İsrail PKK/YPG’yi “kurtarmak” için Şam’a saldırabilir. Dikkatimiz oraya döner Fırat’ın doğusu kurtulur! Öyleyse acele edilmeli.

Eğer;

Fırat’ın doğusu

temizlenemezse ve bunun için

hızlı hareket edilmezse

, bütün bölge

bir evvelki istikrarsızlık periyoduna

geri dönecektir.
Her şey kaldığı yerden devam edecek,

Suriye kesimlere ayrılacak,

bu parçalanma bu sefer Irak’ı da büsbütün bölecek, Türkiye için

ana cephe

açılmış olacaktır.

Türkiye; Fırat’ın doğusunu temizlemez, Suriye toprak bütünlüğü de sağlanamazsa

, coğrafyadaki bütün kazanımlarının bir anda elinden gittiğine şahit olabilir.

YENİ SURİYE İDARESİ BUNLARIN TAMAMININ ÜSTESİNDEN GELECEK.

Yeni Suriye idaresi, çok sıkıntı bir gayret veriyor. R

ejim artıkları ile uğraş, İran ögeleri ile uğraş, YPG/PKK ile uğraş, Dürzi ayrılıkçılar ile uğraş..

Suriye ordusunun kurulması, idare sisteminin belirlenmesi, anayasanın hazırlanması, kurumların sisteme girmesi, ekonomik meselelerin çözülmesi ve büsbütün yıkıma uğratılan ülkenin ayağa kaldırılması..

Normalde oturmuş bir siyasi sistemin bile üstesinden gelmesinin çok sıkıntı olduğu bir imtihanla karşı karşıya. Fevkalâde problemlere harikulâde tahliller üretmek zorunda.

Körfez ülkelerinin siyasi ve ekonomik dayanağı çok çok kıymetli.

Bu ülkeler

, bölgesel istikrarın Suriye’den geçtiği

gerçeği ile hareket etmek zorunda.

Bunların tamamının üstesinden gelinebilir. Suriye idaresi de bu bahiste epeyce kararlı ve akıllı adımlar atıyor. Ancak yeni idarenin en zayıf anında öbür şeyler olur mu?

TÜRK-İSRAİL SAVAŞI MI?

ÖYLEYSE İSRAİL FIRAT’IN DOĞUSUNDA VURULMALI..

İşte bu türlü bir atmosferde İsrail medyası;

“Erdoğan’ın Suriye siyaseti İsrail ile Türkiye’yi hiç olmadığı kadar savaşa yaklaştırabilir”

biçiminde tehdit içeren yayınları artırıyor.

Türkiye Suriye’yi bütünleştirmeye, İsrail işgal etmeye çalışırken

yazdırıyorlar bunları. Coğrafyamızın

haydut örgütü İsrail

tehdit ederken

aslında korkusunu da açığa çıkarıyor.

Ama Gazze’deki soykırımdan sonra neler yapabileceğini artık hepimiz kestirebiliyoruz.
Öyleyse en acil bahis

İsrail’e ve PKK/YPG’ye vakit kazandırmaktan kaçınmaktır. İsrail ile savaş Fırat’ın doğusundan başlamaktadır.

Çünkü o bölgedeki durumla İsrail’in öncelikleri birebir örtüşmektedir. YPG’yi vurmak İsrail’i vurmak haline gelmiştir. YPG’yi tasfiye etmek İsrail’i Suriye’den tasfiye etmek haline gelmiştir.
Suriye idaresinin zorluklarını hesap ediyorlar.

Türkiye’yi oyalamayı

ve vakit kazanmayı hesap ediyorlar. Böylelikle emellerine ulaşacaklarını sanıyorlar. İşte burada

tam bir teyakkuz hali bizim için kuraldır.

O BÖLGE BÜTÜN COĞRAFYA İÇİN TAARRUZ ÜSSÜ YAPILACAK..

Fırat’ın doğusunda

oluşturulacak statüko, terör havzası, bölgenin tamamına yönelik bir müdahale üssüne dönüşecek,

dokunulmaz bir alan haline gelecek, ABD ve Avrupa’nın ana

garnizonlarından

biri olacaktır.
Unutmayalım ki;

Suriye savaşının ana sebebi şu an Fırat’ın doğusunda kurmaya çalıştıkları statükoydu.

Bu bölge Akdeniz’e kadar ulaştırılacak, Türkiye’nin bütün güney sonu çevrelenmiş olacak,

harita İran hududuna kadar uzatılacaktı.

Türkiye’nin müdahaleleri ile kesintiye uğrayan harita,

Şam’daki zaferle ağır bir darbe aldı, Akdeniz kapısı kapatıldı,

çöp oldu.

İSRAİL, PKK’YI KORUMAK İÇİN ŞAM’A SALDIRABİLİR, İŞGALE BİLE GİRİŞEBİLİR

Ama vazgeçmiyorlar, vazgeçmeyecekler. Eğer

Şam’daki zafer tamamlanamazsa, onlara bu fırsat tekrar verilmiş olacak, zaaf

ve parçalanma haritaları adım adım genişletilecektir.
Bu, sandığımızdan çok çok kolaydır.

Dürzilerden Nusayrilere kadar mezhep kimlikleri,

Avrupa ve ABD’nin de takviyesiyle masaya sürülecek, bu bölgeler hareketlendirilecektir. Böylelikle Suriye’nin

“fiili bölünme” haritası

barizleşmiş olacaktır.
Çok daha vahim bir şey söyleyeyim: Fırat’ın

doğusunu kurtarmak için, PKK-YPG’ye alan açmak için, nefes aldırmak için İsrail Şam’ı işgal edebilir.

Bunu İsrail’e yaptırabilirler.

Suriye toprak bütünlüğü

nün tamamlanmaması,

PKK/YPG’nin Fırat’ın doğusunda bir güç olarak kalması için

inanılmaz şeyler yapabilir.

ÇÜNKÜ O VAKİT GÖZLERİMİZ KUDÜS’E DÖNECEK, BİLİYORLAR.

Çünkü Suriye bütünlüğü sağlandıktan,

Türkiye-Suriye-Lübnan coğrafyasında ekonomik ve güvenlik olarak birleşmesinden

sonra bütün gözlerin

Filistin sıkıntısına, Kudüs’e döneceğini

İsrail çok yeterli biliyor. İş bu noktaya gelmeden Suriye’de

akla hayale gelmeyecek şeyler

deneyecektir.

İran’ın

da Suriye’de kaybedişin acısıyla

böyle bir kaosa önemli takviye vereceğini

öngörebiliriz. Hem

PKK/YPG’ye takviye verecek hem eski Baas yanlılarını harekete geçirecek

hem de mezhep kimliği üzerinden toplumun bir kısmını provoke edecektir.
Zaten otuz-kırk kilometre uzaklığa kadar gelmişken İsrail’in bu türlü bir taarruz yapması

hem Şam idaresinin hem Türkiye’nin bütün dikkatini buraya vermesine yol açacak, PKK/YPG için önemli bir rahatlama ve güçlenme atmosferi oluşturulmuş olacaktır.

SİLAH BIRAKMAYACAKLAR

Gerçeğe dönelim.

Silah bırakmayacaklar.

Müzakere ile, siyasetle silah bırakmayacaklar. Vakte oynayacak, sorunu kronikleştirecekler.

Mümkünse bir “uluslararası hakemlik” ihdas etmek isteyecekler. Bunu da Şam üzerinden deneyecekler.

Bu, Türkiye için intihar manasına gelir.

Güç dışında hiçbir seçenekle silah bırakmayacaklar. Sıkıntı barış ve uzlaşma değil. Sıkıntı güç hesaplaşmasına dönmüş durumda.

TARİHİ FIRSATLAR TEMENNİLERLE HEBA EDİLEMEZ..

Tarihi fırsatlar temennilerle heba edilemez.

Türkiye; Osmanlı sonrası en büyük güce ulaştığı bir periyotta,

coğrafya ve çok daha ötesine ulaşan bir aktiflik oluşturduğu bir devirde,

bir örgütün ve ardındaki güçlerin hareketlerine,

siyasi oyunlarına kurban edilmemeli.

Bin yıllık tarih, coğrafya bilgeliği

bir örgüt aklının oyuncağı haline gelmemeli.
İlginizi Çekebilir:Trump ve savaş
share Paylaş facebook pinterest whatsapp x print

Benzer İçerikler

Trump: Putin ile savaşı durdurmak için anlaştık
Bahçeli’den otel yangın faciasında hayatını kaybedenler için taziye
Trabzonspor – Fenerbahçe maçında topun oyunda kalma süresi şaşırttı
Çakar cam filmi ve izinsiz reklam: TikTok fenomeni Yakışıklı Güvenlik cezadan kurtulamadı
Elon Musk ile Polonya Dışişleri Bakanı arasında Starlink tartışması: Sessiz ol küçük adam
‘Ulaşım ve Altyapıda Türkiye Yüzyılı Zirvesi’nin 2. oturumunda önemli mesajlar: Kalkınma Yolu Projesi’nde son 331 kilometre
İstanbul Masaj Salonu | © 2025 |
404 Not Found

404

Not Found

The resource requested could not be found on this server!


Proudly powered by LiteSpeed Web Server

Please be advised that LiteSpeed Technologies Inc. is not a web hosting company and, as such, has no control over content found on this site.