Kadın, kadınlara namaz kıldırabilir mi?

İslam’ın 5 kuralından biri de
namaz kılmak
tır. Ergenlik (bulûğ) yaşına ve aşikâr bir aklî olgunluk seviyesine gelmiş her müslümanın namaz kılması farz-ı ayındır.

Peki bayan, bayanlara namaz kıldırabilir mi? İşte Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığının karşılığı:

    “Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine nazaran bir bayanın, bayanlara namaz kıldırmasında hiçbir sakınca yoktur. Bu görüşte olanlar, Hz. Peygamberin (s.a.s.) Ümmü Varaka’ya kendi konut halkına namaz kıldırmasına müsaade vermesini

    (Ebû Dâvûd, Salât, 62; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, VL, 255; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, I, 597)

    delil gösterirler.

    Hanefî mezhebine nazaran bayanın, bayanlara namaz kıldırması caiz olmakla birlikte, mekruhtur

    (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 207);

    Mâlikîlere nazaran ise caiz değildir

    (İbn Rüşd, Bidâye, I, 145; İbn Cüzey, el-Kavânîn, 156).

    Kadının bayanlara namaz kıldırması hâlinde, cemaatten öne geçmeyip, başka bayanların hizasında/arasında durması gerekir

    (Abdürrezzâk, el-Musannef, III, 140-141; İbn Kudâme, el-Muğnî, III, 37-38; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 305-306).”

Kadınlar erkeklere namaz kıldırabilir mi?

Kadının erkeklere namaz kıldırması, bütün mezheplere nazaran caiz değildir (İbn Kudâme, el-Muğnî, 2/146); İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 1/576; Cezîrî, el-Mezâ- hibü’l-erbe’a, 1/372). Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Ümmü Varaka’ya kendi mesken halkına namaz kıldırabileceği istikametinde verdiği müsaade (Ebû Dâvûd, Salât, 62 [591]; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 1/597 [1909]), yalnızca ona özel bir uygulama olarak değerlendirilmiştir. Öteki kimi yorumlara nazaran ise Hz. Peygamber’in (s.a.s.) bu müsaadesi, o konuttaki yahut mahalledeki bayanlara namaz kıldırabileceğini söz etmektedir. Hz. Peygamber’in (s.a.s.) “Dikkat edin! Hiçbir bayan erkeğe imam olmasın.” (İbn Mâce, İkâmetü’s-Salavât, 78 [1081]; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 3/128 [5129]) formundaki buyruğu da bunu göstermektedir. Hakikaten asr-ı saadet de dâhil olmak üzere tarihî süreç içinde bunun bir öbür örneği de görülmemiştir. Bunu caiz görmek, dinde olmayan bir şeyi dine sokmaktır ki buna bid’at denilir. Hz. Peygamber (s.a.s.), bidatin dalalet olduğunu haber vermiştir (Müslim, Cum’a, 43 [867]; Ebû Dâvûd, Sünnet, 6 [4606]).

İlginizi Çekebilir:Kırsal kalkınmaya dev destek: 329 projeye 3,6 milyar lira hibe
share Paylaş facebook pinterest whatsapp x print

Benzer İçerikler

Şevval orucu farz mı, vacip mi, sünnet midir? Diyanet’e göre Şevval orucunun dini hükmü
Çok haklısın TÜSİAD!
Özgür Özel için geri sayım: Kılıçdaroğlu’na açık çağrı yaptılar
Gazze’nin zaferi imzaya kaldı: Ateşkes anlaşması onaylandı
Ağrı’da baharın müjdecisi ışkın ve çiriş tezgahları süslüyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan telefonda Trump ile görüştü
İstanbul Masaj Salonu | © 2024 |