Bahçeli’den Özgür Özel’e sert çıkış: CHP kaos siyasetine hız verdi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklaması şu biçimde:
“Siyasetin dost-düşman kategorisine tasnif ve teşmili yapılarak icrası, ulusal ve manevi bedel yargılarının aleyhine ikmali, anayasa ve kanunların bağlayıcılığını ihlal ederek ilerleyişi hukuk ve demokraside devasa çatlaklara, hatta vahim çarpıklıklara sebep olacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’mizi bu neviden bir karanlığa sürüklemek gayesiyle patent hakkına sahip olduğu kriz, kaos ve kaos siyasetine azgınlaşmış ihtirasların refakatiyle sürat vermiştir.
Dünyada harikulâde gelişmelerin yaşandığı, kartların yine karılıp güç merkezleri ortasındaki siyasi, ticari ve ekonomik temelli bilek güreşlerinin ağırlaştığı bir periyotta CHP idaresinin eline hançer alıp saplayacak yer arayışına geçmesi tam bir prensipsizlik, külliyen izansızlıktır.
Bu partinin öne çıkan lekeli isimlerinin içi boş hamaset ve çıtası yükselen hakaret üslubu taşınamayacak ölçüde ağır bir yüke dönüşmüş, o denli ki hıyanet sonuna kadar dayanmıştır.
CHP Genel Başkanı’nın otokontrolünü kaybettiği, siyasi onurunu hiçe saydığı, cüretkarlığını cehalet ve küstahlığından devşirdiği ortadadır.
Ülkesini ve milletini seven, hukukun üstünlüğüne boyun eğen hiçbir siyaset beşerinin heves ve tevessül etmeyeceği kelam, fiil ve aksiyonlara başvurmak ayıplı bir siyasetin tezahürü olduğu kadar ahlaki ve politik kırılmanın deşifresidir.
CHP’nin genel merkez binasının gayri resmi, gıyabi ve kaçak gecekondu formunda Silivri’ye taşındığını söylemek abartılı, arızi ve afaki bir kıymetlendirme sayılmamalıdır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin haksızca, hayasızca ve hamakata dayalı olarak tek adam rejimi propagandasıyla karalamaya çalışan CHP Genel Başkanı’yla siyasi ve ideolojik yandaşlarının resmen ve aleni biçimde tekleşen birisinin peşine takılması trajikomik bir orta oyun numunesidir.
Bindirilmiş ve sipariş edilmiş zoraki kalabalıklardan mülhem meydanlarda CHP Genel Başkanı’nın malum ve önemli bir yargısal süreci ve yargı mensuplarını maksat alması ziyadesiyle yanlış olmanın yanı sıra kolay ve bayağı bir siyaset cambazlığıdır.
Anlaşılan odur ki, CHP’nin kesin gayesi sokak ve boykot davetlerinin üzerine bina edilmek istenen iç isyan, siyasi ve toplumsal anarşinin patlak vermesidir.
Fakat ne CHP ne bu partiyi kumanda eden dış işgal cephesi asla ve kat’a kirli emellerine muvaffak olamayacaklardır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni saran hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk savlarından ötürü Silivri Cezaevi’nde bulunan zanlı Ekrem İmamoğlu’yla ilgili mahkeme süreçlerinin acilen görüşülüp karara bağlanması gerekmektedir.
Tanık tabirleri, sarih ve gerçek kanıtlarla birlikte öteki sair bilgi, evrak ve bulguların dava evrakına eksiksiz eğinin yapılması suretiyle kovuşturma etapları tamamlanmalı, şayet zanlı Ekrem İmamoğlu hatasızca beratı, değilse tecziyesi maşeri vicdana muvafık halde kesinlikle ve olabilecek en kısa müddette temin edilmelidir.
Televizyon ekranlarından, gazete sayfalarından ve toplumsal medya platformlarından sabah akşam kerameti kendinden menkul bir yolsuzluk failiyle ilgili abuk sabuk görüş, fikir ve paylaşımları aziz milletimiz dinlemeye ve izlemeye mecbur değildir.
CHP Genel Başkanı’nın tek adam merakına ve menşeine dayalı siyasetine tahammül edecek akıl ve vicdan sahibi hiçbir vatandaşımız da esasen yoktur.
İmza toplayarak dehşet verici savların faili olan bir zanlının cezaevinden çıktığı yahut çıkarıldığı görülmüş, duyulmuş şey değildir.
Üstelik imza toplayarak bir ülkenin erken seçime gitmesi diye bir şey de lakin tahayyül ve tenakuz aleminin bir mahsulü olup yok kararındadır.
Özgür Özel 100 milyon imza toplasa ne olacak, ne çıkacak, neye yarayacaktır?
İmza kampanyası sinemasıyla isyan ve işgal çatısı örülmek isteniyorsa, bunun bedelini muhatapları hukuken ve siyaseten çetin derecede ödemeye hazır olmalıdır.
Demokrasi ve hukuk fabrikasyon mahiyetli eften püften imzalarla değil, muazzez millet iradesiyle mühürlü ve mündemiçtir.
CHP’nin, Cumhurbaşkanı adayı belirlerken yaptığı eğilim yoklaması da konutlara şenliktir.
Bu partinin tek adayla yapılan oylamada üyelerine oy verdirerek demokrasi ihtilalinden bahsetmesi tuluat tiyatrosunun yeni bir versiyonudur.
Dahası Sayın Cumhurbaşkanımıza verilen oy sayısı CHP’nin kelamda demokrasi ihtilalinde oy kullananların tam 18,2 katıdır.
Özgür Özel, CHP üyelerinden 1 milyon 653 bin kişinin, dayanışma sandıklarında ise 13 milyon 844 bin kişinin oy kullandığını argüman etmiş, toplamı da 15 milyon 497 bin kişi olarak açıklamıştır.
Halbuki 28 Mayıs 2023 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın aldığı oy sayısı 27 milyon 834 bin 589; oy oranı da yüzde 52,18’dir.
CHP’nin tek parti periyotlarından alışkın olduğu “açık oy bâtın tasnif”le yaptığı kandırmaca sayımın bile nasıl bir aczi, açığı, eksiği ve yetersizliği teyit ettiği meydandadır.
Cumhur İttifakı, Türkiye’nin geleceğiyle ilgili kumar masasına oturan münafık muhterisleri ve şer oyunlarını her cephede karşılamaya, bunların alayının üstesinden gelmeye muktedirdir.
Özgür Özel’in yabancılara ülkemizi şikayet etmesi mandacı siyasetin gözlerini araladığına işarettir ve böylesi bir rezaletin demokratik faturası kesinlikle olacaktır.
Terörsüz Türkiye’nin bahar ve barış iklimi adım adım tesis ediyorken, dünyanın diplomasi nabzı Antalya’da atıyorken, bölge ve global siyasette kelamı dinlenen bir irade devamlı yükseliyorken CHP’nin bozguncu siyaseti hasımlık ve huşunetin sonucudur.
Bu berbat sonucun Türk milleti nezdinde hiçbir ederi ve bedeli yoktur.
Özgür Özel’in şımarık ve şuursuz siyaseti çuvallayacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti yabancıların eteğine tutunan müflis, müfsit ve ikiyüzlü siyaset tellallarından müteşekkil CHP zihniyetine teslim edilmeyecektir.
Bu irade ve isteği sonuna kadar gösterecek olan da büyük Türk milletidir”
