Şeyh uçmaz ama derviş uçabilir

Bir tekkenin genç müritleri bizim dervişe heyecanla demişler ki “bizim bir pirimiz var, havada uçuyor.” İstifini bozmamış bizimki. “Allah, sineklerin yapabildiğini yapmayı başaran şeyhinizin sırlarını aziz eylesin” diye dua etmiş.

Dervişin ne dediğini anlamamış genç müridân. “Ya” demişler, “senin pirinin kerameti ne?”

“Benim pirimin kerametleri anlatmakla bitmez. Hangi birinden başlasam bilemedim. Hangisini anlatsam öbür kerametinin hakkı kalır” demiş derviş. Israr etmiş gençler, “birini bari lütuf buyurup da anlatsanız” demişler.

“Peki madem” demiş bizimki. “Benim pirim düz bir çizgide yürüyebiliyor. Üstelik o düz çizgiyi yamuk yumuk çizip de insanlara ‘en düz çizgi budur, buradan siz de yürüyün. Hem buradan yürümeyen cehennemin tabanına gider’ demiyor. ‘Bu çizginin düz olduğunu zannediyorum. İstek eden buradan yürüsün. Elbette öbür düz çizgiler de vardır. Hangisinin en düz olduğunu ise yalnızca Allah bilir’ diyor.”

Hayal kırıklığına uğramış gençler. Hatta biri dayanamayıp “düz bir çizgide yürümek niçin keramet olsun ki? Ben dahi dümdüz bir çizgide yürürüm. Bu keramet midir?” diye sormuş.

Bizim dervişin de aklına, kendi halince bir derviş olduğunu düşündüğü Kafka gelmiş o sıra. Kafka’nın şöyle dediği rivayet olunurmuş: “Siz sanatçıyı bir ayağı yerde, öbür ayağı gökte bir kavka, bir alakarga sanırsınız. Halbuki sanatçı, varlığın içerisinde kendine bir yer bulmak isteyen zavallının biridir.”

Aklına gelmiş bu rivayet fakat söylememiş gençlere. “En büyük keramet istikamettir delikanlılar. Allah istikametten ayırmasın” diye dua buyurmuş.

Doğrudur. Sineklere uçma kabiliyeti veren Allah, pekala sevdiği bir kuluna da uçma yetisi verebilir. Ve ancak sevdiği bir kuluna uçmayı nasip etmediği üzere sevmediği bir kuluna da uçma kabiliyeti verebilir. Her ikisinin de imtihanı olur uçmak böylelikle.

Büyükler dermiş ki dua edip isterken pek dikkatli olmanın yolu her seferinde istediğin şeyi iyisi ise diyerek istemektir. Allah niyazını duyar da duana icabet edebilir amma o istediğin senin hakkında iyi mı değil mi bakmayabilir. Diyebilir ki “değil mi ki kulum benden istedi, ben ona istediğini vereyim.”

Peki ya senin hakkında iyi olan uçmak mı, yürümek mi? Kavka olmak için epey çaban niçin?

Şeyh uçmaz tahminen amma yolu düzgünce tanım edebilirse dervişine, derviş kanat takıp uçabilir. İş ki kanadın ne olduğunu hakikat tespit edebilsin derviş dediğin.

Hem Yunus tahminen de yanılıyordur. Dervişlik tahminen de hem hırkadır hem taçtır. Hem malum ya, hırkanın ne kabahati var sen yoluna varmazsan. Vargıl yolunca yürü, er yolu kalmaç değil.

Kanat dedik o denli ya. Muhammed(s.a.v)’i seven kim kanatsız kalmış da sen kalasın? Onun yolunca yürüyen kim uçmamış da sen uçmayasın? Sen uçmayı ne sanırsın? O denli uçmaklar vardır ki bir gecenin ortasında, bir sabahın seherinde kah çıkarsın gökyüzüne seyredersin âlemi, kah inersin yeryüzüne seyreder âlem seni. Hem bilesin ki görene seyir vardır seyir içinde.

Dikkat ister burası. Sevginin bir kuralı niyetse bir kaidesi da taklittir.

Neyse. Bir şey anlatacaktım ben size.

Hasan-ı Basri ile Rabia el-Adeviyye bir ırmak kenarında karşılaşmışlar. Rabia el-Adeviyye, çabucak seccadesini havaya atıp namaza durmuş. Hasan-ı Basri de suya serivermiş seccadeyi. Namazlarını bitirdikten sonra Hasan-ı Basri demiş ki “neyse Rabia hatun. Kuşların ve balıkların pekala yapabildikleri şeyleri bitirdiysek insanların yapacaklarına geçelim de azdan çoktan hal lisanıyla söyleşelim.”

Allah. Eyvallah.

İlginizi Çekebilir:İspanya’da demir yollarındaki kablo hırsızlığı nedeniyle binlerce yolcu yolda kaldı
share Paylaş facebook pinterest whatsapp x print

Benzer İçerikler

Batı Şeria’ya skandal tanımlama
ABD’nin sözüne değil icraatına bakarız
‘Demokrasinin beşiği’ ABD’de seçim hazırlığı: Firmalar yağmaya karşı dükkanlarına tahta çakıyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan Sırbistan lideri Vucic ile telefonda görüştü: İkili iş birliği vurgusu
Hindistan’da facia: Yıldırım düşmesi sonucu 8 kişi öldü
Müslümana ev ve iş yok: Nefret suçunun yüzde 90’ını İslamofobi oluşturuyor
İstanbul Masaj Salonu | © 2025 |