İnsanlar açlıktan ölüyor

Mart ayının başından beri İsrail tarafından Gazze’ye uygulanan tam kuşatma yüzünden beşerler açlıktan ölmeye devam ediyor. Yardım girişlerinin başladığının ilan edildiği 15 Mayıs’tan beri 10 gün geçmesine karşın Gazze’ye giren insani yardım tırları birkaç yüzde kaldı. Birleşmiş Milletler (BM) ve bölgedeki mahallî sıhhat kaynakları, yardımların gereksinime karşılık vermekten çok uzakta olduğunu tabir ediyor. Gazze’deki Filistin Hükümeti Sağlık Bakanı Macid Ebu Ramazan, üç gün evvel yaptığı açıklamada, kuşatma nedeniyle son üç ayda ortalarında çocuk ve yaşlıların olduğu 29 Filistinlinin açlıktan öldüğünü söylemişti. Cumartesi günü de iki yaşındaki Mustafa Yasin isminde bir Filistinli çocuğun daha açlıktan ömrünü yitirdiği bildirildi. Dünya Besin Programı (WFP) ise on binlerce çocuğun yetersiz beslenme sorunu yaşadığı ve açlıktan vefat hadiselerinin dehşetli sayılara ulaşabileceği ihtarını yaptı. Yapılan bütün ihtarlara karşın Gazze’ye giren insani yardım ölçüsü hala yetersizliğini koruyor. İşgalci güç global reaksiyona karşın geri adım atmıyor.

Gazze’deki duruma ait BM Yakındoğu Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) tarafından dün yayınlanan açıklamada, “Gazze’ye amaçlı ve kesintisiz yardım akışı, mevcut felaketin daha da tırmanmasını önlemenin tek yoludur” denildi. Gazze’de yaşayan 2,3 milyon sivilin insani yardımları bekleyecek takatinin kalmadığına vurgu yapılan açıklamada, “Minimum muhtaçlıklar için Gazze’ye günlük 500-600 kadar insani yardım TIR’ı girmelidir. Bu yardımlar da BM tarafından organize edilmelidir” tabirleri kullanıldı. Yaşanan açlık felaketi ve insani drama karşın terör devleti, “Gazze İnsani Yardım Vakfı” (GHG) aracılığıyla organize edileceğini ilan etmelerine karşın hala somut bir adım atmadı. Haaretz gazetesinin haberine nazaran, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu kurumu İsrail’deki güvenlik kurumlarıyla koordine kurmadan seçti. Lakin kelam konusu kurumun daha evvel bu alanda hiçbir deneyiminin olmaması tartışmalara sebep oluyor. Tartışmalar üzerine İsrail’in, yardım siyasetini gözden geçirerek milletlerarası kuruluşların besin dışı materyalleri dağıtmaya devam etmesine müsaade verebileceği ve besin dağıtımını ABD dayanaklı yeni kurulan bir kuruluşa devredebileceği öne sürüldü.