Sevgili İstanbullular, sayın hanımefendiler, yol ve dava arkadaşlarım, sizleri en kalbi hislerimle selamlıyorum. İstanbul Bayan Kolları’mızın 7. olağan kongremizin partimize, ülkemize ve tüm bayanlara güzel olmasını diliyorum.

Vefatının 1. yıl dönümünde Alev Alatlı’yı şükranla yad ediyorum. Son asırda yetişmiş en üretken bayan münevverlerimizden biriydi. Allah’tan rahmet diliyorum.

Bugünkü kongremizle birlikte görevinde devam eden ve yeni vazife alacak olanlara muvaffakiyetler, vazifesi devredenlere teşekkürlerimi iletiyorum. Bayanlarımıza ve gençlerimize özel değer verdik.

Geçtiğimiz günlerde yeni bir grupla Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüze güç kattık. Bayan kollarımızda tıpkı heyecanı başlatacağız. 7 Şubat’ta İstanbul kongremizi yaparak büyük maratona noktayı koyacağız. AK Parti’nin bayan ve gençlik teşkilatlanması öteki partilere de örnek olmuştur. Bayanlar ve gençlerimiz ismine bu gelişmeden pek mutluyuz.

Kadınları dışlayan hiçbir teşebbüs üzere hiçbir siyasi hareketin de muvaffak olabilmesi, gayelerine ulaşabilmesi mümkün değildir. Şayet bugün oylarımız dilek ettiğimiz düzeylerde değilse bayanlara aktif formda ulaşamıyor, kendimizi anlatamıyor, haneleri içerden fethedemiyoruz demektir. Günümüzde dünyada ve ülkemizde üzerinde en karanlık projelerin uygulanmaya çalışıldığı, en fazla ezilen, örselenen kesim bayanlardır.

Ne tarafa bakarsanız bakın bayanın aileden başlayarak tüm toplumu nasıl etkilediğini görüyorsunuz. Siyaseti bu çarpıcı fotoğrafın dışında tutmak mümkün değildir. Bütün ailenin gönlünü fethetme yolu bayanlara ulaşmaktan geçiyor. AK Parti olarak hanelere bayan üzerinden girerek seçimlerde yüzde 50’leri bulan oy oranlarını yakaladık. Bu fethi lakin bayanlarımız yapabilir. Partimizi hak ettiği yere bayanlar taşıyabilir. 2028’de tekrar yüzde 50 oy oranına ulaşmak istiyoruz. Siyasette her şeyin bir kesim tesiri vardır ancak en büyük amil çalışmaktır. Bakmayın muhalefetin çalışmadan armut piş ağzıma düş mantığı ile iktidar beklediğine. Bu baş ile daha 22 yıl da beklerler 222 yıl da beklerler.

Ülkenin problemlerine baş yormadıkça, tahlillerle milletin huzuruna çıkmadıkça bunlar(muhalefet) lakin 23 Nisan müsameresi tadında iktidarcılık oynarlar.

Küresel kültürün baronları tarafından LGBT sapkınlığı birçok alanda teşvik edilmekte ve özendirilmektedir. Geldiğimiz noktada durum cinsiyetsizleştirme sinsiliği altında erkekleri de içine alan bir cinnete yanlışsız evrilmeye başlamıştır. Erkeği erkek, bayanı kadın, ikisini birden de insan olarak koruyup kollamak önümüzdeki periyotta uygulayacağımız siyasetlerin ana eksenini oluşturmaktadır.

Küresel rüzgarlara kapılarak aile kurumunu yıkmakla kalmayıp erkek ile bayan ortasındaki çizgiyi kaldırmak bizi çağdaş yapmaz, küreselcilerin oyuncağı yapar.

Çocuklarımızın ve gençlerimizin zihin ve vücut sıhhatine yönelik her türlü tehdide karşı odunsuz bir gayret yürüteceğiz. Artık nüfusumuzun 2035’ten itibaren düşüşe geçmeye başlayacağı, 2100’de 65 milyona gerileyeceği simülasyonlarla karşılaşıyoruz.

Kurumları gösterilerinin gereci haline getirdiler. Hırslarını artık gizlemekte zorlanıyorlar. Ayak oyunlarını Türkiye sorunu üzere gösterecek kadar gerçeklerden kopmuş haldeler. Ana muhalefet mi sirk çadırı mı var aşikâr değil. CHP Genel Başkanı elinde kırmızı kartla ortada dolanıyor, eski genel lider ona sarı kart göstererek oyuna girmeye çalışıyor. Sorun kırmızı kart sarı kart ne işe fayda bilmez. Daima irtifa kaybeden liderler meçhul bir adaylık peşinden koşuyor. Kokuşma ayyuka çıkmış durumda lakin sorsanız tesirli muhalefet yapıyorlar.