Karadere Müderrisi Şeyh Kalomer Mahmud Efendi hakkında bir kitap

Mahmud Efendi’nin yaşadığı hayatın yani 1838-1930 ortasındaki 92 yılın, tarihi – toplumsal büyük krizleri ve fetret vaktini ihtiva ettiği mazlumdur. Tanzimat Fermanı’nın ilanından, Meşrutiyetlere, Birinci Cihan ile Kurtuluş Savaşı’na, din ve milletle savaş açan bir yeni bir devlet sisteminin oluşmasına, Hilafet’in ilgasına, Tekke – zaviye, türbe ve medreselerin kapatılmasına, tevhidi tedrisata geçilmesine, İslam harfleri yerine Latin harflerinin kullanılmasıyla halkın bir gecede cehalete sürüklenmesine… kadar birçok konunun Mahmud Efendi’nin şahsi tarihinden genel tarihe dair birer izlek olarak gerçekleşmesi, onun hayatını, hatıratını ve evraklar dahil terekesini de çok bedelli kılmaktadır.
Bunların bedelini daha çocukken fark eden Okutan’ın, Mahmud Efendi’yle ilgili hatıratın, doküman ve bilgilerin izini sürmesiyle başlamış Karadere Müderrisi Pir Kalomer Mahmud Efendi isimli kitabın hikayesi…
İshak İnanç Güvelioğlu, Mehmet Yahya Okutan, Emin Aşıkkutlu ile Süleyman Gür’ün Mahmud Efendi ile ilgili sunuş / takdim / takriz / biyografi formuyla verdikleri bilgilerle açılan kitabını, Okutan on üç kısım üzerine kurmuş; bu kısımlarda Ganiömerzâde Mahmud Efendi’nin çocukluk ve tedrisatını; toplumsal ve tasavvufi tarafını, ilmi şahsiyetini ve çalışmalarını; menkıbelerini, manzumelerini, meslektaşlarını; mektuplarını; vasiyetini ve kabrini; ailesini ve çocuklarını; kitaplarını, Hazretin köyü olan Bölümlü’nün tarihiyle birlikte kaydi ve kavli bilgiler, yazılı kayıtlar ve sair evraklar eşliğinden işlemiştir.
Mahmud Efendi’yi anma merasimleriyle, Hazret’ten çocukken Kur’an okuma imkanına sahip olanlardan Talip Eyüpoğlu’nun tanıklıklarıyla değerli çalışmasını tamamlayan Okutan, Kitabın Hikayesi’nde kendi çalışma serüvenini, eleştirisini ve kadirşinaslığını da şöyle söz etmiştir:
“Mahmud Efendi’nin hayatıyla ilgili çalışmanın daha profesyonelce ve akademik seviyede yapılması düşünülebilirdi fakat kendi ihmal ve vebalimizi yeniden kendimiz düzeltmeliydik. Torunlarından Osmanlı Arşivi Uzmanı Mehmet Yahya Okutan’ın dayanağı kıymetli bir ögeydi. Çünkü, Efendi’den Arapça haricinde çok sayıda Osmanlı Türkçesi ile yazılmış doküman, kitap ve metrukât intikal etmişti. Bu çalışma çerçevesinde Mahmud Efendi’nin iki oğlu ortasında bölüşülmüş olan ve günümüze ulaşan icâzetnâmeler, mektuplar, kitaplar, şiirler, hutbeler, vaaz ve ders notları yanında bitkilerle sıhhat çalışmaları (fitoterapi), dua çalışmaları, vefkler ve imar (yol, köprü medrese, minare, cami) çalışmaları ile ilgili muhasebe defterlerinden oluşan dokümanlar tek tek incelendi. Gelinen bu noktada 2017 yılı itibariyle çalışmalara başladık.
Bu vesile ile yapıtın ortaya çıkmasında yıllar evvel bu çalışmayı teşvik eden, yol gösteren, tavsiyede bulunan ve hala katkısı devam eden hocamız İsmail Kara’ya, şahsen bizimle Of/Bölümlü’ye giderek ondan intikal eden kitap ve evrakları tek tek inceleyen, tespitlerde bulunan ve yazılı hale getiren İshak İnanç Güvelioğlu’na teşekkür ediyoruz. Böylelikle farklı bir tevafuk örneği olarak 1886 yılında büyük dedelerimiz Mahmud Efendi ve Karadere Medresesi kurucu müderrisi Hüseyin Efendi’nin Karadere Medresesi’nde hizmet vermek için bir ortaya geldikleri üzere bundan tam 136 yıl sonra torunları olarak bizler de onların emek ve öykülerini gün yüzüne çıkarmak için bir ortaya gelmiş olduk.”
Şahsi tarihlerin milletlerin genel tarihlerinin ya da özel dünyaların toplumsal dünyanın pahalı bir nüvesi, misli / örneği olduğunu hatırlatarak, Okutan’ın değerli çalışmasının titizlikle okunmasını öneriyoruz.