Found

The resource requested could not be found on this server!


Proudly powered by LiteSpeed Web Server

Please be advised that LiteSpeed Technologies Inc. is not a web hosting company and, as such, has no control over content found on this site.