Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullarda yapılan kapsamlı araştırmalar, çocukların toplumsal medya üzerindeki tecrübelerinin, onların ruhsal sıhhatlerini değerli ölçüde etkilediğini gösteriyor. Çocukların büyük bir kısmı, arkadaşlarının kendilerini toplumsal medya platformlarında takip etmemesi, takipten çıkarması yahut çeşitli toplumsal medya kümelerine dahil edilmemesi üzere durumlarla karşılaşıyor ve bunun şiddet olarak tanımlanabileceğini belirtiyor. Araştırmalara nazaran, öğrencilerin yüzde 80’i bu nedenlerden ötürü zorbalık ve duygusal şiddet gördüklerini tabir ediyor.

Sosyal medya, çocuklar için toplumsal bağların formlandığı değerli bir alan haline geldi. Lakin, sanal dünyada yaşanan dışlanmalar, toplumsal bağlantılardaki derin yaralara dönüşebiliyor. Çocuklar, arkadaşlarının dijital dünyada kendilerini dışlamasından ya da görmezden gelmesinden korkarak toplumsal medya hesaplarını daima olarak takipçi sayısını artırma ve kabul edilme gayesine yönelik kullanıyor. Bu baskı, hem çocukların ruh sıhhatini zorluyor hem de arkadaşlık ilgilerini olumsuz etkiliyor. Çocuklar, sanal dünyada yaşadıkları bu çeşit durumları gerçek hayatta da kendilerine yansıtabiliyor ve kendilerini yalnızlaşmış hissedebiliyorlar. Bu da, öz itimat eksikliği, depresyon belirtileri ve anksiyete üzere ruhsal meseleleri tetikleyebiliyor.

Bu cins durumların çocukların toplumsal ilgilerini de zedelediğini söyleyen uzmanlar, çocukların sanal dünyada daha fazla kabul edilmek için çok efor gösterdiklerinde, bu durumun gerçek arkadaşlık alakalarına de ziyan verdiğini vurguladı. Toplumsal medya şiddetinin çocuklar üzerindeki tesirini anlamak ve önlemek için ebeveynlerin ve öğretmenlerin şuurlu bir formda hareket etmesi gerektiğini belirten uzmanlar, dijital okuryazarlığın artırılmasının kıymetini vurguluyor. Uzmanlara nazaran, ebeveynler, çocuklarının toplumsal medya tecrübelerini yakından takip etmeli ve dijital dünyada yaşadıkları meselelerle ilgili onlarla açık bir bağlantı kurmalı.