Namaz, Müslümanlar için hem bir sorumluluk hem de günlük hayatta manevi huzurdur. Namaz, Allah’a olan bağlılığı, sabri ve ibadet şuurunu pekiştirir. Ayrıyeten, fizikî hareketlerin takip edilmesi vücut sıhhati için de yararlıdır. Namaz, İslam’ın beş temel ibadetinden biridir ve Müslümanların günde beş kere Allah’a yönelerek ibadet ettikleri bir harekettir. Namaz, manevi bir huzur arayışı ve Allah’a bağlılığı söz eder.

“Başka mezhepten olan imamın ardında namaz kılınır mı?” sorusuna Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığından şu cevap verildi:

“

Farklı bir mezhebe mensup olan imama uyarak namazı cemaatle kılmakta bir sakınca yoktur.Zira mezhep farklılığı namazda iktidaya (imama uymaya) mani değildir.

Her ne kadar ‘başka bir mezhepten olan imam, namazda iken muktedinin mezhebine nazaran namazı bozan bir davranışta bulunursa, muktedînin namazı fasit olur’ (el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 93; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 302-303) halinde bir içtihat varsa da, bu mevzudaki daha yanlışsız yaklaşım, imamın kendi mezhebine nazaran namazı bozulmadığı sürece, hangi mezhepten olursa olsun ona uyan kişinin de namazının tamam olduğu yaklaşımıdır.

Bu son görüş, selefin uygulamalarına muvafık olduğu üzere cemaat ruhunun gereğiyle de uyumludur. Gerçekten

İmam Ebû Yusuf, kan aldırdıktan (hacamat) sonra abdest almadan imamlık yapan Halife Harun Reşid’in ardında namaz kılmıştır

(İbn Ebü’l-‘İz, Şerhu’l-‘akîdeti’-Tahâviyye, s. 545).

Ayrıca imamın kendi mezhebindeki kaidelere muhalif bir davranış içinde bulunup bulunmadığını araştırmak da gerekmez (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 302-303).”

Cemaatle namaz kılınırken imamla cemaatin yerlerinin sahiden yahut hükmen bir olması gerekir. Bu birlik, safların bitişik olmasıyla sağlanır. Şayet namaz birebir bina içinde kılınıyorsa, içerdekilerin yerleri bir sayılır. Bu prestijle, çok katlı binalarda mescit olarak kullanılan bir katta cemaatle namaz kılınırken, bu kat cemaati almadığı takdirde, alt yahut üstten bu kata bitişik katlarda duran cemaatin, hoparlör yahut müezzinin bildirisi ile imamın intikallerinden haberdar olmaları hâlinde, imama uymaları sahihtir.

İmamı yahut imamı görenleri görmeleri kaide değildir. Ses temasının kesilmesi durumunda ise imamın hareketlerinin takip edilememesi sebebiyle imamın intikallerini takip edemeyenlerin namazları bozulur (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 1/550-551, 586-587). İmamın bulunduğu yerden yol, ırmak ve yer birliğini bozan misal pürüzlerle ayrılan yerlerde bulunanların imama uymaları caiz olmaz.