Rubio, Brüksel’de düzenlenen iki günlük NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın girişinde basına açıklamalarda bulundu.

İlk kere NATO toplantısına katılmaktan duyduğu memnuniyeti lisana getiren Rubio, “ABD, NATO’da her zamankinden daha faal. Global medyada ve ABD’deki birtakım lokal medyada NATO hakkında gördüğüm bu histeri ve abartıların bir kısmı yersiz. ABD Başkanı (Donald) Trump, NATO’yu desteklediğini açıkça belirtti. NATO’da kalacağız” dedi.

Rubio, ABD’nin NATO’nun daha güçlü olmasını istediğini vurgulayarak, “NATO’nun daha canlı olmasını istiyoruz. NATO’nun daha güçlü ve canlı olmasının tek yolu, bu kıymetli ittifakı oluşturan ortaklarımızın, ulus devletlerin daha fazla yeteneğe sahip olmasıdır” diye konuştu.

NATO’nun gelişmiş ekonomilerden, güçlü ülkelerden oluşan bir topluluk olduğunu belirten Rubio, “Sizi temin ederim ki (bizim de) iç gereksinimlerimiz var fakat dünyada oynadığımız rol nedeniyle savunmaya öncelik verdik. Ortaklarımızın da birebirini yapmasını istiyoruz” sözlerini kullandı.

“Onlarca yıl boyunca geniş toplumsal güvenlik ağları kurduktan sonra, tahminen de bundan vazgeçmek ve ulusal güvenliğe daha fazla yatırım yapmak istemeyen iç siyasetlerin olduğunu anlıyorum. Avrupa’nın kalbinde sert gücün caydırıcı olarak hala gerekli olduğunu hatırlatan tam ölçekli bir kara savaşı var. Bu nedenle, her bir üyenin harcamalarını GSYİH’nin yüzde 5’ine ulaştırmayı taahhüt edip yerine getirmesi için gerçekçi bir yolda olduğumuzu anlayarak buradan ayrılmak istiyorum.”

ABD Dışişleri Bakanı Rubio, yüzde 5’lik gayenin ABD’yi de kapsadığını lisana getirdi.

Rubio, “(Trump) NATO’ya karşı değil. NATO’nun, muahedenin her bir üye devlete yüklediği yükümlülükleri yerine getirmek için muhtaçlık duyduğu yeteneklere sahip olmamasına karşı.” dedi.

“Bu yüzden bugün burada yapacağımız görüşmelerde bu hususa değinme bahtımın olacağını umuyorum. Elbette İttifak için mükemmel ortaklar haline gelen Asya-Pasifik ortaklarımızın da bize katılmasından memnunluk duyuyoruz. Asya-Pasifik’te hem seyrüsefer özgürlüğüne hem de toprak bütünlüğüne yönelik artan tehditler görüyoruz. Bu yüzden onlarla da etkileşim kurmayı dört gözle bekliyoruz.”