“Siyonizmin büyük İsrail gayesini kavrayamamak bölgemizin karşı karşıya kalacağı tehdit ve riskleri de anlayamamak demektir” sözlerini kullanan Maviş konuşmasını, “Lübnan’dan sonra İsrail’in durmayacağını hepimiz biliyoruz. Zati Suriye’nin Golan zirvelerini yıllardır işgal ediyor. Bir taraftan da Suriye’ye saldırmayı sürdürüyor. Lübnan’ın gerisinden gaye sonlarımıza daha da yakın bir noktaya gelecektir. Bunu anlamamak tarihi, coğrafyayı, jeopolitiği bilmemek demektir.” kelamlarıyla sürdürdü.

Esas sorunun İsrail’in saldırganlığı kadar, milletlerarası kuruluşların İsrail’in saldırganlığını durdurmaması olduğunu söz eden Maviş, “İsrail vahşetini “İsrail’in kendini savunma hakkı” ve “terörle mücadele” olarak yasallaştırmaya çalışmak, soykırımı gizlemeye çalışmaktır. İsrail soykırımına karşı çıkmayı antisemitizm ile ilişkilendirmek İsrail bombaları kadar acı verici bir enformatik vahşettir. Ne yazık ki memleketler arası kuruluşlar sorun çözme kapasitesini kaybetmiştir. Kelam konusu olan Müslümanlar ve İslam dünyası olduğunda aslında bu türlü bir tasaları da yoktur. İsrail’e karşı birleşmiş milletlerin aldığı sayısız karara karşın İsrail saldırganlığı devam ediyor. O vakit bu birleşmiş milletler ne işe yarıyor, bu memleketler arası örgütler ne mana söz ediyor.” Tabirlerini kullandı.

Küresel bir adil tertip kurulmadığı sürece tehlikenin Türkiye sonlarına ulaşmasının uzak olmadığını lisana getiren Maviş, “Dünya bu zulümle devam edemez. Yeni ve adil bir dünya tertibi mecburidir. Diğeri ne yaparsa yapsın, ne düşünürse düşünsün biz bu Türkiye olarak mazlumdan yana olmaya, haksızlığa ve adaletsizliğe karşı durmaya, İsrail’in saldırganlığı karşısında en güçlü sesi çıkartmaya devam edeceğiz” diye konuştu.