“Özel, İmamoğlu’nun mahpus damındaki kabus ve telaşlarını en aza indirmek için bir mühlet daha sırtını sıvazlayıp pohpohlamaya devam edecektir. Bir süre daha, her gittiği yere etiketinde ‘Ekrem İmamoğlu’ yazan hayali bir koltuk götürecektir. Vakti geldiğinde de bağımsızlık ve ‘özgür’lüğünü ilan ederek kendi cumhurbaşkanlığı adaylığı için kalıcı adımlar atmaktan çekinmeyecektir.”

“Çünkü tasallut ve vesayetten kurtulması için önüne hukuksal bir fırsat çıkmıştır. Vakit, tarih ve yargı süreci; Özgür Özel’e Ekrem İmamoğlu’nun karanlık gölgesinden sıyrılma fırsatı sunmuştur. Olağanüstü parti kongresi bu yolda kıymetli bir basamak olmuştur. CHP Genel Liderinin iktidara ve Cumhur İttifakı’na yönelik mübalağalı düzeysiz ve uçuk telaffuzlarının arkasında, bu uğraşını setretme eforu vardır. Özgür Özel’in başarısız boykot teşebbüslerine ziyadesiyle istek göstermesi, intikamcı niyetlerini açık ettiği kadar, asıl gayesini gizleme gayretini da izhar etmektedir. Her ne kadar CHP sözcüleri aksini savunsalar da boykot başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Sokaklara istedikleri kalabalığı toplayamamışlar, Samsun örneğinde olduğu üzere başka partilerin hınca hınç doldurduğu meydanlar boş kalmıştır. Millet boykotu kırmıştır. CHP idaresi; kuru gürültü ve siyasi karmaşa çıkararak, halkın prestij etmeyeceği boykotlar uydurarak yol yürünmeyeceğini görmüştür. CHP’nin boynu bükülmüştür.”

“İlk genel seçimde millet, motamot boykotu kırdığı üzere CHP’nin iktidar umutlarını da küfürbaz çenesini de sandıkta kıracaktır. CHP, acemi bir oyunbazdan farksızdır. CHP, kamil ve yapan bir siyasi tavır yerine, ergenler üzere boykotçuluk oynamayı tercih etmiştir. Hatta CHP’nin siyasi aklı, birdirbir ve seksek oynayan çocuklardan daha geridedir. Genel Lider Özgür Özel’in boykotçuları desteklemek için ortaya koyduğu ‘Ooh. Ooh. Canıma değsin.’ hali, siyaset sahnesinde değil, anaokulu yahut kreş bahçesinde görülür cinstendir.”

CHP’nin, “Adalet arıyorum.” diye taraftarlarını sokaklara döktüğünü fakat şiddetle, vurup kırarak adalete erişilemeyeceğini hesap etmediğini belirten Yalçın, CHP’nin, kötülük yaparak yeterlilik elde edemeyeceğini bilmediğini vurguladı.

“Kin, nefret ve garezle rekabette üstün gelinmez. Fitne ile toplumsal barışa erişilmez. Hengame ile huzur ve sükun sağlanmaz. Ticareti baltalayarak fakirlik giderilmez. Hırçınlıkla siyasi konsensüs ve barış temin edilmez. Türk parasının bedel kaybını yalnızca hainler bekler. Türk iktisadının tökezlemesini sırf düşmanlar umar. CHP, milletin prestij etmediği üçüncü sınıf aktörlerle siyaset yaptığından; yanlış cet oynamaya, kusurlu adımlar atmaya devam etmektedir. Siyaset oyununu bir kumar zanneden CHP, başından beri konçinaları koz olarak alana sürmüştür. Mevcut genel lider Özgür Özel’in selefi de geçmişte birebirini yaparak konçinalardan altılı masa kurmuş ve oyunu kaybetmiştir.”

CHP’nin, marjinalleşmiş çok solun evvelden sokakları karıştırıp terörize etmek için kullandığı boykot silahını kuşandığını ve bunu millete ve iktisada çevirdiğini ileri süren Yalçın, gerçekte ise kendi ayağına kurşun sıktığını kaydetti.

Yalçın, CHP’nin iktidara ve Cumhur İttifakı’na ziyan vermek isterken milleti ve konut iktisadını maksat aldığını belirterek, “Kadınlarımızın tenceresine taş atmaya, emekçi ve memurun cebine akrep koymaya kalkmıştır. CHP idaresi, boykota kalkıştığı medyanın, iş dünyasının ve esnafın içinde CHP’liler başta olmak üzere her görüşten yüz binlerce insanın ekmek yediğini hesaba katamayacak kadar kör bir anlayışla hareket etmiştir. Bu yüzden CHP’nin tabanı da üyesi de seçmeni de teşkilatı da bu cahilce siyasetlerden rahatsız olmuştur.” tabirlerini kullandı.

Olağanüstü kongre hasebiyle eski CHP milletvekili Berhan Şimşek’in sergilediği duruşun, bu sebeple olduğunu fakat CHP’nin bir yolunu bulup parti içi muhalefeti susturduğunu, reaksiyon gösterenleri tehdit ve şantajla baskı altına aldığını savunan Yalçın “Ama bu devran bu türlü gitmeyecek, aklıselim, karakuşi siyasete galebe çalacaktır. Sağduyulu CHP’liler, bu basiretsiz idareye kazan kaldıracak.” değerlendirmesinde bulundu.

“Bugün, içeride Türkiye’nin değerli sıkıntıları olduğu kadar bölgede ve dünyada da kıymetli problemleri vardır. Türkiye yalnızca bölgede değil, dünyada da giderek yükselen bir pahadır. CHP, Türkiye’nin kutlu yürüyüşüne katkıda bulanacak siyasetler üretmek yerine, ha teğe yeni problemler üretmeye çabalamaktadır. CHP, Türkiye’ye can simidi olmak dururken, ayak bağı üzere davranmaktadır. Ne yazık ki CHP, Cumhuriyet’i kuran parti kıvamından süratle uzaklaşmış durumdadır. CHP, çapsızlığının, politik kısırlık ve acizliğinin sebeplerini kendi kusurlarında aramak yerine, faturayı medyaya ve iktisadın aktörlerine çıkarmıştır. Nasıl intikam alırcasına medya yasak ve boykot getirmek yanlış ise iktisada hayat veren damarları yırtma uğraşı de bir o kadar yanlışlı olmuştur.”

CHP’nin, mahallî seçimlerde iktidara ve muhalefete seçmen tarafından sandıkta başka ayrı verilen bildirileri da yanlış okuduğunu belirten Yalçın, aslında milletin CHP’yi meskenin dışında öncelikle belediye işlerinde sınamaya karar verdiğini, CHP ise bunu konuta girebileceği yolunda bir karine olarak gördüğünü vurguladı.

“CHP’nin hırçın ve tutarsız siyasi halleri, tek taraflı bir dileğin, iflah olmaz bir tek taraflı ihtirasın tezahürüdür. CHP’nin politik anlayışının mesken içinde yol açabileceği mümkün sorunlar, bir bakıma belediyeler üzerinden gözler önüne serilmiştir. CHP’nin iktidara gelmesi halinde neler yapabileceğinin provası, sınaması, belediyelerdeki icraatlarında görülmüştür. Yolsuzluk, rüşvet iltimas, kara para aklama, adam kayırma, teröristlerin istihdamı üzere hatalar, mümkün bir CHP iktidarında neler yaşanabileceğinin ipuçlarını vermiştir. CHP’nin devranı sabık yaratacağının, kendi partisinden olmayanları boğmaya kalkacağının işaretlerini vermiştir. CHP’nin, eline fırsat geçerse ülkede bir kaygı ve şiddet atmosferi yaratacağı, cadı avı başlatacağı hissi kuvvetlenmiştir. CHP’nin, iktidara geldiğinde yalnızca kendi görüşlerinden olan insanlara, bunların teşebbüs ve şirketlerine hayat hakkı tanıyacağı bir defa daha muhakkak olmuştur. Yöneticilerinin kabahat teşkil eden hakaretamiz ve saldırgan üslubu, şedit ve küfürbaz lisanı da ‘CHP’nin berbat siyasi ahlakı’nı aksettiren bir öteki olumsuz konu olmuştur. CHP, şiddeti, çatışmayı ve hengameyi, kutuplaşmayı siyaset biçimi olarak benimsemiş, sokakları karıştırmaktan, boykotu bir kaos ve baskı aracı olarak kullanmaktan kaçınmayan, vesayetçi bir parti olarak yerinde durmaktadır. Hasılı inanılmaz kongreden geçerek göz boyamaya kalksa da CHP, yeniden bildiğimiz, sicilli CHP’dir.”