İBB’nin sunduğu toplu taşıma Wi-Fi hizmetine erişmek isteyen vatandaşların bu uygulamayı indirmeye zorlanması, ferdî dataların farkında olmadan paylaşılmasına yol açıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 2021 yılında yayınlanan “İstanbul Senin” telefon uygulaması, toplu taşıma hizmetlerine erişim, belediye hizmetleri ve toplumsal yardımlar üzere çeşitli fonksiyonları bünyesinde barındırıyor. Fakat toplu taşıma araçlarında sunulan fiyatsız Wi-Fi hizmetinden faydalanmak isteyenlerin bu uygulamayı indirmeye mecbur bırakılması, bilgi kapalılığı konusunda tartışmaları beraberinde getirdi.

“Günümüzde dijital hizmetlerde bilgi kapalılığı büyük ehemmiyet taşıyor. Kullanıcıların bir hizmetten faydalanabilmek için muhakkak bir uygulamayı indirmeye zorlanması ve şahsî bilgilerini paylaşmak zorunda bırakılması, şeffaflık ve kullanıcı hakları açısından sorgulanması gereken bir durum. AppsFlyer, İstanbul Senin uygulamasında uzun müddet etkin kalmış ve kullanıcı tecrübelerini tahlil ederek bir profil oluşturmuş. Bu profiller doğrultusunda bireylere reklam gösteriliyor. Lakin bir kamu uygulamasında bu türlü bir bilgi paylaşımının olması kabul edilemez.”

“İstanbul Senin” uygulamasının kullanıcı kontratında bilgilerin iş ortaklarıyla paylaşılabileceği belirtilse de, bu iş ortaklarının kim olduğu konusunda açık bir söz bulunmuyor. Uzmanlar, kamuya ilişkin bir uygulamanın kullanıcılarını zorla data paylaşımına mecbur bırakmasının büyük bir türel ve etik sorun teşkil ettiğini belirtiyor.

Öte yandan, ‘Exodus Privacy’ isimli bağımsız bir tahlil platformu, AppsFlyer’ın dünya genelinde 2.000 iş ortağıyla bilgi paylaşımı yaptığını ve kullanıcıların müsaadesi olmadan data topladığını raporladı. Exodus’un yayımladığı ayrıntılı rapora nazaran, AppsFlyer’ın İsrail merkezli bir şirket olduğu da açıkça görülüyor.

Bağımsız tahlil platformu ‘Exodus Privacy’ raporu

Tüm bu gelişmelerden sonra İBB’den vatandaşların şahsî bilgilerinin hangi ülkelerle paylaşıldığına dair şeffaf bir bilgilendirme bekleniyor.

İlgili Haber

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Türk markalarına yönelik başlattığı boykot kampanyası beklenmedik bir tesir yarattı. Boykot listesinde yer markaların satışları artarken, Bilhassa Espressolap şubelerinde iftar sonrası yoğunluk gözlemlendi. Özgür Özel’in kampanyasının karşıt tepmesi toplumsal medyada ve siyasi etraflarda geniş yankı uyandırdı. Gerek miting alanından kendinin açıkladığı gerekse de WhatsApp kümelerinden muhalif tüketicilerin liste oluşturduğu markaların günlük ciroları artış gösterdi. Özgür Özel’in başlattığı boykot kampanyası, beklenen sonuçların tersine birçok markaya dayanak olarak geri döndü. Boykotun reklam tesiri oluşturması ve marka cirolarına müspet yansıması dikkat alımlı bir gelişme olarak değerlendirildi. Yaşanan durum toplumsal medyada alay konusu oldu. Yüz binlerce kullanıcı “Satış yapmak isteyen marka Özgür Özel’in listesine girsin” paylaşımında bulundu.

“Espressolab markasına tüketiciler adeta akın etti. “D&R’dan kitap alıp kahvemizi Espressolab’da içiyoruz” sloganı toplumsal medyada akım oldu. Binlerce kişi iftar sonrası toplumsal medyada bu akımın fotoğraflarını paylaştı. Espressolab satış danışmanı “İlk defa bu türlü bir yoğunluk yaşıyoruz. İftar sonrası siparişlere yetişemedik. Restoranda yer kalmadı. Yalnızca fiziki gelen müşteriler değil, dışarıdan siparişlere de yetişemedik. Meskenlerine sipariş verenlerin sayısı olağan günlere nazaran katbekat arttı” dedi.

İlgili Haber

Aynı yoğunluklar Mado, Simit Sarayı ve Rahmet Döner şubelerinde de görüldü. Birçok şube olağanın üstünde doluluğa ulaştı. Yeniden listede yer alan Erzurumlu Hacı Döner (Üçler Döner) markasında da dün iftar saatinde yer bulunamadığı görüldü.

Özel’in boykot listesini açıklarken kırdığı potlar da gündem oldu. Boykot kararları Türk malları yerine birtakım yabancı markaları da kapsam içine aldı. Bildiğimiz CHP’de yeniden sapla saman birbirine karıştırıldı. Milletimiz sessiz çoğunluğu Sayın Bahçelinin açıkladığı gibi Özgür Özel’in, hırsızlık, irtikap rüşvet gasp ve dolandırıcılık yolsuzluk suçlamalarını görmezden gelip Millete doğruları söylemekten kaçınıyor. Çünkü bu yolsuzluk suçlamaları CHP içinden birtakım partililer tarafından yapıldı. Az sayıda itirafçı ve açık şahitlerin neredeyse tamamı CHP’li . Bu durumda olayı yalnızca siyasete indirgemek birinci seçimde CHP’NİN intiharı olur!