Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM küme toplantısında değerli açıklamalarda bulundu.

“2025 yılının birinci iki haftasında iki haber aldık. Türk halk isminin duayen ismi Ferdi Tayfur’un vefatı yalnızca sevenlerini değil hepimizi derinden üzmüştür. Kendisini bir sefer daha rahmete yad ediyor ailesine ve hayranlarına baş salığı diliyorum. İkinci büyük kaybımız Amasya ve Ankara milletvekilimiz Ahmet İyimaya’ydı. Araştırmaya merakı, kendine has üslubuyla Meclis çatısı altında ülkemize uzun yıllar hizmet etmiş, müstesna bir isimdir.

“Bugün tekrar ağır bir gündemle sizlerin ve aziz milletimizin huzurundayız. Geçen hafta açıklanan şu kıymetli sayısı sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye’de faaliyet gösteren 168 siyasi parti ortasında AK Parti’miz 11 milyon 135 bin 306 üye sayısıyla doruktaki yerini koruyor. Ana muhalefet partisine 9 buçuk milyon üye fark attık. Milletin rotasından hiçbir zaman ayrılmadık.

AK Parti olarak üye sayısı itibariyle Türkiye’nin en büyük ailesiyiz. Buradan bir defa daha bu kutlu davaya gönül veren tüm üyelerimizin her birine tek tek teşekkür ediyorum. Biz milletiyle birlikte yol yürüyen bir partiyiz. Bundan sonra da birebir samimiyet ve aşkla yolumuza devam edeceğiz.

81 vilayet kongremizden 56 adedini büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. Gençlik kollarımız65 bayan kollarımız23 vilayette kongrelerini tamamladı. Türkiye’ye istikamet ver sloganıyla gençlik kollarımızın 7. Olağan Kongresi’ni tamamlayacağız

Şimdiye kadar 955 ilçe kongremizi tamamladık, kalan 15 ilçe kongremizi de önümüzdeki günlerde neticelendireceğiz. 81 vilayetten 56’sının kongresini gerçekleştirdik. Bu haftaki vilayet kongrelerimizle sayı 63’e çıkacak. 27 Ocak’ta Ankara’da mükemmel bir atmosferle gençlik kollarımızın 7. olağan kongresini yapacağız. Büyük kongremiz için ağır hazırlık içinde olacağız. Büyük kongremiz yeniden Türk siyasetine damga vuracak, 2028’e giden sürecin işaret fişeği olacaktır.

İhracatta cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık. Geçen yılan nazaran ihracatımız yüzde 2.5 oranında artış gösterdi. Savunma ihracatımız 7 milyar 154 milyon dolarla tarihin en yüksek düzeye çıktı. Turizm istatistikleri bu ay sonunda muhakkak olacak. İşgücü piyasamız güçlü görünümünü sürdürüyor. İşsizlik oranımız son 19 aydır tek hanede. İşsizlik oranı yüzde 8.6 olarak gerçekleşti. Bölgemizdeki sıcak çatışmalara karşın bunları başarmamız ayrıyeten takdire şayandır. Enflasyonla çabanın kıymetini vurguluyoruz. En büyük baş ağrımız olan enflasyonda artık düşüşün başladığını görüyoruz. Haziranda girdiğimiz dezenflasyon devam ediyor. Mal kalemlerinde enflasyon düşüşü daha besbelli lakin hizmetler kısmında atalet yüksek seyrediyor. Dünyada da emsal durum yaşanıyor. Hükümet olarak bu ataleti kıracak müdahalelere gireceğiz. Enflasyonla çabayı besin ve konut taraflı alanlarda arz taraflı önlemlerle de destekleyeceğiz. Toplumsal konut projemiz bunlardan biri. Sarsıntı konutları tamamlanınca elimiz biraz daha rahatlayacak. Enflasyon düştükçe alım gücü de artacağı için milletimizin dertleri biraz daha hafifleyecek. Bunun için biraz daha sabredeceğiz..

Çok açık ve net söylüyorum Suriye sorununda o denli ahlak dışı cümleler kurdular ki bugün konuşmaya hakları yok. Kusurlarıyla yüzleşmek yerine öküz altında buzağı aramaya devam ediyorlar. Bugün kimi gerçekleri hatırlatmakta yarar görüyorum. Bizim abdestimizden kuşkumuz yok ki namazımızdan kuşkumuz olsun. Daima dobra olduk kelamımızı mertçe söyledik. Neymiş kırmızı kart gösterecekmiş. Sen o işlerden anlamazsın o iş bizim işimiz.

Türkiye’nin hasımları dışardan Türkiye’nin uğraşlarını eleştirdiler onların niyetlerini zati biliyorduk. Bizim için şaşırtan olan asıl içimizdekilerin “Türkiye’nin Suriye’de ne işi var” demeleri oldu. Kitlesel kıyımlar yapılırken bunlar seslerini çıkarmadılar. Gerek Şam’da gerek Cezayir’de o cezaevlerinin ne halde olduklarını gördük Bayanlar ve çocuklar katledilirken sustular. Vahşete zulme gaddarlığa yıllarca sessiz kaldılar. Halep’te, Humus’ta çocuklar kırılırken bize saldırdıkları kadar Esed ve Baas rejimine ses çıkarmadılar. Açın bakın hiçbir tenkit göremezsiniz. Ne vakit ki 8 Aralık’ta Suriye halkı epik bir zafer kazandı bunların lisanları çözüldü. Utanmak yerine toplumsal meydan sağa sola akıl veriyorlar. Neymiş Suriye’de katliam varmış. Düne kadar Suriye’de ne işimiz var diyen siz değil miydiniz. Zalim defolup gidince mi aydınlandınız.

Suriye’nin dört bir yanından toplu mezarlar fışkırıyor. Terör örgütleri Suriye’de cirit atarken neredeydiniz? Biz sizin ne yapmaya çalıştığınızı biliyoruz. Hem de çok âlâ biliyoruz. 13 yıl neden sustuğunuzu, artık neden konuştuğunuzu çok güzel biliyoruz. Dün de uygun niyetli değillerdi bugün de arka niyetli davranıyorlar. Ne yaparsanız yapın Suriye devimini üfleyerek söndüremeyeceksiniz.

Ülkemiz içinde de o çok arzuladığınız kışkırtmayı yapamayacaksınız. Türk-Kürt-Arap kardeşliğini bozamayacaksınız. Allah’ın müsaadesiyle buna müsaade vermeyeceğiz. Sizin tuzaklarınıza asla düşmeyeceğiz. Siyaset akılla, basiret ve ferasetle yapılır. Siyaset ülkenin ve milletin çıkarlarını merkeze alarak yapılır. Siyaset Türkiye’nin hak ve hukukunu yüceltmek için yapılır.

Bu yeni devirde herkesin vazifesi ülkemizin Suriye’de istikrarın tesisi için yürüttüğü gayretlere katkı sunmaktır. Türkiye olarak Suriye’de istikrarın tesisi, geçiş sürecinin tamamlanması, tüm Suriyelileri kucaklayan sistemin inşası için katkımızı sürdürüyoruz. MİT Liderimiz ve Dışişleri Bakanımız Şam’ı ziyaret ettiler. Bugün de süreksiz hükümetin dışişleri, savunma bakanı ve istihbarat başkanı ülkemize ziyaret gerçekleştirecekler, bir görüşme yapacağız.

Suriye doğal kaynaklarını işgal eden YPG silah bırakmazsa yaklaşan akıbetten kurtulamayacaktır. Kürt kardeşlerimizin tüm sıkıntılarının destekçisi, takipçisi ve onların itimadının teminatıyız. DEAŞ üzere proje eseri mazeretlere gelince ikna edici yanı kalmamıştır. Bu sıkıntıyı çözecek en büyük güç Türkiye’dir. Herkes bölgeden elini çeksin, biz Suriyeli kardeşlerimiz ile DEAŞ’ın da YPG’nin de başını ezeriz. Biz bu kuvvete sahibiz.

Biz her evresi en ince ayrıntısına kadar hesaplanmış bu siyaseti yürütürken CHP tarafında çok farklı bir hava var. Kimin ne yaptığı aşikâr değil. Ana muhalefetten Türkiye’nin dış siyasetine manalı bir dayanak beklemek büsbütün beyhude bir uğraştır. Biz ne kadar uğraşırsak uğraşalım hepsi yararsız. CHP ve şürekası her ulusal sorunda yanlış yerde konumlanmayı bir biçimde başarıyor. Türkiye’nin ana muhalefet partisini mi yoksa bir ilkokul müsameresini mi izliyoruz? Ne bir ciddiyet var ne ağır başlılık var. Bir orta ülkenin yarısı aydınlıkken ışıkları kapatalım dediler. Bu aksiyon nispeten bir uyum gerektirdiği için yalnızca 3 gün dayandılar. Sonra Meclis’te nöbet işine girdiler. Bu son çıkışlarını (kırmızı kart) açıkçası biz de beklemiyorduk. Milletimiz üzere biz de dumura uğradık. CHP’nin siyaset üretme kabiliyetini bir sefer daha gördük. Bu dahiyane fikir için Sayın Özgür Özel başta olmak üzere idaresi tebrik ediyorum. Halkımızın umutlarını artırdılar. Türk siyasetine yeni bir ufuk kazandırdılar. Çok zahmet gerektirmediği için kart oyununun CHP karakterine daha uygun olduğu kanaatindeyim. Evvelkiler kelebek ömürlü olmuştu, bunu biraz daha devam ettirebilirler. Kendilerini fazla kaptırmasınlar. Daha bunun puzzle’ı var, pişpiriği var, pokeri var, iskambili var. Bu vahim tablonun takdirini en âlâ CHP’li seçmenlerin yaptığına inanıyorum.

İsrail başta, Suriye topraklarına saldıran güçlerin mütecaviz aksiyonlarına bir an evvel son vermesi gerek. Aksi takdirde sonuçların herkese tesiri olumsuz olacak. 5 aydır soykırımın ve katliamların sürdüğü Gazze’de ateşkesin sağlanmasıyla, tüm bölgede kalıcı barış ve istikrar için değerli bir fırsat doğacaktır.

Kendi kronik meselelerimizi çözmekten geri adım atmıyoruz. 40 yılı geride bırakan terör sorunu bulunuyor. Geçtiğimiz aylarda Sayın Bahçeli’nin çıkışıyla başlayan bir dizi gelişmeye şahitlik ettik. Gelinen noktada aziz milletimizin ihtiyat içinde olduğunu görmektedeyiz. Şehit yakınlarımızın, gazilerimize asla hayal getirmeyecek şuurla hareket ediyoruz. Terörsüz Türkiye sözünde yeni devrin kapılarını açma fırsatını kullanmamak üstlendiğimiz sorumluğu. Terörle uğraşta kritik kazanımlar elde edilmiştir. Türkiye her alanda gücünün doruğundadır. Bu türlü bir denklemde terör belasını kalıcı olarak bitirilmeli. Bu anlayışla arkadaşlarımıza bölücü örgütün lav edilmesi için talimatı verdik. Silahı ortadan çıkaralım dedik. Terör duvarını yıkalım, 85 milyon olarak birbirimize sıkıca sarılalım. Bu fırsatı hibe edemeyiz. Silahı ortadan çıkaralım, birbirimize sıkıca sarılalım. Türkiye’nin insani ve ekonomik olarak büyük bedeller ödediği sorunu kalıcı biçimde geride bırakması herkesin yararı. Heyetin yaptığı temasların olumlu geçtiğini görüyorum. PKK’yı lağvedecek çalışma başladı. Gerekli davet yapılır, terör örgütü gereken adımları atarsa kazanan tüm Türkiye olacaktır. Tüm taraflarıyla insanımız terörden çok acı çekti, artık bunları dindirme vakti gelmiştir, gün bugündür.