İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan ve uzun vakittir can çekişen global nizam çöktü. ABD’deki idare değişikliğinden sonra misyonu devralan Trump, çöken sisteme toprak değil, adeta beton döküyor.

Dünya büyük bir krizin eşiğinde. Artık kimse kimseye güvenmiyor. Amerika Birleşik Devletleri, iş tuttuğu herkesi yarı yolda bıraktı. Afganistan’dan sonra Ukrayna da bahtına terk edildi. Avrupa, Rusya karşısında savunmasız bırakıldı.

Küresel emperyalizmin sopası ABD, devlet olma temellerini ayaklar altına almış; Cumhuriyetçilerin diğer telden, Demokratların öbür telden çaldığı, “Devlette devamlılık esastır” unsurunun yok edildiği bir yer haline geldi.

Demokrat Biden, Ukrayna’ya sınırsız dayanak verdi, Cumhuriyetçi Trump, “Zelenski savaş açmasaydı” diyor. Cumhuriyetçiler Afganistan’a Haçlı başıyla girmişti. Demokratlar uçakla kaçmıştı. Yıllarca ABD’ye hizmet eden Afganlar, uçağa alınmadı, iniş takımında-tekerlerde ezildi.

Bütün bunları hatırlatmamın nedeni, tertip yıkıldı. Yeni sistem kurulana kadar piyasada çok serseri mayın dolaştırılacak. Yeni nizamı kurmak isteyenler tüm düğmelere basacak. Trump idaresi, Demokratların global Amerikan Milletlerarası Kalkınma Ajansı’nın (USAID) fonlarını kesti. Türkiye başta olmak üzere, dünyanın birçok yerinde ABD çıkarlarına hizmet edenler ortada kaldı.

Son vakitlerde Türkiye’deki hareketliliği bundan bağımsız düşünemeyiz. Global emperyalistler içimizdeki aparatlarını devreye soktu. Yeni dünya nizamı arayışlarının had safhada olduğu şu günlerde güçlü Türkiye istemiyorlar. Türkiye’nin gücünün zayıflatılması için her yolu deneyecekler.

Türkiye, Suriye konusunda hakikat yerde durdu, sürecin en çok kazananı oldu. Ukrayna konusunda Türkiye hakikat yerde durdu. Avrupa, ABD’ye güvendi, şu an büyük bir çıkmazda. İsrail’in soykırımı karşısında odunsuz karşı çıkan Türkiye, İslam dünyasının beğenilen ülkesi oldu. Afrika, Balkanlar, Uzak Asya, Türk Devletleri Teşkilatı, her alanda yıldızı yükselen Türkiye, yeni dünya sistemi oluşturulurken, birileri için dehşetli hayal haline geldi.

Eski Türkiye hasreti içinde olanlar, Türkiye’yi eskisi üzere edilgen, itiraz edemeyen, sesini yükseltmeyen ülke haline getirmenin hayali

içindeler. Dünyada eski Türkiye’yi isteyenler ile içimizdeki eski Türkiyecilerin ittifakı kelam konusu!..

Onun için bugünlerde beklemediğimiz çıkışlarla, beklemediğimiz kararlarla, beklemediğimiz telaffuzlarla karşılaşabiliriz. Hiç kestirim etmediğimiz, asla yapmaz dediğimiz, şahıslardan bizi şoke edecek çıkışlar olabilir.

Bütün kriptoları devreye alacaklar, uyuyan hücreleri uyandıracaklar, canlı bomba misali ummadığımız anda birileri kendini patlatacak. Bürokraside, iş dünyasında, siyasette, STK’larda, medyada hasılı toplumda ses getirici her alanda sürprizler yaşayabiliriz.

Fitneyi ateşleyecekler, fesat çıkaracaklar, tuzak kuracaklar… Dedikodu sistemi en yüksek mesaiyle çalışacak… Bugünler için saklanan evraklar, evraklar servis edilecek… Dezenformasyon tepe yapacak… Bildiğim, duyduğum bir şey yok; yalnızca dönemin

şartlarını göz önünde bulundurarak kestirimde bulunuyorum.

Tabii emareler çok… Teğmenler problemi, TÜSİAD’ın çıkışı, birtakım mahkeme kararları üzere birçok olayı emareler ortasında görebiliriz. Devir bin düşünüp bir söyleme, kılı kırk yarma devri. En hassas tarafımızdan tuzağa çekilebiliriz, şeytan sağ tarafımızdan yaklaşabilir. Fotoğrafın tamamını görmeden, senaryonun sonunu okumadan harekete geçmemeliyiz.

Sonunda kazanan Türkiye olacak. Bunu gördükleri için çok atak yapıyorlar. Zayıf olan onlar, güçlü olan Türkiye’dir.