Yeni güç ekseni görünür oluyor
Edinilen bilgilere nazaran bu üç ülke, İran’la uzun müddettir sürdürdüğü art kapı iş birliklerini artık alana taşımış durumda. Alanda gözlenen teknik gelişmeler, bu iş birliğinin kapsamını somut biçimde ortaya koyuyor. Tahran’a verilen dayanağın, gelişmiş uzun menzilli füze kesimleri, yönlendirme sistemleri ve radar karıştırıcıların sevk edilmesini kapsadığı söz ediliyor. Yüksek çözünürlüklü uydu imajları ve elektronik istihbarat datalarının direkt aktarılması, İran’ın hava savunma ve elektronik harp altyapısına özel mühendislik takımlarıyla alanda teknik katkı sağlanması da gündemde. Ayrıyeten, siber operasyonlar ve sinyal bozucu kabiliyetlerin de etkin formda paylaşıma açılması üzere ögelerin da bu takviyeye dahil olduğu kaydediliyor.
Uzmanlar, son haftalarda İran’ın füze isabet oranlarında yaşanan besbelli yükselişin bu takviyenin en önemli somut göstergesi olduğuna dikkati çekiyor. Tekrar, İsrail hava alanında raporlanan sinyal kesintileri ve radar sistemlerindeki düzensizlikler de bu dış dayanakla direkt ilişkilendiriliyor. Bu üç ülkenin geçmişte yaşadıkları stratejik travmalar, onları emsal tehditlere karşı ortak hareket etmeye yönelttiği bedellendirilen tahlillerde, alana inen bu dayanağın, sadece teknik değil tıpkı vakitte derin bir hafızanın ve sistematik bir hesaplaşmanın da eseri olduğu bedellendiriliyor. Bölgedeki gelişmeler, artık yalnızca İran ve İsrail ortasındaki bir kriz olarak değil, önü alınmadığı takdirde çok kutuplu bir güvenlik krizine dönüşme riski taşıyan bir cepheleşme olarak görülmeye başladı. İran’a verilen bu direkt dayanakla birlikte, bölgesel üstünlüğün tarifi ve kuralları değişiyor. Uzmanlar, Rusya, Çin ve Kuzey Kore’nin oluşturduğu üçlü yapının, artık sırf gözlemlemekle yetinmediğini, karar vererek aksiyona geçtiğini kelamlarına ekliyor.
