Cumhurbaşkanı Erdoğan Trump’la görüştü: Gazze’deki trajedi bir an önce son bulsun
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Tüm tarafları ateşkese tam riayet etmeye davet ediyoruz” dedi.
NATO Devlet ve Hükümet Liderleri Tepesi için Hollanda’nın Lahey kentine giderken Esenboğa Havalimanı’nda basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, İran-İsrail Savaşı’na dair değerlendirmeler yaptı. Gerek tepede gerek ikili görüşmelerinde Netanyahu hükümetinin Filistin halkına yönelik katliamlarına da dikkati çekeceklerini lisana getiren Erdoğan, 21 aydır devam eden işgal, istila ve yıkım siyasetinin bir an evvel son bulması gerektiğinin altını çizeceklerini söyledi.
İsrail’in İran’a taarruzlarıyla başlayan sürecin en başından bu yana müzakereleri temel alan teşebbüslerinin olduğunu anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti: “Sayın Trump ve Sayın Pezeşkiyan’ın da aralarında olduğu birçok başkanla görüştük. İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin Dışişleri bakanlarını bir araya getirdik. Amerikan Başkanı Trump’ın yaptığı açıklamalar sonrası gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bölgede ateşkesi sağlayacak, akabinde da kalıcı sükunete giden yolu açacak her türlü çabası takdirle karşılar ve içtenlikle destekleriz.”
“Nitekim geç saatlerde gelen taraflar ortasında ateşkes sağlanmasına dair mutabakata ulaşıldığı haberini memnuniyetle karşılıyoruz. Tüm tarafları ateşkese tam riayet etmeye davet ediyoruz. Daha evvel de söz ettim. Bölgemiz tesirleri tüm dünyada hissedilecek bir savaşın yükünü kaldıramaz. Ellerin tetikten çekilmesi ve ihtilafların çözülmesi için diplomasiye baht tanınması en yanlışsız, güzel ve akılcı tutum olacaktır. Türkiye olarak memleketler arası hukuku gözeten diplomasiye öncelik veren unsurlu tutumumuzu kararlılıkla sürdüreceğiz.”
Bir basın mensubunun, “İsrail’in İran’a yönelik taarruzuyla başlayan savaşta 12’nci günde ateşkes kararı alındı. Lakin ateşkes her iki taraftan da ihlal ediliyor. Süreci nasıl yorumluyorsunuz?” sorusu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti: “İsrail’in, İran’a yönelik taarruzları bölgemizin barış ve huzuruna yönelik büyük bir tehdidin fitilini ateşlemiştir. İsrail’in, Filistin ile başlayan Lübnan’a, Suriye’ye, Yemen’e nihayetinde de İran’a uzanan pervasız adımları asla kabul edilemez. Global aktörlerin bu çılgınlığa son vermek için aktif önlemleri alması koşul. Yoksa bunun bedelini yalnızca bölgemiz değil, bütün dünya öder.Biz herkesi aklıselime çağırmaya, diplomasinin imkanlarının her türlü sıkıntıya tahlil bulmak için kâfi olduğunu söylemeye devam edeceğiz. Çatışmalardan kastımız yalnızca İsrail ile İran ortasındaki tansiyon değil. İsrail’in, Gazze’deki açlığı silah olarak kullanan hukuksuz zulmünün de sonlandırılmasını istiyoruz. İsrail’in, İran’a yönelik taarruzuyla başlayan süreçte daima bu tansiyonun Gazze’deki mezalimi gölgelememesi gerektiğini söyledik. Orada insani durum gün geçtikçe kötüleşiyor. Bir an evvel Gazze’de kalıcı ateşkes sağlanmalı, İsrail hücumları durmalı, insani yardımların kesintisiz bir halde ulaşımının yolu açılmalıdır. İsrail saldırganlığı bölgemizin tamamında tümüyle durmalıdır.”
DEAŞ’ın Şam’da bir kiliseye yönelik hücumuyla ilgili soruyu Erdoğan şöyle yanıtladı: “Çevremizde ne yaşanırsa yaşansın Terörsüz Türkiye gayemize, bilhassa bu verdiğimiz kelamı yürüyüşümüzde hiç aksamaya fırsat vermeden devam edeceğiz. Bir devlet siyaseti olarak hassasiyetle yürüttüğümüz bu süreci inşallah muvaffakiyete ulaştırmakta kararlıyız. Terör, bölgemizde birçok vakit bir maşa olarak kullanıldı. DEAŞ’ın kanlı ve kalleş yüzünü çok âlâ bilen bir ülkeyiz. Fırat Kalkanı Harekatı ile bu örgüte en ağır darbeyi biz vurduk. Kiliseyi maksat alan menfur terör saldırısı sebebiyle Suriye halkına bir kere daha taziyelerimizi sunuyoruz. Suriye’nin 13 yıllık iç savaş sonrası huzur ve istikrar için ortaya koyduğu çaba takdire şayandır. Bu uğraşları etkisiz hale getirmek, Suriye’yi yine çatışmalı bir geleceğe taşımak isteyenlere Suriye idaresi asla müsaade etmez. Suriye idaresi DEAŞ dahil bütün terör örgütleriyle çabada son derece kararlı. Biz de kendilerine gereken takviyesi veriyoruz ve vereceğiz. Suriye müreffeh ve huzurlu geleceğine inşallah ulaşacaktır. Terörle uğraş konusunda Suriye idaresinin faal adımlar atarak kısa müddette aralık alacağına inancım tamdır.”
NATO Zirvesi’nde, ittifakın caydırıcılık ve savunmasını pekiştirecek adımları değerlendireceklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: “Türkiye olarak adil külfet paylaşımını ve Avrupa güvenliğinin pekiştirilmesini bilhassa savunuyoruz. NATO’nun ikinci büyük kara ordusunu sevk ve yönetim eden bir müttefikiz. Daha güçlü savunma ve daha faal ordu amacıyla yola çıkarken, müttefikler ortasında savunma eserleri ticaretinin önüne pürüzler getirilmesini hakikat bulmuyoruz. Bu engelleme ve kısıtlamaların en kısa müddette amasız ve fakatsız kaldırılması gerekiyor.”
Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa güvenliğine birçok üyenin toplamından fazla katkı sunduğunu belirterek “Türk savunma kesiminin, Birliğin savunma düzenek ve projelerine dahil edilmesi tüm Birliğin yararına olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Devlet ve Hükümet Liderleri Doruğu’na katılmak için Hollanda’nın Lahey kentine gitti. Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan’ın yanı sıra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Fahrettin Altun ile Cumhurbaşkanı Dış Siyaset Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç eşlik etti. Erdoğan program kapsamında eşi Emine Erdoğan’la birlikte Hollanda Hükümdarı Willem-Alexander ve eşinin, önderler ile eşleri onuruna verdiği akşam yemeğine katıldı.
Erdoğan, yemekten sonra ABD Başkanı Donald Trump’la bir ortaya geldi. 40 dakika süren görüşmede Türkiye ile ABD ikili ilgileri, bölgesel ve global mevzular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, güç ve yatırım başta olmak üzere farklı alanlarda iki ülkenin büyük potansiyele sahip olduğunu, bilhassa savunma sanayii alanındaki iş birliğinin ilerletilmesinin toplam 100 milyar dolar ticaret hacmi gayesine ulaşılmasını kolaylaştıracağını söz etti.
Cumhurbaşkanımız, Amerika Başkanı Trump’ın gayretleriyle İsrail-İran ortasında sağlanan ateşkesi memnuniyetle karşıladığını, bunun kalıcı olmasını temenni ettiğini, Gazze’deki insani trajedinin bir an evvel sonlandırılmasında ve Rusya-Ukrayna ortasındaki savaşın barışçıl tahlilinde yakın diyaloğun kıymetini vurguladı. İki başkan, NATO’nun önde gelen müttefikleri olarak, İttifakın caydırıcı gücünün pekiştirilmesi için atılacak adımların ehemmiyetine dikkat çekti.
