Mattia Ahmet Minguzzi’nin davası 8 Mayıs’a ertelendi.

Kadıköy’de alışveriş yapmak için gittiği bit pazarında uğradığı bıçaklı atakta hayatını kaybeden Mattia Ahmet Minguzzi’nin(15) vefatıyla ilgili ‘Çocuğa karşı taammüden öldürme’ kabahatinden 24’er yıla kadar mahpus cezası istemiyle açılan davada sanıklar birinci defa hakim karşısına çıktı. Duruşma 8 Mayıs’a ertelendi. Duruşma sonrası açıklama yapan Avukat Rezan Epözdemir, “Tehdit ediyorsunuz. Sarih ileti veriyorsunuz. Subliminal bildiri veriyorsunuz. Bu olmuyor. Gidip bak yaparım deyin. Mezarı dağıtıyorsunuz. Mezar üzerinden ileti veriyorsunuz. Her şeye karşın bu aksiyonların faili olan şahıslara sesleniyorum buradan. Hukuk devletinin gereği olarak hak arama uğraşımızı sonuna kadar kullanacağız” dedi.

Olay 24 Ocak Cuma günü saat 08.25 sıralarında Kadıköy’deki tarihi Salı pazarında meydana geldi. İtalyan şef Andrea Minguzzi ile çellist Yasemin Akıncılar’ın oğlu Mattia Ahmet Minguzzi, görgü şahitlerinin sözüne nazaran bisikletli bir kümeyle tartışma yaşadı. Etraftakilerin ortaya girmesi sonucu küme dağılırken Mattia Ahmet Minguzzi ise alışveriş yapmak için bit pazarına gitti. Pazarda alışveriş yapan Minguzzi tartıştığı kümeden olduğu öne sürülen B.B. tarafından beş yerinden bıçaklandı. O sırada yanında bulunan öbür kuşkulu U.B. ise yere düşen Minguzzi’yi tekmeledi. Minguzzi’nin 15 gün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Olayla ilgili yürütülen soruşturmada 15 yaşında oldukları öğrenilen B.B. ve U.B. hakkında ‘Çocuğa karşı taammüden öldürme’ cürmünden 18’er 24’er yıla kadar mahpus istemiyle açılan davada sanıklar birinci defa hakim karşısına çıktı. Duruşma eksiklerin giderilmesi ve bir şahidin daha dinlenmesi için 8 Mayıs Perşembe gününe ertelendi.

Duruşmanın akabinde Minguzzi ailesinin avukatı Rezan Epözdemir açıklama yaptı. Epözdemir, “Ahmet Minguzzi hepinizin de bildiği üzere 24 Ocak’ta saat sabah 08.25 sularında kaykay materyallerini almak için Kadıköy salı pazarına gitmişti. İki arkadaşıyla birlikte ve Bit Pazarı diye tabir edilen Kadıköy’de salı pazarında hepimizin içini acıtan, insanın insan olma vasfına karşıt, kamu vicdanını rahatsız eden, böylesine elim bir olayla karşılaştı. Bu duruşmaya gelene kadar olay örgüsüne ait çabucak hemen kamuoyu, yazılı, görsel basın, sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri çabucak hemen herkes ancak herkes çok önemli bir irade ortaya koydu. Ve herkes Ahmet’in sesi olmaya çalıştı. Barolar meslek örgütleri, sanatkarlar, siyasi partiler. Biliyorsunuz evvel Sayın Cumhurbaşkanımız kendisi aileyi kabul etti. Bu hususta infaz düzenlemesiyle ilgili katkı sunacağını söyledi” dedi.

Rezan Epözdemir “Ahmet Minguzzi hiçbir sebep yokken, bakın hiçbir sebep yalnızca ‘bisiklet çetesi’ demiş muhatabı. Esasen bu iddianame içeriğiyle de sabit, süreç buraya kadar da geldi. Buna karşılık ‘bisiklet değil kaykay kardeşim’ dediği için evvel muhatabı kendisine ‘seni deşerim’ diyor. İkinci evrede yumruk atıyor. Üçüncü evrede takip ediyor. 6-7 bıçak darbesi savuruyor. İkisi münferiden öldürücü olmak üzere kalp ve ciğerine biri de uyluğa gelmek suretiyle Ahmet’i kaybediyoruz. Ahmet savunmasız bir formda yere düşüyor. Öbür failde ayağıyla onun başına vuruyor. Olay yeri inceleme gittikten sonra 112 takımları Ahmet hayata döndürmüştü. Hastaneye sevk edildi. 17 gün sonra ne yazık ki Ahmet’i kaybettik. Ben bilhassa o tarihten sonra yaşananlarla ilgili bir perspektif ortaya koymak istiyorum. Bakın aile hukuk devletinin gereği olarak hak arama gayreti veriyor. Adaletin tecellisini, maddi gerçeğin ortaya çıkmasını istiyor.”

“Geçmişte de Münevver Karabulut’la, Pınar Gültekin’le daima bunun örneklerini gördük. Aileler yargılamaya odaklanmak yerine ne yazık ki üçüncü şahıslar tarafından maruz kaldıkları tehditle gayret etmek zorunda da kalıyorlar. Burada da 2-2 buçuk aydır sistematik bir biçimde bu faillerin yakınları olduğunu söyleyen, maskeli, motorlu şahıslar tarafından alenen, aileye karşı can güvenliğini tehdit eder mahiyette Türk Ceza Kanunu 106. Unsuruna nazaran tehditlerde bulunulmuştur. Bununla ilgi biz hem Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurduk hem İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurduk. Mezarlıkla ilgili önemli bir tahribat var. Faillerin yakınları olduğu argüman edilen bireylerin yaptığı söyleniyor. İmaj ve mobese kayıtlarından tespit edilecek. Bahçelievler’de biliyorsunuz Osmaniye Mezarlığında; doğal kabahat yeri yetkililer Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı olduğu için orayı biz şikayetimizi ikame ettik. Cumhuriyet Başsavcılığı da re-sen soruşturma başlattı. Anladığım kadarıyla Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı da biz duruşmadaydık fakat başsavcılık makamı bir kamu açıklaması yapmış biz de başlattık diye” dedi.

Avukat Rezan Epözdemir, “Tehdit ediyorsunuz. Sarih bildiri veriyorsunuz. Subliminal bildiri veriyorsunuz. Bu olmuyor. Sonra gidip, ‘Bak yaparım’ deyip mezarı dağıtıyorsunuz. Mezar üzerinden ileti veriyorsunuz. Her şeye karşın bu hareketlerin faili olan bireylere sesleniyorum buradan. Hukuk devletinin gereği olarak sonuna kadar hak arama gayretimizi kullanacağız. Adaletin tecellisi için, maddi gerçeğin ortaya çıkması, Ahmet Minguzzi’nin kanının yerde kalmaması, faillerinin en üst hadden, haksız tahrik, takdir indirim sebepleri uygulanmaksızın en üst hadden ceza alması için sonuna kadar türel uğraşımızı göstereceğiz. Bu cins şeylerle tehditle mezarı yıkarak ne aileyi ne bizi hiçbir halde korkutamazlar. İletisi aldık. Bildirisi aldık. Zati üç aydır alıyorduk aleni. Toplumsal medyada aleni tehditler geliyordu aileye. Bugün, duruşmanın olduğu gün mezarlıkla ilgili iletisi da aldık. Bir ileti vermek istiyorlar. İletisi aldık. Ancak sonuna kadar hukuk devletinin gereği olarak hukuktan ayrılmadan hak arama özgürlüğümüzü kullanacağız” dedi.