Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Diyarbakır 8. Olağan Vilayet Kongresi’nde konuşuyor.

Diyarbakır’ın huzuru unutmayın, Türkiye’nin huzurudur. Diyarbakır’ın refahı unutmayın, Türkiye’nin refahıdır. Diyarbakır’ın mukadderatı Türkiye’nin mukadderatıdır.

Diyarbakır Türkiye’de en çok sahabeye mesken sahipliği yapan, ortak medeniyetimizin mirası İslam’ın mührü bir kenttir. Bu kentin tarihi boyunca her şeyden çok birlikte yaşama hakkına kundak olduğu dost da, düşman da çok yeterli bilir.

Bizim kardeşliğimiz, unutmayın, İslam kardeşliğidir. Bizim kardeşliğimiz, yazgı kardeşliğidir. Bizim kardeşliğimiz, orduları Diyarbakır’ı fetheden, periyodun gavurlarına karşı gaza eden, adalet timsali Hz. Ömer kardeşliğidir. Bizim yoldaşlığımız, Hz. Ebubekir yoldaşlığı; gönüldaşlığımız, Hz. Ali gönüldaşlığıdır.

Bizim cömertliğimiz ve konukseverliğimiz, Hz. Osman misalidir. Bizim kardeşliğimiz daha dün işgalcileri denize dökerken omuz omuza çaba ettiğimiz istiklal ve istikbal kardeşliğidir.

Dicle ve Fırat nasıl tabi ve tazeyse, bizim kardeşliğimiz de bu ırmakları kıskandıracak tazelikte ve güzelliktedir. Bizim kardeşliğimiz Diyarbakır surlarından daha muhkem, daha sağlam, daha aşılmaz ve daha görkemlidir.

Diyarbakır’ı yalnızca sevmekle kalmadık. Yatırımlardan, hak ve özgürlüklere kadar her alanda eşi gibisi görülmemiş hizmetlere, yapıtlara kavuşturduk.

Biz işte bu türlü bir aşkla Diyarbakır’a hizmet ederken birileri ne yapıyordu? İdeolojilerine uygun, yapay bir tarih icat etmeye çalışıyorlardı. Milletimizi inancından ve kültüründen uzaklaştırma peşinde koşuyorlardı. Mayası Müslümanlıkla yoğrulan yurdu bölmek için uğraşıyorlardı.

Bu topraklarda kardeşliğin altını oymak için türlü oyunlar çeviriyorlardı. Bu uğraşlarının gerisindeki sinsi niyetleri pek düzgün biliyoruz.

Kim desteklerse desteklesin. Küçük çıkarlar uğruna bu tıp ihanet projelerine payandalık edenlerin sonu hüsran olacaktır. Selahaddin Eyyubi’nin gaza arkadaşlarını, emperyalist emellerine alet etmeye çalışanlar, hepimizin ortak hasmıdır.

Biz Diyarbakır’la kardeşlik türkülerimizi söylemeye devam edeceğiz. Milletimizin birliğini, vatanımızın bütünlüğünü, devletimizin ebet süre gücünü Ahmed Arif’in tabiriyle bu yılanlara, bu çıyanlara yedirmeyeceğiz.

Bu milletin geleceğini karartan emperyalist oyununun son halkasını da Allah’ın müsaadesiyle çözme yolundayız.

Bizi birbirimizden ayırmak isteyenlerin gayesi kendi köhne sistemlerini sürdürebilecekleri bir ortam oluşturabilmektir.

Diyarbakır’sız bir Türkiye yetim kalır. Türkiye’siz bir Diyarbakır öksüz kalır.

Son 1,5 asırdır, özellikle son yarım asırdır yaşadığımız sancılara artık ‘dur’ deme vaktidir, artık yeni şeyler söyleme vaktidir.

Bölücü örgütün zorla dağa çıkardığı evlatlarına tam 5 yıldır kavuşma gayreti veren Diyarbakır annelerinin acılarını da çok güzel biliyoruz.

Terör örgütü hamdolsun sonlarımız içerisinde hareket yapamaz hale geldi. Terör örgütü çok önemli kan ve güç kaybına uğradı.

Sırtını kime yaslarsa yaslasın artık hiçbir terör örgütü Türkiye Cumhuriyeti karşısında rastgele bir talihinin olmadığını biliyor. Biz sıkıntıya kalıcı tahlil bulma gayretimizden da vazgeçmedik.

Terör belasını bitirmek için ülkemizin önüne yeni bir fırsat penceresi açılmıştır. Son periyotta gerçekleşen uğraşın tek maksadı vardır terör örgütünün kendisini feshetmesi, silahların bırakılması, bölücü örgütün baskısı dolayısıyla Türkiye partisi olamayan partiye bu istikamette kendini geliştirme fırsatı verilmesi.

Yarım asırlık bölücü terör parantezinin kapatılmasıdır. Bu yalnızca büyük ve güçlü Türkiye’nin önündeki en büyük pürüzlerden birinin önünden çıkarılmasıdır.

Son periyottaki ekonomik düşünceleri, yılın ikinci yarısından itibaren bertaraf ederek sorun olmaktan çıkartacağız.