Korkunun ecele faydası yok
Rupert Murdoch’ın gazetesi The Wall Street Journal’ın 4 Ocak’taki çarpıcı haberinde yer alan kimi kritik kısımlara zum yapalım:
“Joe Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın bildirisi şaşırtıcıydı.
Sullivan, 2023 yılının sonbaharında -Beyaz Saray’daki bâtın bir toplantıda- birtakım teknoloji şirketlerinin yöneticilerine…
‘Çinli hacker’ların istedikleri vakit düzinelerce Amerikan limanını, elektrik şebekesini, öbür altyapı maksatlarını kapatma/çalışamaz hale getirme yeteneğine kavuştuklarını’ söyledi!
Çinli bilgisayar korsanları halihazırda ABD’nin telekomünikasyon ağlarının derinliklerine hakikat ilerlemeye başlamıştı…
Çin’li hacker’ların, bir vakitler yalnızca esas ticari sırlarla ve büyük özel tüketici datalarıyla ilgilendikleri düşünülüyordu.
Ancak son hadiseler, hacker’ların artık ABD ile Çin ortasında muhtemel jeopolitik bir çatışmanın ön saflarında asker olduklarını ortaya koyuyor; bu çatışmada siber savaş araçlarının güçlü silahlar olması bekleniyor. (…)
Seçilmiş Lider Trump, Çin’i keskin bir ticaret savaşıyla tehdit ediyor; Çin ise Rusya ile daha sıkı bir ittifak kuruyor…”
The Wall Street Journal’ın haberini okumaya devam ediyoruz:
“Amerikalı güvenlik yetkilileri, Volt Typhoon isimli bir küme tarafından gerçekleştirilen altyapı ihlallerinin -en azından kısmen- Pasifik’teki askeri ikmal sınırlarını kesintiye uğratmayı ve Çin ile Tayvan ortasında -muhtemel bir işgal de dahil olmak üzere- yaşanabilecek bir çatışmaya ABD’nin yanıt verme kabiliyetini engellemeyi amaçladığını düşünüyor. (…)
2023 yılının ortalarında ve daha evvel başlayan Telekom akınlarında; Çin istihbaratı ile ilişkili bilgisayar kümesi, ABD’nin kablosuz ağlarının yanı sıra mahkeme tarafından atanan gözetleme sistemlerine de sızmıştı.
Bir milyondan fazla kullanıcının datalarına erişebildiler…
Dahası, Trump’ın kullandığı telefonlara da eriştiler ve onun yaptığı kimi görüşmelerin ses kayıtlarını aldılar…
Ayrıca, hem Donald Trump’ın hem de Lider Yardımcısı Harris’in seçim kampanyasında yer alan birtakım bireyleri amaç aldılar, onların yaptığı kimi konuşmaları da kaydettiler…”
The Wall Street Journal’ın adeta sinema tadındaki kapsamlı haberinde Çin’in ABD’nin tezlerine verdiği karşılık da yer alıyor:
“Washington’daki Çin Büyükelçiliği Sözcüsü Liu Pengyu, ABD’yi -jeopolitik hırslarını ilerletmek için- Çinli bilgisayar korsanlarının tehditleri hakkında yanlış bilgiler yaymakla suçladı.
Çin lideri Şi Cinping, 2024’ün Kasım ayında Peru’daki görüşmeleri sırasında Lider Joe Biden’a savlarını destekleyecek hiçbir delil olmadığını söyledi…”
Haberdeki, ABD’nin hacker hücumlarına karşı ne derece savunmasız olduğuna dair satırlar da kaçmaz:
“Soruşturmaya katılan birtakım Ulusal Güvenlik yetkilileri; telekomünikasyon saldırısının çok önemli olduğunu ve ağların büyük bir tehlikeye girdiğini söylüyor…
ABD’nin, Çinli hacker’ların tehdidini tümüyle ortadan kaldırdığını söyleyemeyeceklerini tabir ediyorlar.
ABD’nin birkaç üst seviye yasa koyucu üst seviye yetkilisi, Çin’in dinliyor olabileceği dehşetiyle klâsik cep telefonlarını kullanmaktan vazgeçti…
Signal üzere şifreli uygulamaları kullanmaya başladı…
Federal kolluk kuvvetlerinin yetkilileri; eyaletlerin ve mahallî kolluk kuvvetlerinin de tıpkı değişikliği yapmalarını istedi…”
The Wall Street Journal’ın “alarm zilleri” çalan kapsamlı haberinde yer alan olağanüstü çarpıcı bilgiler, bütün bunlarla da sonlu değil…
Amerika Birleşik Devletleri’nin “ne derece önemli bir zaaf içinde olduğunu” gösteren öbür Siber Taarruz örnekleri de var!
***
“Süper Güç!” denilen Haydut Devlet ABD’nin günümüzdeki siber savaşlarda yaşadıkları ya da aldığı “Kritik Zayiat” tam olarak bilinmiyor.
Dahası, bu kritik siber akınların devamının geleceği de aşikardır.
***
WSJ’nin manşet haberindeki odak noktasını “Olağan Şüpheli” Çin oluşturuyor olsa da…
-Başka dünyalıları da hesaba katmak lazım!
Bu sütunda yayınlanan “Palamut Bitti, Kalkan Var” başlıklı yazımızı (22 Aralık 2020) bir kez daha okumanız yararlı olabilir!
