Trabzonspor maç kazanırken de kaybederken de aslında daima kaybeden taraf oldu. Siz bakmayın 38 yıl sonra gelen kupalı şampiyonluğa. Aslında temel unsuru sistemde devamlılık olan kulübün oyuncuya dayalı sistemle şampiyon olmasına karşın bugün, geçmişe dayalı sisteminin yok olmasının aczi yaşanıyor. Parayı verenin düdüğü çaldığı devirde misyona gelen teknik yönetici Nenad Bjelica’nın, “Şu anda ortamızda olup tahminen kendisini kulüpten büyük hisseden arkadaşlar olabilir fakat şu bilinsin ki kimse kulüpten büyük değildir” söylemi aslında bugünün de sözüydü. Abdullah Avcı ile ortaya sıkıştırılan şampiyonluk her şeyi tozpembe yaparken, tüm oyuncuları kendisi almasına karşın Avcı’nın, “Tekrar ivme kazanmak için her türlü oyunu, oyuncuyu deniyoruz. Bunun süreksiz olmasını beklerken olmadığını bir sefer daha gördük. Bu kadar inişli çıkışlı grafik sağlıklı değil. Düzgünleşir üzere oluyor lakin toparlanması olmuyor. Hastalıklı bir durum üzere duruyor” tabiri Trabzonspor’un durumunu gözler önüne serdi.

Avcı devrinden sonra Şenol Güneş devri de farklı geçmiyor. Topluluğun en değerli ismi olan Şenol Güneş’in, son kaybedilen Çaykur Rizespor maçından sonra, “Zaten bulunduğumuz durum âlâ değildi ancak oyuncuların büyük bir travma yaşadığını düşünüyorum. Onu hissediyorum” açıklaması çaresizliğin en net örneğiydi.

Konu yalnızca Bjelica, Avcı ve Güneş ile sonlu değil alışılmış ki. Onlar teşhisi yaptı fakat deva bulunamadı ve bu halde bulunması da mümkün görünmüyor.

Aslında bu çaresizlik oyunun ve oyuncunun yetersizliğinden değil, Trabzonspor’un kuruluşundan günümüze var olan sisteminin yok olmasından kaynaklanıyor.

Sistem olmadan organize olmak ne kadar imkansızsa Trabzonspor’un bu değişkenlik gösteren takımından yanlışsız oyun beklemek de imkansızdır.

Şimdi lideriyle, teknik adamıyla deva aranan ve deva üretmeye çalışılan bir enkaz var ve bu enkaz birkaç aklın bir ortaya gelmesiyle ortadan kalkmaz. Bu enkazın ortadan kalkması ve Trabzonspor’un kendi birliği ve dirliğini ortaya koyması için bütünleşmesi gerekiyor. Bu bütünleşmede her bir görev yapan yönetim kurulu üyesinin kendi ekseninde değil Trabzonspor topluluğunun ekseninde hareket etmesi ile olur.

Trabzonspor’un çaresizliğini devaya ulaştırmak pansumanla değil, radikal kararlarla, hakikat orantılı operasyonla ve geçmişteki sistemini rayına oturtmakla olur. Bunu en güzel yapacak ve Trabzonspor’u tekrar kimliğine kavuşturacak olan da Şenol Güneş’tir…