Bu köşede 5 Nisan Cumartesi günü şöyle yazmışız: “Sonuç, Özgür Özel siyasi bağlantıda, her ne kadar fikriyatın, ideolojinin, projenin, gelecek dizaynına yönelik görüşlerin zerresini içermese de kısa periyotta başarılı olabilen provokasyona, siyasi söyleme, retoriğe dayalı yaklaşımıyla bu Kongre’den sonra bir taşla pek çok kuşu birden vurmuş olacak: İmamoğlu’nun adaylığı ve Özel’in üzerindeki vesayeti kalkacak; Kemal Kılıçdaroğlu ekarte edilecek; DEM Parti konusunda aldığı milliyetçi halleriyle DEM’den veto yeme ihtimali artan Mansur Yavaş belediyesine dönecek ve Cumhurbaşkanlığı yolu Özgür Özel’e açılacak…”

Mitinglerden birinde otobüsün üstünde konuşma yaparken bir orta kendisine ‘kal’ gelip “Ben ne diyordum? Nerde kalmıştım? Unuttum!” demesini yorgunluğuna verip affetmişlerdi.

Allah encamını hayreylesin…

Bakanlık bu bağlantı sıkıntısını çözmek için olağan üstü bir metot bulmuş. Artık faturalarda çok net ve hiç atlanmayacak bir formda harcanan doğal gazın bedelini ne kadar olduğu, devletin ne kadarlık bir katkı sağladığı, dayanak olduğu sonuçta tüketicinin ne kadarlık bir ödeme yapacağı açık seçik yazılmış durumda. Bakanlığı kutluyoruz.

Tahmazoğlu açıklamasında: “Uzun evliliği ve çocuk sayısını teşvik etmek hedefiyle 10 yıl ve üzeri evli çiftlerimizi bilhassa destekleyeceğiz. En çok talep edilen nakdi yardım, kültürel seyahatler ve mesken sahibi olma isteği oldu. 10 yıllık evlilere 5 bin, 15 yıllıklara 7 bin 500, 20 yıl evli olanlara 10 bin, 50 yıllıklara 25 bin lira takviyeye başlıyoruz.”

Şahinbey Belediyesi ya da Güç ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı gibi halkımıza ciddi ekonomik takviye sağlayan kuruluşların bu örneklerden yola çıkarak kendilerini, hedeflerini, gayelerini daha düzgün anlatmalarında fayda var.

Duymayan kalmadı. Etkilenilmeyecek üzere değil. Milyonlarca taraftarı olan devasa bir spor kulübünün en üst makamı olan Divan Kurulu’nun Başkanı bir önceki başkanıyla atışıyor. Sonra muhafazaları ile bir arada o eski lidere saldırıyor. Hızına bir de yumruk geçiriyor.

İnsanları futboldan soğutmak, Beşiktaş’ın prestijine ziyan vermek, seyirciyi ve sponsorları kaçırmak ve nihayetinde futbolumuzun yalnızca Türkiye’de değil memleketler arası seviyede de yara almasını sağlamak için öteki ne yapılabilirdi sanki?

Bu çelişkiden Hasan Arat sakin ve vakur tutumuyla güçlenerek çıkmıştır. Sayın Yamantürk’ün önünde ise ilgi ve bağlantı idaresi konusunda gideceği epey uzun bir yol bulunmaktadır.

Kaybeden ise Türk futbolu olmuştur.