Derdi başka olanlar için 10 film
Okullar bitti. Çocuklarla birlikte yıllık müsaade vakitleri geldi. Bütün yılın yorgunluğunu kızgın kumlardan serin sulara atlayarak çıkaracak olan da var, köyüne gidip, sıla-i rahim yapıp rahatlayacak olan da… Yaza hazırlanmak için çokça tavsiyeye rastlarsınız. Kiloları süratli toparlamak, tatil rotaları oluşturmak için herkesin gündemi tahminen de bu tavsiye hesapları. Biz de üzerimize düşeni yapıp yaza sinema ile hazırlanmanıza yardımcı olmak istiyoruz.
Çünkü yaz demek temelinde çağdaş kent hayatında bunalmış insanın kısa bir mühlet için de olsa kendine dönme serüveni olmalı. Eğlenmek herkesin hakkı. Fekat eğlenmenin olmazsa olmazı da hayatı anlamaya devam etme gayretidir. Gelin, yine kendinize dönmenize yardımcı olacak, yaz uzunluğu serin sularda ya da ayçiçeği tarlalarında aklınızdan çıkmayacak “Yaza Hazırlık Filmleri”ne birlikte bakalım.
NOT: Bu sinemaların kimilerini listelerde bulma imkanınız yok. Zira ziyadesiyle gerçek, aldatmayı değil anlatmayı kovalayan, eğlendirirken düşündüren üretimlerdir.
Evladı Hz. Yusuf’un hasretini yaşayan Hz. Yakub’dan, babasının hasretini yaşan Yusuf’a… Okula yeni başlayan ve farklı bir çocuk olan Yusuf, bir gün gördüğü rüyayı babasına anlatır. Arıcılık yapan babası bir gün ormana masraf ve geri gelmez. Hayal ile gerçek ortasında, hakikatin izinde, tabiat ile insanın konuştuğu bir başyapıt. Semih Kaplanoğlu’nun sineması Berlin Sinema Festivali’nde Altın Ayı mükafatı kazanarak büyük bir muvaffakiyete imza atmıştı.
Uluslararası başarısı ile Türk sinemasında değerli yer edinen Coşkun’un birinci uzun metrajlı sineması, kültürler ortası farklardan sevdanın fark gözetmemesine kadar geniş bir çerçevede Türkiye’ye bakıyor. Köyünden Galata’ya gelip bir caminin müştemilatında yaşayan ve müezzinlik de yapan Musa’nın karşı komşuna olan zımnî ve derin aşkı, Clara’nın bir rahibe adayı olması sebebiyle sarsıntı geçirir. Sinemanın bitişi ziyadesiyle içten, dokunaklı ve gözlerinizi kapayıp rüzgarın sesinde kalbinizde kalan duyguya kendinizi bırakacağınız cinsten…
45 yıldır arkadaş olan Sudan Sinema Kulübü üyelerinin neredeyse yarım asır sonra yine bir ortaya gelip ülkelerinde sinema gösterimi yapma gayretinin hikayesi… Müslüman toplumların sinema ile ortasına çektiği perdenin lüzumsuzluğunu anlatan sinema, temelinde çok geç kalınan lakin her halde ram olunması gereken yola işaret ediyor. Gasmelbari’nin belgeseli, kırsalı kente, kenti kırsala anlatan bir yapım…
Eşi Sedna’nın vefatının akabinde Nanook’un, uzun vakit evvel kaçan kızları Ága’yı bulmak için çıktığı seyahati anlatan sinema Asya’nın kuzeyinde Yakutistan topraklarında geçiyor. Kentleşmenin aileye yaşattığı bölünme ve şiddetli koşullara karşın kıymetlerinden vazgeçmeme çabasının hikayesi…
Tam olarak bir kahraman hikayesi… Hollywood’un dayattığı dünyayı kurtaran cinsinden değil, Anadolu kültüründen beslenen beşere, kendine dönme düsturunu anlatan sinema, absürt anlatımı ve fantastik yapısıyla dikkat çekiyor. Büyük bütçeli Hollywood sinemalarının bilakis mütevazı bütçesiyle hem kahraman hem de anti kahraman yorumu barındırıyor. Yazın kendinize döndüğünüz günlerde aklınıza olacak bir film…
Umumi tuvaletleri temizlemekle misyonlu Hirayama’nın (Kôji Yakusho) işini titizlikle yaparken göğe bakarak memnun olduğu anlar bile yaz tatilinde günde 5 öğün yapmanız gereken ve sizi derinden etkileyecek şeye işaret ediyor. Wim Wenders’in 2023 imali sineması hayatın sanatla ve teknoloji ile kurduğu alakayı, her gün görmezden geldiğimiz bir personelin gözünden etkileyici bir üslupla anlatıyor.
Bir sinema sineması çekiminin oyuncu seçmelerine katılmak için izdiham oluşturan binlerce kişinin kıssası. Temelinde onların değil, sinema dileğinin öyküsü. Aslında o da değil; sanatın beşerle ilgisinin ve ‘neden sinema’ sorusunun karşılığının filmi… İranlı direktör Muhsin Mahmelbaf’ın sinemanın yüzüncü yılı için 1995’te çektiği sineması izlememek sinemacılar için utanç kaynağı, izleyici için ise büyük eksiklik olur…
Hayalle gerçek ortasında, bir felaketin eşiğinde ve sonrasında, bir kız çocuğunun gerçekle sınırlanmamış dünyasında, ailenin kıymetini vurgulayan dokunaklı bir film… Asıl ismi Hushpuppy (Cimcime) olan Benh Zeitlin’in 2013’te çektiği sinema, New Orleans’ın kıyılarında “Leğen” ismi verilen ve fakirlerin yaşadığı yerde Cimcime’nin anne hasreti ve babasının hastalığı ortasındaki fantastik bağı ve hayal dünyasını resmediyor.
Filistin sinemasının özgün yönetmeni Elia Süleyman’ın sinema tarihine geçen olağanüstü filmi… Yaşanan dramı ve haksızlığı ironik, absürt bir lisanla anlatan sinema, bilhassa Batılıların Filistin Davası’na ve İsrail soykırımına karşı çelişkili tavrını eleştiriyor. Güldürüyor, eğlendiriyor ancak her sahnesinde düşündürüyor…
Biraz sert lakin duygulu… 1960’larda Endonezya’da yaşayan Enver, arkadaşlarıyla karaborsada küçük bir sinema çetesi kurmuştur. 1965’te ülkede askeri darbe olunca bu çete vefat makinesine dönüşür. Sinemadan insan canına… Pişmanlıklar ve anlamsızlıklar… Ne diyelim, izleyin ve etkilenin…
