TBMM Başkanı Kurtulmuş NATO Parlamento Başkanları Zirvesi’nde konuştu: İsrail’in bölgedeki saldırıları sona ermeli müzakereler başlamalıdır

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Belçika Temsilciler Meclisi’nin konut sahipliğinde düzenlenen NATO Parlamento Liderleri Tepesi’nde yaptığı konuşmada, NATO Parlamenter Asamblesi’nin (NATO PA), 70 yıl evvelki kuruluşundan bu yana demokrasi ve özgürlük bedellerinin yanı sıra egemenlik ve toprak bütünlüğü unsurlarını savunduğunu belirtti.

Bu bedeller ve unsurların Ukrayna’ya verilen takviyenin temelini oluşturduğunu söz eden Kurtulmuş, “Bir yandan Kırım dahil olmak üzere Ukrayna’nın egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü savunurken bir yandan da devam eden savaş sürecinde adil ve kalıcı bir barışa ulaşılması için diplomatik gayretlerin ön saflarında yer alıyoruz” diye konuştu.

“Müttefiklerin Gazze’deki soykırım kampanyasına verdikleri cılız reaksiyon, NATO’nun bölgedeki ortakları nezdindeki güvenilirliğine ziyan vermektedir. Ayrıyeten Batı’nın ikili standartla hareket ettiği algısını da güçlendirmektedir. İsrail’in Gazze ve Doğu Kudüs dahil olmak üzere Batı Şeria’da devam eden işgal ve saldırganlığı milletlerarası hukukun büsbütün göz gerisi edilmesi manasına gelmektedir. Hiçbir münasebet önemli cürümlerin işlenmesini yasal kılamaz. Failler sorumlu tutulmalıdır, hesap vermelidir. Bu nedenle birtakım müttefik ve ortak ülkelerin Netanyahu hükümetine yönelik son açıklamalarını ve yaptırımlarını memnuniyetle karşılıyoruz.”

TBMM Başkanı Kurtulmuş, parlamenter diplomasi alanındaki gayretlerin da iki katına çıkarılması gerektiğini söyledi.

Bir küme ulusal parlamentonun 18 Nisan’da İstanbul’da “Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu”nu kurduğunu lisana getiren Kurtulmuş, “İki devletli tahlili ve Filistin halkının yasal haklarını destekleyen parlamentoları teşebbüsümüze katılmaya davet ediyorum” dedi.

“İsrail’in bölgedeki hücumları sona ermeli, müzakereler ve diplomasi tekrar başlamalıdır. Mevcut memleketler arası sistem bir yol ayrımında. Çok merkezli bir dünyaya gerçek geçişe şahit oluyoruz. Adil ve kalıcı bir barış için aktif bir askeri caydırıcılığın yanı sıra kıymetlerimize ve unsurlarımıza daha güçlü bir bağlılık gerekmektedir. Bu nedenle, savaşlar ve krizler İttifakımızın etrafını kuşatırken NATO, barış ve adalet perspektifini daha da güçlendirmelidir. Kılıçlar olmadan yapılan antlaşmalar yalnızca kelamdan ibarettir ve dünyayı garanti altına alma gücüne sahip değildir. Kurallar ve unsurlar olmadan ise kılıç, denetimsiz güç ve despotizmin bir aracı haline gelir. Ukrayna ve Filistin, kurallar ve unsurların mi yoksa kaba kuvvetin mi galip geleceğinin bir testi olacaktır.”